English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ I ] / Insa

Insa traducir inglés

10,039 traducción paralela
Bu arada, Berlin'de bir duvar insa ediyorlar.
Meanwhile, they're building a wall in Berlin.
Ayrıca insanlık tarihinin en büyük uzay gemisini Fred Johnson inşa ediyor.
And Fred Johnson is building the largest spacecraft in human history.
Bunlar inşa edilen hastaneleri kapatan pislikler.
It's scum who built the hospitals that are now closing down.
Hank, resmen bir savaş uçağı inşa ediyorsun.
Hank, you're building a warplane down here.
İnşa ettikleri her şey yıkılacak!
Everything they've built will fall!
Ve onların dünyasının küllerinden... daha iyi bir dünya inşa edeceğiz!
And from the ashes of their world... we'll build a better one!
İnşa ettikleri her şeyi kökünden söküp atacaksın.
Rip everything they've built from the ground.
Sonunda tüm şehirler, yerleşim birimleri... Bronz Çağı'ndan beri inşa edilmiş her şey... yerle bir olacak.
Eventually, cities, urban centers... anything built since the Bronze Age... will be wiped away.
Ve yeniden inşa etmeye başlayabileceğiz.
And we can start to rebuild.
Chicago halkı, duvarın arkasında olanları merak ettiğinizi biliyorum ama bazen duvarlar bizi korumak için inşa edilir.
People of Chicago, I know you are curious about what's beyond the wall, but sometimes walls are there to protect us.
Tapınağımızı yeniden inşa etmek için onlara ihtiyacımız var.
We need them to rebuild our sanctuary.
Adım bir, basınç inşa edin volkanın içindeki ağızları kapatarak.
Step one, build pressure inside the volcano by sealing the vents.
Ama 290 kilometre ötede dünyanın en büyük madenini inşa ediyorlar. Mount Tom Price.
But if you go 180 miles thataway, they're building the biggest mine on the planet,
Bunu ispatlamak için, bu işkence koltuğunu inşa etti. Bir dize silahın tetiğine sonuna kadar bağlıydı...
So, to prove it, he built this torture chair, where a string was tied to the trigger of a gun all the way...
Ee, çevremizde bir hapishane inşa edecekler mi?
So they're just gonna build a jail around us?
Onu Vietnam'da kullandığımız iniş takımlarıyla inşa ediyorlar.
They're building them with the landing pads we used in'Nam.
Kansas Üniversitesinden geliyoruz ve yeni kafeteryamızı inşa etmek için biraz paraya ihtiyacımız var bunun için dergi satıyoruz.
We're coming from K State, we're doing a magazine drive, sort of gain some money for the new cafeteria we're trying to build.
Evet, yeni kafeterya inşa edilecek.
Yeah, there's a new cafeteria they're building.
Babanın inşa ettiği silah için.
The weapon your father's building.
Asiler, umut üzerine inşa edilmiştir.
Rebellions are built on hope.
İmparatorluk için ne inşa ettiğine dair bir fikrimiz yok.
We have no idea what he is building for the Empire.
- Silahı inşa etti.
- He did build it.
Bak, kasabada inşa ettikleri bombalar, Onlar dinamitle doldurulmuş borulardı.
Look, the bombs they were building in the townhouse, they were pipes filled with dynamite.
Bombaları inşa ettim ve diktim.
I built and planted the bombs.
Her biriniz yaşadığınız şehirde gizli bir iletişim ağı inşa edecek.
Each of you is gonna build a covert communications network in your home city.
Lavandou'da inşa ediyorlar.
They're building in Lavandou.
Parçaları birleştir ve yeniden inşa etmeye başla.
You just pick up the pieces... And start rebuilding.
Zaten eski yeri yeniden inşa edene kadar buradayız.
We're only here until we rebuild the old place anyway.
- Yeniden inşa etmek mi?
Rebuild?
Baban yeniden inşa ettiğinizi söyledi.
Your dad tells me you're rebuilding.
- Sence yeniden inşa ediliyor gibi mi?
Does it look rebuilt to you?
Bunları nasıl inşa ettiler?
How was this built?
Teklifim bir baraj inşa etmek ve Sindhu'nun sularını durdurmak. Daha sonra Altınları orda çıkartmak.
My proposition is to build a dam and halt the waters of the Sindhu and then mine the Gold buried in the riverbed.
Sindhu Nehri üzerinde Baraj inşa edilecek!
The dam will be built on Sindhu River!
Ve Maham baraj inşa etmeyi önermişti nedeni de budur.
And this is the reason why Maham had proposed to build the dam.
Ev biraz eski ama sağlam inşa edilmiştir.
The house is old, but it was built to last.
Leviathan, interneti kullanarak tekrar Babil Kulesi'ni inşa etmek istiyor.
Leviathan is using the Internet to rebuild the Tower of Babel.
Leviathan, Babil Kulesi'ni tekrar inşa ediyor. Günahlarla, intiharla.
Leviathan is rebuilding the Tower of Babel sin by sin, suicide by suicide.
Krang bu şeyi inşa etmeyi bitirirse sadece bir gemi olmayacak.
If Krang were to finish building this thing, it wouldn't just be a ship.
Çocuklar, Krang yenildi ama gemisi hâlâ inşa ediliyor.
Guys, Krang is down, but his ship's still building.
Fort William 1600'lerde inşa edilmiş.
Fort William. Built in the 1600s.
Burayı babam inşa etti biliyor musun?
My father built this place, ye ken.
- Dışarıda inşa ettiğin gemi oldukça büyük.
- Mmm. It's a pretty big boat you're building out there.
Onları ben inşa etmedim.
I didn't build them.
Bu kanıt ortada hiç şüphe bırakmayacak şekilde Donnager'ı yok eden gemilerin Bush denizcilik tersanelerinde inşa edildiğini kanıtlıyor.
This evidence proves beyond a doubt that the ships that destroyed the Donnager were built at the Bush Naval shipyards.
Gemiler Dünya tarafından inşa edilmiş.
They were built by Earth.
- Orada ne inşa ediyorlar böyle?
What the hell are they building out there?
Sürücüler Bush Tersaneleri'nde inşa edildi ancak bizim değil gizli anlaşmalar sayesinde.
Those drives were built at the Bush Shipyardss, but for private contracts and not for us.
Bu akarların hepsinden saldırdığım zamanı hatırla Peru'da o kütüphaneyi inşa ettiğimizde?
Remember when I got attacked by all those mites when we were building that library in Peru?
Bir okul inşa ettik ve iyi kazdık.
We built a school and we dug a well.
Ana binanın bir kanadı İngiliz bir mimar tarafından Batı tarzında bir kanadı ise Japon mimarisine göre inşa edilmiştir.
A Western-style wing by an English architect and a Japanese wing form the main house.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]