Istediğim bu traducir inglés
10,358 traducción paralela
Benim de senden istediğim bu, Vern.
That's the thing I want from you, Vern.
Benim de istediğim bu zaten.
That's exactly where I want him.
- Demek istediğim bu kadar az hasar almış bir sisteme giremememiz akla yatkın değil ; bu bize verdiğiniz...
Easy pal. I'm saying it's illogical that we can't get into a system that has minimal damage ; it doesn't jive with the information you've provided us with.
Tüm yapmak istediğim bu.
That's all I want to do.
- Benim istediğim bu şekilde değildi.
- This isn't what I wanted.
Demek istediğim bu tür enerji işaretleri kesinlikle standart değil.
All I'm saying is this sort of energy signature's radically non-standard.
- Demek istediğim bu değildi.
- That's not what I meant.
Size birşey söylemek istediğim bu sabahı hatırlıyor musun? 20 saniye kaldı.
Remember this morning, when I said I wanted to tell you guys something?
Demek istediğim bu.
That's what I meant.
Senden istediğim bu ödül avcılarını bulmama yardım etmen.
What I need from you is help finding these bounty hunters.
Bir şans, Bay Samuels tek istediğim bu.
A chance, Mr. Samuels. That's all I'm asking.
Sadece adının başlıklarda olmasını istiyoruz, tek istediğim bu.
We just want you on the letterheads.
Demek istediğim, bu iyi bir delikanlı neyse bu konuya girmeyeceğim.
Well, not that one. I mean, he's a nice lad, but... I won't go into it.
Ama bu toplantı sonucunda düşünmenizi istediğim esas nokta şu ki,... Coca-Cola bir marka değil.
But the critical thing, the one thing that I want you to take away from this meeting is that Coca-Cola is not a brand.
Demek istediğim, bu araba Nissan'ın... en iyi mühendisleri tarafından yapılmış.
I mean, it's been built by the cream of Japanese automotive engineers at Nissan.
Demek istediğim, senin bu yaptığın bir yalanla yaşamak ama bize de bunu yaşatamazsın.
I mean, it's one thing for you to live a lie, but you can't make us live one too.
Tek istediğim şey bu.
That's all I ask.
Fakat şimdi zengin karısının eline bakan fakir bir adam oldum. Bu senin için istediğim şey değil.
But now I'm just a poor man being supported by a rich wife and that's not what I want for you.
Demek istediğim... aileme en yakın kişi sensin, ve bu bağı kaybetmek beni üzüyor.
All I meant was... Well, you're the closest thing I have to family, to be honest, and losing that connection hurt, that's all.
Tek istediğim şey bu.
That's all I've ever wanted.
Bak, bu gerçekten tatlı ama en son istediğim şey bağıştır, tamam mı?
Look, that's very sweet, but the last thing I want is charity, okay?
Söylemek istediğim şey şu : Senin gibi yetenekli ve fedakâr biri Yangın Tahsis Bürosu'nun bu olaya bakış açısını değiştirebilir.
All I'm saying is that a person like you, with your talent and your dedication, you can help change the way OFI operates.
Bu tam da yapmak istediğim şey.
That's exactly what I intend to do.
─ Demek istediğim, bu şeyin bir parçası...
Well, it's taking time.
Demek istediğim, Bu bir Porsche!
I mean, it's a Porsche!
Demek istediğim, anlamanız lazım, Annem, bu dünyadaki son yıllarını o casinoya karşı savaşmak için harcadı. ve benim burda kalıp onlar için çalışmam.
I mean, you have to understand, my mother, she spent her last years on this planet fighting the casino, and for me to stay here and work for them, it's a betrayal, and I'm...
İstedigim sey bizi konusmak, fakat sen pek istekli degilsin, ben de bu konuya egildim bu yuzden.
What I want is to talk about us, but you don't seem to want to do that, so I'm focusing on this.
İstediğim şey bu.
This is what I want.
Bu hayatımda istediğim tek şey.
That's the only thing I've ever loved.
Bu şeyler gerçekler yerine olmasını istediğim hayaller gibi.
I like to imagine stuff the way I'd want it to be instead of how it really is.
Bu okuldaki öğrenciler koyun gibi... Onlara istediğim her şeyi yaptırabilirim.
- Of course all the students at school are sheep who will do anything I say anyway.
Söylemek istediğim şey benim hakkımda bazı kötü şeyler duymanıza sebep olacaktı, ve bazıları da doğru, ama güven bana, uğraştığım bunca şey ilgilendiğim bunca şeyin hepsi bu aile içindi.
I wanted to saythat you're gonna hear some bad things about me, and some of'em are true, but trust me, everything I've worked for, everything I care about, it's all for this family.
- Tanışmak istediğim kadın bu.
That is a woman I'd like to get to know.
Nasıl oldu da bu kadar şanslı bir namussuz oldum bilmem ama o kum saatinde birkaç taneciğim kalsa bile onu da geçirmek istediğim kişi...
I don't know how I got to be the luckiest S.O.B. alive... but if I have just even a few grains left in that hourglass... I'm gonna be spending it with...
Tek söylemek istediğim, bu gruptan bir Duffman bulamazsak, bu konsepti bırakabiliriz.
I just want to say, if we can't find ourselves a Duffman out of this group, then maybe we'll just give up on the concept.
Dinle, zorlu bir süreçten geçtiğini biliyorum fakat endişelenme, bu iş için istediğim kişisin.
Look, I know you've gone through a long drought here, but don't worry, you're the guy I want for the job. That's not the issue.
Tek istediğim sana bu uğraşlarında yardımcı olabilmek.
I simply wish to be able to aid you in your endeavours.
Bu noktada tam istediğim gibi değil.
Not really what I was looking for at this stage.
Bu yaşamak istediğim dünyaydı ve sonsuza dek yaşayacağıma dair söz verdi.
This was the world I wanted to live in, and she promised I could- - forever.
Demek istediğim, bu konularda hiçbirimiz doğruları söylemeyiz.
I mean, none of us tells the truth about that stuff.
Ama benim istediğim tam olarak bu, Daniel.
Oh, but that's exactly what I want, Daniel.
Yani demek istediğim, yedek kulübesinde oturursan, bu oyunu kaybedeceksin.
So all I'm saying is, if you sit on the sidelines, you are going to lose this game.
Ne dersen de, demek istediğim şu ki ülkesine bu denli büyük bir hizmette bulunmuş bir kişi.. ... adil ve hakkaniyetli bir tazminat ister.
Be that as it may, all I'm saying is that person would want fair and just compensation for performing such a great service to their country.
Demek istediğim hapishaneden çıktığımdan bu yana hiç kimseye bir şey anlatmadım.
I mean this whole time, since I've gotten out of prison, I've said nothing to nobody about anything.
İstediğim boku yiyorum Gadg, lanet sorun da bu işte.
Just do what I fucking want, Gadg, that's the fucking problem.
Sizin de yapmanızı istediğim şey bu.
And that's what I want you to do.
Demek istediğim uzun zamandır kendi başına hayatta kalmış ve bu yüzden cevap vermesi gereken kimse olmamış.
Look, I'm just saying, she's been surviving on her own for quite a while now, and - - and then partly because she doesn't have anybody to answer to.
İstediğim sürü bu işte.
I came for Void Stiles. That's the pack I want.
Hayır, bu istediğim son şey.
No, that's the last thing that I want.
Ama seninle geçireceğim bir yaşamım var. Hep istediğim bir de bu var. Güzel olacak, tamam mı?
But I get to have a life with you, which is also what I've always wanted, so it'll be good, ok?
İstediğim şey, mümkünse ayın 23'ünde öğle vaktinden gece yarısına kadar bu telefondan hangi numaraların arandığını söylemeniz.
Yeah, what I wanna know is if it's possible to tell me what numbers were called from this payphone from midday on the 23rd to approximately midnight.