English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ K ] / Kabul etmelisin

Kabul etmelisin traducir inglés

1,078 traducción paralela
Hz. Isa'yı kurtarıcınız olarak kabul etmelisin.
You must accept Christ as your saviour.
Onu hemen, şimdi kabul etmelisin.
You must accept him now.
Mezhebi kabul etmelisin.
You must take Communion.
Ve kollarının gevşek ve hantal olduğunu da kabul etmelisin, Bert.
And you must admit that the arms are a little bit floppy and soggy, Bert.
Durumu kabul etmelisin.
You must accept the situation.
İroni olduğunu kabul etmelisin.
You must admit it's ironic.
Sabun ambalajlarından daha iyi olduğunu kabul etmelisin.
You've got to admit it's better than soap wrappers.
Reklam ajansındaki işi kabul etmelisin. Bu sayede buraya yerleşmeyi düşünebiliriz.
You should take the job at the advertising agency and we should think about getting settled.
kabul etmelisin birini yakalayabilirsen.
You should recognize the one whom you catch.
Çok çekici biri olduğunu kabul etmelisin.
You must admit, she's an attractive woman.
Beni olduğum gibi kabul etmelisin.
You gotta understand me, the way I am.
Gitmeyi kabul etmelisin, Anjin-san.
You must agree to go, Anjin-san.
Beni olduğum gibi kabul etmelisin.
You have to take me as I am.
Ama kabul etmelisin ki, başka bir gezegendenmiş!
But you must admit, he was from another planet!
- Bu bir teklif, kabul etmelisin.
- it is an offering. Accept it.
daha güzel olacağını kabul etmelisin, Herşeyimle birini sevebilirim, ama aynı zamanda başkalarıyla yaşadığım seksten de keyif alabilirim.
far better to admit that I couId love somebody with all my might, but enjoy sex with another...
Ama kemerinde minik insanlar yaşadığını söyleyen bir adamın pek inandırıcı olmadığını kabul etmelisin.
But a guy that carries wee people around in his belt lacks a little credibility.
Kabul etmelisin ki o gerçekten de topal, Michael.
You must admit that's an awfully pronounced limp, michael.
Maxime artık diktatörlüğünü kabul etmelisin şimdi.
You must accept the dictatorship now
Polisin yüzündeki ifadenin buna değdiğini kabul etmelisin.
Well, you gotta admit... the look on that cop's face was worth it.
Kabul etmelisin, Watson, bu şapkaya ilişkin çıkarımlarım aniden çok önemli bir durum haline gelmiş gibi görünüyor.
You must admit, Watson, that my deductions in regard to this hat have suddenly assumed a more important aspect.
Ama kabul etmelisin ki durum biraz tuhaf.
But you've got to admit, it's a little bit weird.
Kendin için bu işi kabul etmelisin.
This is something you've got to do.
Kabul etmelisin.
- I don't take "no" for an answer.
Bunu kabul etmelisin.
You'll grant me that?
Diane, kabul etmelisin ki güzeller.
You've got admit they are beautiful.
Kabul etmelisin ki, ben bir telgraftan daha iyiyim.
You gotta admit, I'm a little better than a telegram.
Andrea unutma, ben sıradan olabilirim.. ... ve muhtemelen ben öldükten sonra hiçbir şey kalmayacak ama benim dürüst olduğumu kabul etmelisin, anladın mı?
Andrea remember that I may be mediocre and nothing will probably remain after my death, but I'm honest and this should be recognised, understand?
Kabul etmelisin ki ailem hakkında iyi bir şey var.
Well, you have to admit, there's one good thing about my family.
Kabul etmelisin ki bu hafta bizimkiler birlikte epey vakit geçirdi.
Well, you have to admit, the boys have been getting along this week.
Kabul etmelisin. Çok fazla kilo verdin.
You gotta admit, you've lost a lot of weight.
Claire, kabul etmelisin ki karakterin kendini duygusal bir fahişe gibi düşünüyor.
Well... Claire, you will admit, at least... your character thinks of herself as a kind of emotional hooker.
Ve eğer aşkını inkar etmeyi düşünmüyorsan acılar içinde yanmayı kabul etmelisin.
And this I know you will suffer to be burned... for it's not your custom to deny if it was love.
- Bunu kabul etmelisin.
- You got to accept that.
İstediği buysa Jennie, kabul etmelisin.
If that's what he wants, Jennie, then you should do it.
Kabul etmelisin ki... bu sabah işler bir parça kontrolden çıktı.
You have to admit things got a little out of control this morning.
Kabul etmelisin ki oldukça iyi bir nişancı.
You've got to admit, the Yank's a damn good shot with a long rifle.
çok daha iyiyim, bunu kabul etmelisin.
better than he is. You've got to admit that.
Kabul etmelisin.
You have to admit that.
Hem birisi sana iş teklif ederse akıllı olup kabul etmelisin.
And when someone finds you work, you'll be good enough to take it.
- Kabul etmelisin, bunlar güzel nedenler.
- You gotta admit those are good reasons.
Kabul etmelisin ki biraz ürkütücü.
It is kinda scary, you got to admit.
Hayır, yani sende kabul etmelisin, John pislik olayı biraz abartılı, bir sınırı olmalı.
No, it's just that you gotta admit, John filth has a certain reality to it, a certain edge.
Bir kadın olduğunu kabul etmelisin.
You have to admit to being a woman.
Bizim seks yapmamızı seviyorum, ama 16 yıldan sonra, bilirsin işte kabul etmelisin ki, her ailede, çok rutin hale geliyor.
I... I love our sex, but after 16 years, you know... y - you must admit, in every family, it gets very routine.
- Onu, her kimse, o yüzden kabul etmelisin.
- You should accept her for who she is.
Kabul etmelisin, bu şartlar altında...
You have to admit, the circumstantial evidence...
Kabul etmelisin ki bu kokuşmuş şehirle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorum.
You must admit I played this stinking city like a harp from hell!
Kabul etmelisin ki, bu kokuşmuş şehirle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorum!
You must admit I played this stinking city like a harp from hell!
Çocuğun cesaretini kabul etmelisin.
You gotta admit the kid's got balls.
İlginç bir meydan okuma olduğunu kabul etmelisin.
You should prove an interesting challenge.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]