Gidiyordum traducir inglés
3,122 traducción paralela
Balığa gidiyordum, römorkla geri geri biraz iteledim ki römork ağır bile değil.
I was going fishing, and I backed over him with my boat trailer, which weighs next to nothing.
Poker masasından kalktım eve gidiyordum. Çok sarhoştum, hatırlamıyorum bile.
I was headed home from a poker game, so drunk I don't remember doing it.
Yarın için bir şeyler almaya gidiyordum.
Oh, I was just on my way to buy a few things for tomorrow.
Dışarıdan almaya gidiyordum.
I'm gonna go get some. It's outside.
Kendi halimde gidiyordum.
Minding my own business.
Trene binmeye gidiyordum.
We were heading to the tram.
Noel sponsorumun izinden gidiyordum.
I was just following my Christmas sponsor's lead.
- Ben de tam gidiyordum.
- I was just leaving. - You said I was free to come and go.
Sophie bu oyunda gayet iyi gidiyordum.
You know, Sophie, I'm actually pretty good at this game.
Ben de tam gidiyordum.
He's all yours. I was just leaving.
Teşkilat için başka yerlere gidiyordum..
I went other places for the Agency.
O arabayla muhtemelen saatte 150 km hızla gidiyordum ama bu hız kesinlikle yasalara aykırıydı.
I was probably going about 95 miles an hour, and in that car, I mean, it feels like you're just getting started, but, clearly, there are laws against speeding.
Ben de tam gidiyordum.
I'm just leaving.
Eve gidiyordum da. Birkaç sokak ötede oturuyorum.
Well, I just, uh- - I was on my way home, and I only live a few blocks from here.
Ben de tam balıkçıya gidiyordum.
I was just on my way to the fish market.
Dalga mı geçiyorsun? Neredeyse gidiyordum.
Are you kidding me?
Bir partiye gidiyordum, orada kaybetmek istemedim.
I was just going to a party, didn't want to lose them.
Bir partiye gidiyordum ve kaybetmek istemedim. Sanırım onları arabada bırakmak oldukça aptalcaydı.
There's nothing you can do for them now, honey, except maybe bleed all over them.
Yoluma gidiyordum.
I'm on my way.
İşe gidiyordum.
I'm on my way to work.
Tam da gidiyordum.
Just leaving.
Çok hızlı gidiyordum.
I'm driving pretty fast.
Sekiz yaşındaydım, üçüncü sınıfa gidiyordum
I was eight years old, I was in the third grade,
Harekete geçme emri aldığımda şüpheli araca bakmak için hastaneye gidiyordum.
I was already on my way to the hospital to see the car in suspicion when I received the order to mobilize.
Ben sadece gidiyordum.
I was just... going in here.
Bende tam Aspene, kayak yapmaya gidiyordum
I'm headed off to go skiing in Aspen.
- Merhaba, ben de eve gidiyordum.
Hey. I'm actually heading home. No, really.
Zaten oraya gidiyordum.
That's where I'm going.
Merhaba, ben de gidiyordum.
Hi. I was just leaving.
İşten eve gidiyordum da birden sizi gördüm.
I was just heading home from work and I saw you.
Sen gelene kadar, harika gidiyordum.
I was doing great till you came along.
Ben zaten yatağa gidiyordum. Kafanıza göre takılın.
Be my guest, I'm going to bed.
Ona vermeye gidiyordum.
I was going to give it to him.
Ben de gidiyordum zaten.
I was just leaving.
- Jake'i görmeye gidiyordum.
So you're, uh... - On my way to see Jake. - Right.
Kızımı görmeye gidiyordum.
I was on my way to see my daughter.
Evime doğru gidiyordum ki haydutlar beni kaçırdı. Onlar...
I was traveling home when the bandits took me.
Çok iyi gidiyordum.
Done really well.
Evet, doğru, bende tam şu kocaman sandıktaki şeylerle temizlemeye gidiyordum süngerlerle.
h, yeah, right, and that's just what I'm gonna do This crate of giant... sponges.
Tito Jackson MICHAEL'IN ERKEK KARDEŞİ Acele anneme gidiyordum, arabayı kenara çekmemi istedi.
Tito Jackson MICHAEL'S BROTHER who asked me to pull over " cause I was rushing over to my mom's.
Övünürler, "Evet, tam da spor salonuna gidiyordum."
They boast, "Oh, yeah, I'm just going to the gym."
Kaptırmış gidiyordum kendimi.
I was drifting away.
Takımı bırakıp gidiyordum, Ed.
I walked away from my team, Ed.
Seni bırakıp gidiyordum. Çok özür dilerim.
I walked away from you, and I'm so sorry.
Gayet iyi gidiyordum.
'cause I think I'm doing pretty good. Really?
Hız sınırını aşmadan gidiyordum.
I was driving the speed limit.
İstilacının izlerinin peşinden gidiyordum.
I was chasing after his traces.
Derse gidiyordum.
Huh? Not really. I was about to go to class.
Ben de tam gidiyordum.
I was just leaving.
Ben kuzenime yardim etmeye gidiyordum.
( Sighs ) I was going to try to help my cousin.
Ben sadece hamburger yemek için Buddy Jellison'ın yerine gidiyordum.
I was just going to Buddy Jellison's for a hamburger.
gidiyorum 1257
gidiyor 253
gidiyorsun 93
gidiyor musun 364
gidiyoruz 1350
gidiyorum ben 24
gidiyorsunuz 20
gidiyor musunuz 95
gidiyorlar 124
gidiyor mu 22
gidiyor 253
gidiyorsun 93
gidiyor musun 364
gidiyoruz 1350
gidiyorum ben 24
gidiyorsunuz 20
gidiyor musunuz 95
gidiyorlar 124
gidiyor mu 22