English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ I ] / Iyi seçim

Iyi seçim traducir inglés

1,051 traducción paralela
" Kanlı biftek, efendim... iyi seçim, peki yanında bulamaç patatese ne dersiniz?
"A bloody steak, sir? " And what about some fucking potatoes? "
Sabotaj ya da bilgi analizi için iyi seçim.
He'd be good for sabotage or information analysis.
En iyi öğrenci olabilir, belki iyi de bir arkadaş, Ama en iyi seçim değil.
The best scholar, maybe the best friend, but not the best choice.
Hırslı biri için iyi seçim değil.
It's a dead-end for someone ambitious.
Worf iyi seçim yapmış.
Worf chose well.
Baudelaire, iyi seçim.
Baudelaire. Very good.
İlaç ismi için iyi seçim.
Beautiful name for a drug.
Ama bir seçim yapmalıyız ve askeri çözüm şu an en iyi seçenek.
But you must make a choice, and military option is the best.
Şey, daha iyi bir seçim yapamazlardı.
Well, they couldn't have made a better choice.
Ayrıca, çevrenin kirletilmesi, yerel seçim öncesi, hiç iyi değil.
And we're polluting the city. That's very bad for the elections.
- Seçim çok iyi geçti...
Prefect, the elections...
İstediğimiz şekilde davranmaya uygarlığınızın temelindeki iyi ve kötü arasında seçim yapmaya özgürüz.
Freedom of choice, to choose between one action or another, between good and evil, is the cornerstone of our civilisation.
Bu canlının kuzey yarımkürede yaşayan bir versiyonunu seçecekseniz marmot iyi bir seçim olabilir.
If you had to pick a northern hemisphere version of this creature, it might well be the marmot.
Çok iyi bir seçim yapmışsın Cy.
You picked a fine one when you found her, Cy.
Babam bundan daha iyi bir seçim yapamazdı. Sizi görme şerefine erişmek benim için büyük bir mutluluk.
Madam, my father cannot make a better choice and it is a great joy to me to welcome you here.
Umarım iyi bir seçim yaparsın.
I hope you choose well.
Çok iyi bir seçim.
Very nice selection.
- İyi seçim.
- Wise choice.
- Hey, bu gerçekten iyi bir seçim.
Hey, that's a real good choice.
ayrıca iyi ve ahlaklı biri, bence iyi bir seçim!
He is a good choice.
- Burası, kalman için hiç iyi bir seçim değil.
- This is the worst place for you to be.
İyi bir seçim mösyö.
A wise choice, monsieur.
Kezzap daha iyi bir seçim.
Then using sulfuric acid is better.
İyi seçim.
Good choice.
Alayın komutanı Devoy, doğal olarak Barclay'in kızı için daha iyi bir seçim olduğunu düşünüyordu.
RSM Devoy naturally thought Barclay the better match for his daughter.
- Çok iyi bir seçim.
- This is so neat!
Tamam, eğer bir şey söyleyeceksem sanırım bir şarkı, iyi bir seçim olur.
Well, if I'm going to sing anything, I suppose a song is a good choice.
Ama bu durumda korku gayet iyi bir seçim.
But in this case, well-chosen, my dear.
- Bence iyi bir seçim yaptin. - Evet.
I think you make good choice.
İyi seçim.
That's a fine choice.
- İyi seçim.
- Good choice.
Eğer simmons bu mahalleyi dikkat çekmemek için seçmişse iyi bir seçim yapmış.
If Simmons picked this neighborhood because of its low profile, he made a great choice.
- İyi seçim.
- Nice touch.
- İyi seçim Arch.
- Good choice, Arch.
İyi bir seçim yapın.
Pick a winner.
İyi seçim.
good choice.
İyi seçim Hooks.
Nice selection, Hooks.
[İşaretler] Beyaz.Tamam.İyi seçim.
[Sighs] White. Right. Good choice.
İyi bir seçim yaptınız, Bay ve Bayan Whiteman.
You've made a wise choice, Mr. And Mrs. Whiteman.
İyi bir seçim tatlım.
Good choice, honey.
- Nomad'ın yerine seçim kampanyasında çalışmış olsaydın sen de onunla tanışabilirdin. - Bu iyi.
This is great.
Çok iyi bir seçim olurdun.
You'd have made a fine choice.
Milli Kütüphane değil... ama çok güzel ve iyi bir seçim... Asla sıraya girmen gerekmez.
It's not the National Library... but it's pretty and has a good selection... you never have to get in line.
İyi bir seçim.
A good choice.
Daha iyi bir seçim yapamazdın hayatım.
You couldn't have made a better choice, my dear.
İyi akşamlar. Seçim Özel'e hoşgeldiniz.
Good evening, and welcome to "Election Special".
- İyi bir seçim yaptık bence.
- We have made a good choice.
İyi seçim, gidelim.
Great choice. Let's go.
İyi seçim, Alex.
Good choice, Alex.
İyi bir seçim yapmışsın.
A fine choice.
Ailesi koca olarak iyi bir seçim olacağımı düşünmüyordu.
Her family didn't feel that I was a very good risk for a husband.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]