English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ K ] / Kazanacak

Kazanacak traducir inglés

2,536 traducción paralela
Biliyorum anlamsız geliyor, ama bir gün anlam kazanacak.
Mental Rubiks cube, I know, but one day it'll make sense.
Kazanacak bir takim gibi gorunmeyebilirsiniz... ama kazanacaksiniz.
You may not look like a winning team... but you are one.
O yuzden... Bu aksam kazanacak bir takim gibi oynayin.
So... play like one tonight.
İki gecede dört dövüşe çıkacak ve 16 dövüşçüden biri kalacak. Ayakta kalan son adam kazanacak.
You got four fights in two nights, 16 fighters down to one, winner's gonna be the last man standing.
Bu dövüşü kazanacak mıyız?
Why are we here? Are we here to win this fight? Are we here to win this fight?
En azından, ben bir şey kazanacak.
At least, I'll win something.
Bana öğrettiği şey ; savaş senin savaşın değilse kazanacak tarafa geçmek gerektiğiydi.
You see, the thing that he taught me was, when it's not your war, you join the side that's going to win.
-... "Heyecan Arayanlar" yarışmamızı kazanacak.
- To win a prize in our contest
İki turu ilk bitiren takım kazanacak.
The first team to finish two laps is the winner.
Evet, ve İki Elmas'ı kesinlikle kazanacak.
Yeah, and it's a guaranteed Two Diamond winner.
50.000 dolarlık büyük ödülü hangi köpek kazanacak, göreceğiz.
Gonna see who the top dog is, winning that $ 50,000 grand prize.
Kızın icabına bakan kişi 100 puan kazanacak. Geri kalanlarınızın elindeki puanlar alınacak.
[People who crushed her will get 100 points. ] [ The others will have their points taken away.]
Bir gün sen de gelip benim için ödül kazanacak mısın?
So you gonna come win some trophies too for me someday? Huh?
10 milyon ilk ölenin Decks olacağına 10 milyon yarışı Türk kazanacak.
I said 1 0 million on Decks to die first 1 0 million on Turk to win.
- Evet de kim ne kazanacak ki?
I thought I was doing it. I am suing the devil, if you have not noticed.
Bu karmaşadan kazanacak çok para var. Ve kafası çalışan herkese ihtiyacımız olacak.
There's gonna be a lot of money to be made coming out of this mess, and we're gonna need all the brains we can get around here.
Irendri kazanacak!
lrendri will rule!
Bunu kazanırsak, acil servis bölümü de hak ettiği saygınlığı kazanacak.
We win this, the E.R. earns the respect it deserves.
Herkes kazanacak.
Everybody wins.
Bir daha nerede kazanacak ki?
When is this ever gonna happen to Sue again?
Brian Morris her şeyi kazanacak bir adamdı.
Brian Morris was a lock to win it all.
♪ Sonra da oturup turta yeme yarışmasını kazanacak kadar güçlüdür. ♪
♪ and then sit down and win a lovin'pie-eating contest. ♪
Kim ilk zili çalar ve doğru cevabı verirse, ödülümüzü..... kazanacak ve finaller için haftaya Detroit'e gidecek.
Whoever buzzes in first and answers correctly... will win the title and go on to our finals next week in Detroit.
Ulusal yarışmayı kazanacak olmamız şerefine,
To celebrate our impending win at Nationals,
Evet, Nobel'i kesin kazanacak.
Yeah, he's gonna win the Nobel prize.
- Sanki bir ödül kazanacak.
It's like he's trying to win a prize.
Firmam, eğer başarılı olursa para kazanacak.
My firm only makes money if we're successful.
Ben Diane'ın tarafına geçince, Diane bir oy kazanacak Derrek bir oy kaybedecek. Hayır. - Ne diyorsun sen ya?
No, I move to Diane's side, so she gains one and he loses one.
- Bowes telif hakkından 800.000 dolar kazanacak ama daha da yükselir.
Bowes has $ 800,000 in royalties coming to him, but it'll go higher.
West Beverly, doğru bilirse, kazanacak, ama eğer yanlış bilirlerse, yeni bir eyalet şampiyonumuz olacak.
West Beverly, if you are correct, you will be victorious, but if you are wrong, we will have a new state champion on our hands.
İki taraf da kazanacak.
Win-win.
İlk defa Parklar Departmanı bir ivme kazanacak ama ama bunu herkes için berbat edeceğim.
For the first time ever, the Parks Department has real momentum, and I'm gonna ruin it for everybody.
Umarım buraya para kazanmak için gelmişsindir çünkü kazanacak çok para var.
And I hope you're here to make money, because there is money to be made.
- Sence Jefferson kazanacak mı?
- You think Jefferson gonna win?
Kazanacak kişiyim.
The guy that's gonna win.
Damaje Tapınağı'nın çanını ilk kim çalarsa o kazanacak.
Whoever rings the temple bell first is the winner.
Reynolds'la tekrar dövüşecek misin? Bu sefer kazanacak mısın?
You gonna fight Reynolds again, knock him out this time?
Ve bu çocuk kazanacak.
And this kid is gonna win.
Hissedebiliyorum, bir dinlese beni kazanacak.
I can see the whole thing in my head. He could win if he would just listen.
- Bize yanlış istihbarat vererek ne kazanacak ki?
- What does she gain by feeding us false intel?
Güven bana, Harry. Birazdan her şey anlam kazanacak.
Trust me, Harry, it'll all make sense soon.
Birazdan her şey anlam kazanacak, Harry.
It'll all start to make sense soon enough, Harry.
Yarışmayı kazanacak olan ekip 100 bin dolar kazanacak önemli bir sanatçı ile dünya turuna gidecek ve koreografları dünyaca ünlü bir koreografın yanında bir sene eğitim görecek.
MARIOZ The winning crew WU! Win $'I 00, 000, go on a world tour with a major recording artist and their choreographer will get a year's internship with a world-renowned choreographer.
Evet, ve "o kim bilir kazanacak mücadele ne zaman ve ne zaman değil."
Yeah, and "he will win who knows when to fight and when not to."
Hepsini nakit olarak geri alacaksın, yani herkes kazanacak, değil mi?
You'll get the cash all back, so it's a win-win situation, right?
Kazanacak mısınız?
- Will you fight?
Bugün sizlere, üniversiteyi kazanacak ve kazanamayacak olan öğrencilerinizin,... bu Mayıs ayındaki eyalet sınavlarına daha iyi hazırlanmalarına yardımcı olacak,... yeni eğitim materyalleri getirdim.
I've come today with some edifying materials to help your matriculating and non matric students to better prepare for the upcoming State Exams this May.
- Para ödülünü kazanacak.
- He'll win the cash prize.
Adımı bilerek ayrıcalık kazanacak mısın bir bakalım.
Let's see if you earn the privilege to know my name.
Kazanacak ve herkesin önünde kıçına tekmeyi basacak.
Oh, he's going to win. He's going to kick your butt in front of everybody.
Sizce kazanacak mısınız?
Think you'll win?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]