English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ D ] / Düsündüm

Düsündüm traducir inglés

49,805 traducción paralela
Aslında düşündüm Maggie'nin öldüğünü biliyordun Bodrum katında falan var.
I actually thought you knew Maggie was dead and walled up in our basement or something.
Eğlenceli vakit geçireceğimizi düşündüm.
I thought we were gonna have a little fun time.
Seks yapmak ne kadar önemli Bir şekilde mi Hep düşündüm Tamamen overrated.
What's the big deal with sex, any way? I've always thought it's totally overrated.
Onun deneyimli bir olta balıkçısı olduğunu söylediğinizi düşündüm.
A Minister's Dog is eccentric, even by our standards.
Basit bir işim olmasını düşündüm.
I thought I might get a little job. Skivvying?
Düşündüm ki birilerinin kıçını tekmelersem ihtiyaç duyan bir yere adalet sağlarım.
Thought I'd go whup ass, bring justice to a place that needed it, you know?
Enaz azından viski ile gönlünü alırım diye düşündüm.
I thought, I'll pacify you with the best whiskey.
Herkes kazançlı çıkar diye düşündüm.
I thought it would be a win-win.
"Ürün iyiyken hasat yapacaksın," diye düşündüm, değil mi?
So I thought, "You got to pick while the picking's good," right?
Şimdi şöyle düşündüm.
So here's what I'm thinking.
Doğru karar olduğunu düşündüm.
I thought it was the right call.
Bilmek isteyeceğini düşündüm.
Thought you'd want to know.
Seninle paylaşmam gerektiğini düşündüm.
I just... thought I should tell you.
Bilmen gerekir diye düşündüm.
I thought you should know.
Çünkü ilginç olabileceğini düşündüm ve politika umurumda değil.
Because I thought this might be interesting and I don't give a shit about politics.
Bir an bir kopilot isteyebileceğimi düşündüm.
For a moment there I thought maybe I'd like to have a copilot.
Evet, sanırım düşündüm.
Yeah, I guess I did.
Ama seri katil suçlamaları varken yüz yüze konuşmak daha iyi olur diye düşündüm.
But I believe, when dealing with accusations of serial murder, it is best to meet face to face.
- Arabam çalındı. İşe gitmemek için yeterli bir mazeret diye düşündüm.
Someone stole my car, and I thought that was a good enough excuse just not to show up to work.
Ve dünya turuma ara verip uğrayıp biraz takılabilirim diye düşündüm.
And I finally got some time off from my world tour so I thought I'd stop by and hang out.
Hep birileri için önemli olacağımı düşündüm.
I always thought I was meant to be somebody.
Bunca zaman Hang 5'e, dünyanın en iyi sörf takımına katılırsam önemli biri olacağımı düşündüm.
I am. All this time, I thought joining the Hang 5 the greatest surf team, would make me a somebody.
Ulaşılabilir mesafede tutarsan içinden kullanmak da gelebilir diye düşündüm.
I figured if you had it around, you'd be tempted to do it or something.
Ayrıca dolabında bir çift Crocs buldum sonra da ondan, yaz gelmeden ayrılmam gerektiğini düşündüm.
Plus, I spotted a pair of Crocs in his wardrobe and I realised that I had to split up with him before the summer.
Düşündüm ki..... Yaparım.
I thought... I would.
Hayır, düşündüm ki..... ne yaptığını biliyor gibi görünüyodun.
No, I just thought... you seemed to know what you were doing.
Ben de başıma yeterince şey geldiğini düşündüm.
And I felt that I'd been through enough.
Sonra düşündüm de, kapatmak çözüm değil öldürmek lazım, geri kalanımızı korumak için kökünüzü kurutmak lazım.
Then I realized we shouldn't be caging them, we should be killing them, eradicating them to protect the rest of us.
- Ben de öyle düşündüm.
That's what I thought.
- Tekrar, ben de öyle düşündüm.
Again, what I thought.
Şu anda kapalı sunucularına baktığımı bilmen gerek diye düşündüm.
Thought you should know I'm looking at your closed servers right now.
Yanlış bir şey yaptığımı düşündüm diye kaçırdın beni oradan.
You had me running there for a bit, thinking I'd done something wrong.
Düşündüm de belki teklifimi dinlemek istersin. Shark Tank gibi.
And I thought maybe you'd like to hear my proposal, shark tank style.
Numaralarını bilmeniz gerekir diye düşündüm.
I just thought you should know about her tricks.
Düşündüm ki böyle yetenekli biri...
I just figured, somebody so talented,
Sadece düşündüm ki eğer iyi olmasını istediğimi bilirsen ya da farklı...
I just thought, if you knew I wanted it to be good or different...
Ama, kolesterolün ve doymuş yağın artık mesele olmadığını düşündüm.
[Kip] But I thought cholesterol and saturated fat wasn't an issue anymore.
Haklıydı. Köpek dişlerinin hep et yemek için olduğunu düşündüm ama hangi hayvan bu küçük dişlerle öldürüp çiğ şekilde yer ki?
I always thought my canines were for meat, but, what kind of animal could actually kill and eat raw with these tiny teeth?
İnanılmaz, diye düşündüm ve vegan olur olmaz tendinit kaybolmaya başladı.
And as soon as I went vegan, tendinitis started disappearing. My strength in my right arm started coming back.
Çünkü bir süre eskisi gibi olamayız diye düşündüm.
'Cause for a while there, I wasn't sure that we would.
Size sormadım ama şöyle yapsam iyi olur diye düşündüm.
I went ahead and, um... I figured I should maybe...
- Sadece senin beyaz olduğunu düşündüm.
I just think you're white.
Bay Burrows, kardeşinin olayıyla ilgili yardım edebilir diye düşündüm.
I thought Mr. Burrows could perhaps help with his brother's cause.
Onu OkCupid'e kaydetmeyi düşündüm.
I thought of signing her up with OkCupid.
Mal mal zırıldadım ama paraya cevap verirler diye düşündüm işte.
A-a blubbering idiot, but I thought they would respond to money, you know?
- Burada çalıştığından bize yardımcı olabilir diye düşündüm.
she worked here, so I thought maybe she could help us.
Bunun işe yaracağını düşündüm.
Thought that would solve it.
Düşündüm de...
I thought...
Hayatımın değişeceğini düşündüm ama bu... Bu...
I thought my life would change, but it...
Uyurgezer'deyken bir anlığına başaramayacağım diye düşündüm.
There was a moment on the Somnambulist when I thought I wasn't going to make it.
Ödeştiğimizi düşündüm.
I figured we're even.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]