Elimizden geleni yaptık traducir inglés
506 traducción paralela
Elimizden geleni yaptık yoldaş.
We did our best, comrade.
- Elimizden geleni yaptık.
- We did the best we could.
Elimizden geleni yaptık.
We did everything in our power.
- Elimizden geleni yaptık.
We did everything we could.
Tanrı aşkına rahat bırak! Elimizden geleni yaptık.
Ah, for heaven's sake, leave us alone.
Bugün elimizden geleni yaptık Joan, adamlarımız yoruldu artık.
We've done all we can this day, Joan, our men are exhausted.
Doğayla elimizden geleni yaptık.
Me and nature done the best we could.
Elimizden geleni yaptık.
We've done everything we can.
Acele etmek için elimizden geleni yaptık.
We did our best to hurry.
Elimizden geleni yaptık.
We do what we can.
- Zaten elimizden geleni yaptık.
And you've already done a lot.
Elimizden geleni yaptık zaten bizden daha fazlasını bekleyemezsin!
You can't expect us to do anything more than we've done!
Size yardım edebilmek için elimizden geleni yaptık.
We've tried our best to help you.
Elimizden geleni yaptık,... ama ailemi rehin bırakmak zorunda kaldım.
We did our best, but I had to leave my family as hostages.
Hastanelerde elimizden geleni yaptık.
We did what we could in the civic hospitals.
Bu çok kötü dostum ama elimizden geleni yaptık.
That's rough, old buddy... but we've done all we can. This is a job for, like, a social worker.
Ama en azından elimizden geleni yaptık.
But we worked hard and did as much as we could.
Elimizden geleni yaptık.
We did our best.
Elimizden geleni yaptık, Ivan Petrovich.
We do our best, Ivan Petrovich.
Ama elimizden geleni yaptık, Bay Evans.
We've done what we can already.
Elimizden geleni yaptık.
We've done our best.
- Elimizden geleni yaptık, efendim.
- We did our best, sir.
Elimizden geleni yaptık ama kendimizi vurduk.
We did everything but shoot him ourselves.
Bana sorarsanız, biz elimizden geleni yaptık.
After all, after all we have done for him.
Elimizden geleni yaptık efendim.
We done our best, sir.
Cornelius ve ben ona yardım edebilmek için elimizden geleni yaptık.
We did all we could to help him, Cornelius and I.
Hazırlıksızdık, iyi niyetle elimizden geleni yaptık.
Being unprepared, our will became the servant to defect.
Elimizden geleni yaptık.
We've done all we could.
Onu küçük düşürmek için elimizden geleni yaptık.
We took advantage of the occasion to humiliate him.
Polonya'da elimizden geleni yaptık.
We did the very best we could on Poland.
Sizin için elimizden geleni yaptık.
We've done what we can for you.
- Elimizden geleni yaptık.
- We've done what we can, sir.
Bay Horman, biz oğlunuzu bulmak için elimizden geleni yaptık.
Mr. Horman, this mission has done everything humanly possible to locate your son.
- Elimizden geleni yaptık.
- We did everything we could.
elimizden geleni yaptık.
We made the effort.
Elimizden geleni yaptık, Martin.
We tried everything, Martin.
Elimizden geleni yaptık.
We have done our best.
Elimizden geleni yaptık, Sparkplag.
The new age of Decepticon supremacy is about to begin.
Bitti. Ama elimizden geleni yaptık.
Empty... but we did it.
- Elimizden geleni yaptık, efendim.
- We tried our best, sir.
Bu korkunç bir şeydi. Biz Komisyon'da gettoya erzak tedariki için elimizden geleni yaptık. Böylece hastalığın yayılması söz konusu olmadı.
We, at the Commission, did our best to feed the ghetto, so it wouldn't become an incubator of epidemics.
- Bak, bu ay elimizden geleni yaptık!
Look, admit we struck out this month.
Elimizden geleni yaptık.
We have done everything we can.
Elimizden geleni yaptık, herkesin yapacağı şekilde.
Well, we've tried our best, the way people should.
Hastanede elimizden geleni yaptık, pek ilerleme kaydetmiyor.
We did all we could at the hospital, she hasn't made enough progress.
- Martin... - Köpeğin için elimizden geleni yaptık.
Martin we did everything we could for your dog.
Elimizden geleni yaptık.
We did the best we could.
Bir yardım çağrısı aldık, ve biz de elimizden geleni yaptık.
We got an SOS. And we did everything we could.
Elimizden geleni yaptık.
We " ve done all we could.
Toplumu arındırmak için elimizden geleni yaptık.
We've done everything possible to purify the compound.
Elimizden geleni yaptık.
We tried.