Hayal kırıklığına uğradım traducir inglés
1,438 traducción paralela
Hayal kırıklığına uğradım Lana.
I'm really disappointed in you, Lana.
- Pekala, biraz hayal kırıklığına uğradım.
- OK. I'm a little disappointed.
Tom ile tanıştığımda hayal kırıklığına uğradım.
When I meet Tom, I'm disappointed.
Dürüst olmak gerekirse biraz hayal kırıklığına uğradım.
To be honest, I'm a little disappointed.
Ölmediğin için hayal kırıklığına uğradım.
I'm disappointed that you didn't die.
Ölü sayısı az olduğunda gerçekten hayal kırıklığına uğradım.
I'm genuinely disappointed when the death toll is low.
Hayal kırıklığına uğradım.
Just disappointed.
Hayal kırıklığına uğradım.
You know, I'm a little disappointed, man.
Çok hayal kırıklığına uğradım.
I'm so disappointed in you.
Çok büyük hayal kırıklığına uğradım... hepiniz için.
I am deeply disappointed... in all of you.
Hayal kırıklığına uğradım.
I'm disappointed.
Buradaki kablolu yayın söylendiği gibi değil. Büyük hayal kırıklığına uğradım.
I am very, very disappointed... in the supposed cable service in here.
Hayal kırıklığına uğradım, ortak.
I'm disappointed, mate.
Biraz hayal kırıklığına uğradım.
I mean, just a Iittle disappointed.
Hayal kırıklığına uğradım.
Estou desapontado.
Hayal kırıklığına uğradım.
Now, I'm disappointed.
Ama ben biraz hayal kırıklığına uğradım.
For my part, I'm somewhat disappointed.
- Biraz hayal kırıklığına uğradım.
It was a bit of a letdown.
Tamamen hayal kırıklığına uğradım.
I'm truly disappointed.
Biraz hayal kırıklığına uğradım.
Kind of disappointed.
- Hayal kırıklığına uğradım, kesinlikle.
- I was disappointed.
- Büyük hayal kırıklığına uğradım, çocuklar!
- I'm very disappointed, boys!
- Söylemem gerek, Liz, şu an çok büyük hayal kırıklığına uğradım
- I have to say, Liz, I am very disappointed right now.
Hayal kırıklığına uğradım Jethro.
I'm disappointed, Jethro.
Hayal kırıklığına uğradım.
Disappointment.
Senden hep hayal kırıklığına uğradım.
I am through being disappointed by you.
Sadece hayal kırıklığına uğradım.
If we win, we get the girl and the refugees get their land back.
Sally, seni gördüğüme çok sevindim ama hemşire kıyafetini giymediğin için biraz da hayal kırıklığına uğradım.
Sally. I am so happy to see you, though I'm a little disappointed you're not wearing your nurse's uniform.
Çok tuhaf bir şekilde hayal kırıklığına uğradım aslında. Çete üyesi bir kız ya da heavy metalci birini falan bekliyordum. Beraber yaşayıp hiç anlaşamayan oda arkadaşları olacaktık.
I was a little weirdly disappointed because I had this idea that I'd get... like, this gangster street chick or some death-metal girl... and we'd be, like, all Odd Couple.
Tıpkı sana inandığım gibi ve sonucundan dolayı biraz hayal kırıklığına uğradım.
Like I put my faith in you, and I'm a little disappointed with the outcome.
Anlıyorsundur, hayal kırıklığına uğradım, çünkü birinin mesleğindeki küçük zayıflıkları karalamanın iyi bir şeymiş gibi düşünüldüğünü biliyorum. Fakat işimi seviyorum ve "Göster ve anlat" benim en sevdiğim oyunlardan biridir.
You see, that's disappointing, because I know it's considered cool to denigrate the little foibles in one's profession, but I love my job, and show and tell is one of my favourite games.
Hayal kırıklığına uğradım.
Well, that's disappointing.
- Neden? Hayal kırıklığına mı uğradın?
- Why, are you disappointed?
Bu imkansız. Hayal kırıklığına mı uğradın?
- This isn't possible.
Ve Steven'ın Micheal'a vurmasından çok hayal kırıklığına uğradığım gibi, bu çok heyecanlıydı!
And while I'm very disappointed in Steven for hitting Michael, it was very exciting!
Hayal kırıklığına mı uğradın?
Disappointed?
Tanrım, hayal kırıklığına uğradık.
Jesus, that was disappointing.
- Hayal kırıklığına mı uğradın?
You sound disappointed.
Ona sırtımı dönmem yüzünden hep hayal kırıklığına uğradı.
Disappointed by the way I've turned out.
Şu ana kadar, ne kadar hayal kırıklığına uğradığının farkındayım, ama söz veriyorum, acımız neredeyse son bulmak üzere.
I realize how frustrated you must be by now, but I promise you, our pain is almost over.
Seninle ilgili hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim.
I must say, I'm disappointed in you.
Hayal kırıklığına uğradık Dean.
I'm just very, very disappointed, Dean.
Hayal kırıklığına mı uğradın, Sam?
Does that disappoint you, Sam?
Gina, ne var biliyor musun? Hayal kırıklığına ugradım.
Hey, you know, Gina, I'm a little disappointed.
Biraz hayal kırıklığına uğradım.
Well, I'm a little disappointed.
Ama sanırım Stacie biraz hayal kırıklığına uğradı.
But I do think Stacie is a little bit frustrated.
Biraz hayal kırıklığına uğradığına eminim.
I'm sure you're a little disappointed.
Eminim ki benim kadar hayal kırıklığına uğradın
Well, I'm sure you're as disappointed as I am.
Hayal kırıklığına mı uğradınız?
Disappointed?
Hayal kırıklığına uğradın mı?
Disappointed?
- Hayal kırıklığına uğradığın için, üzgünüm.
- I'm extremely sorry to disappoint you.