Geleceksin traducir inglés
3,153 traducción paralela
Ne olursa olsun üstesinden geleceksin çünkü...
And no matter what happens, you will get through it because...
Sarah, benimle hediye paketi tasarımcısına geleceksin, değil mi?
Hey, Sarah, you're still coming with me to meet the gift bag designer, right?
Bak, muhtemelen başaramayacak gibi Hissettiğinin farkındayım, ama üstesinden geleceksin.
Look, I know right now it probably feels like you're not gonna make it, but you're gonna be all right.
Babanı geri getirir getirmez, doğruca eve geleceksin. Tamam mı?
And as soon as your daddy gets back, you're gonna come straight home, okay?
İki adım arkamdan geleceksin.
You stay two steps behind me.
Benimle geleceksin.
You are to come with me.
Onun katilin kurbanlarından biri olduğu kısmını görmezden mi geleceksin?
Are we gonna ignore the part where he's one of the killer's victims?
Ama kendi isteğinle veya zorla geleceksin.
But willingly or not, You will come.
Eğer Frank hala bir şey bulamadıysa hemen benim yanıma geleceksin.
If Frank is just spinning his wheels, then you bail out on crazy and come meet me.
Ama bunların üstesinden geleceksin.
But you're gonna get through this.
Harika! Yarınki ileri seviye dersime geleceksin, değil mi?
So you're gonna come to my Master class tomorrow, right?
Bana kalırsa her gün Skype'de konuşacağız ve her hafta sonu beni New York'ta ziyarete geleceksin.
I'm gonna Skype you every day, and you're gonna come visit me in New York every weekend as far as I'm concerned.
Puck kapıya geldiğinde sen tekerlekli sandalyenle havuza doğru geleceksin ve aniden biz- -
So, when Puck comes in the gate, you just roll your wheelchair into the pool, and all of a sudden, we...
O parçadan buraya geleceksin.
You'll go from that split right there.
Sanırım emri aldıktan sonra tekrar ziyarete geleceksin.
I guess you'll visit again once you get your warrant.
- Geleceksin, değil mi?
You're coming in, right? Oh yeah.
O halde haftada iki defa geleceksin.
So, you will come twice a week.
Yalnız mi geleceksin.
You come alone.
Her gün büroma geleceksin ama sorumlulukların olacak.
You'll come to my office every day... but you'll have your own responsibilities. It's like a job.
Bir sonraki oyunda Bingo oynayacağım. Kazanırsam geleceksin.
I will play the next game of Bingo, and if I win, then you're coming.
Bu akşam yine de Cave'e geleceksin değil mi?
Hey, you're still coming to The Cave tonight, right?
Bir gün sen de benim yaşıma geleceksin Stan.
Stan, you're gonna be my age one day.
Tüm bunların nedenini anlamazsan, önünde sonunda bir patlama noktasına geleceksin...
But if you don't get to the cause of this then you're going to end up exploding...
Ne zaman geleceksin?
When will you be back?
- O yaşa geleceksin...
- You're gonna be...
Cidden bana karşı mı geleceksin?
He died. Are you really going up against me?
Ne zaman geri geleceksin?
When will you come back?
- Sende geleceksin.
- You'll come too.
Madem öğleden sonra vaktin var, benimle geleceksin haptonomi kursuna.
Since you have a little time this afternoon... You're gonna come with me... on this antenatal course...
Geleceksin diyorum, o kadar.
You're coming, I'm telling you.
Kazandığımda, benimle geleceksin.
When I win, you're coming with me.
Bir köprüye geleceksin...
You will reach a bridge...
Hayır, Küçük Joe Delahunt'ı görmeye benimle geleceksin.
No, you're coming with me to see Little Joe Delahunt.
- Tekrar geleceksin değil mi?
- You'll come back?
Ama yarın işe erken geleceksin değil mi?
But you will come in early, right?
Sonra benimle uzaklara geleceksin.
And then I will take you away with me.
Biriyle mi geleceksin?
You're bringing a date?
Sen de geleceksin.
You have to come.
Sonra buraya mı geleceksin?
So you're coming back here?
Önce F Blok sonra da C ye geleceksin.
Look, you hit F block, then C block.
Görmezden gelsem, seni görmezden geldiğimi görmezden geleceksin.
If I ignore you, then you'll just ignore my ignoring.
"Dashiki" içinde ne kadar güzel göründüğümü bir kere görünce kesinlikle geleceksin.
You're definitely going to come once you see how good I look in a dashiki.
Ama şunu söyleyebilirim ki bunun üstesinden geleceksin.
But what I can say is that you're going to get through this.
Cartman'lara geleceksin sanıyorduk.
We thought you were meeting us at Cartman's.
Peşimden geleceksin.
You will follow me.
Parlak, beyaz bir atla geleceksin.
You will come on a sparkling white horse.
Varinius'a karşı mı geleceksin?
You would move against Varinius?
Benimle Roma'ya geleceksin.
You will come with me to Rome.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
You'll always an " give at this same city
Ben yalnız gitmem geleceksin
You're going. Well, then we're not going, And we're out three bills,
Böyle mi geleceksin?
Are you wearing that?
geleceğim 238
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceğe 29
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
gelecekte 47
geleceğiz 22
gelecek mi 35
gelecek yıl 29
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceğe 29
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
gelecekte 47
geleceğiz 22
gelecek mi 35
gelecek yıl 29