Kazanacağım traducir inglés
2,780 traducción paralela
Ne kadar kazanacağımı boş ver sen şimdi.
Never you mind what I'm making.
Hepsini kazanacağım.
I won all of them.
Ya da her internet alışverişinizde ben 0,2 sent kazanacağım.
Or anything... like, any online shopping, I get.2 cents basically.
Sadece kampanyamda beraber çalışarak Başkanlığı geri kazanacağım için çok sevindiğimi söylemek istemiştim.
I wanted to express how happy I am that we're going to be working together in my campaign to reclaim the Presidency.
Ben kazanacağım.
I'm gonna win.
Şimdi hepiniz onun adına şahitlik yapacaksınız ve bende cazibemi yeniden kazanacağım.
Now if you'll all testify on her behalf, and I'll turn on the charm.
TV izlemede aynı zamanı kazanacağım.
I still earn the same amount of TV time.
Ulusal Turnuvayı kazanacağımıza inanıyoruz!
We can win in the national tournament!
Jay Goldman benim kazanacağımı söylüyor.
And Jay Goldman says I'll win.
Ben buna rol değiştirici diyorum. Siz kaybedeceksiniz ben kazanacağım.
I'm calling it role reversal, where you get to lose, and I get to win.
Ben kazanacağım.
I would have won.
Ama bir gün güvenini geri kazanacağım.
But I am going to win back your trust someday.
"İşte onları bu şekilde kazanacağım."
"that's how I'm gonna win them back."
Çünkü kazanacağımızı düşünüyordum.
Because I thought we were going to win.
Kazanacağımıza canıgönülden inanıyordum.
I really believed we were going to win.
Kesinlikle kazanacağım.
I will sure win.
Ben kazanacağım!
I will win!
Bu kez ben kazanacağım.
This time I'm gonna win.
Kesinlikle kazanacağım.
I'm definitely gonna be the winner.
Seul'de para kazanacağımızı sanmıştık.
We thought we would make it in Seoul.
Amelia, Ultimo'nun birkaç hareketini gösterdi. Ben de davayı nasıl kazanacağımızı buldum.
Look, Amelia was showing me some of Ultimo's moves, and then I figured out how to win the case, all right?
En iyi Gardiyan sensen eğer, kazanacağım garanti!
If you're the best the Guardians have, my victory is assured!
Bir dairenin depozitosunu karşılamak için yeterli parayı nasıl kazanacağımı söyleyen biriyle tanışmıştım terminalde, gerçek bir iş bulana kadar yani.
It's just that I met a girl at the bus depot who told me how I could make enough money for a deposit on an apartment, and then I would get, you know, a real job.
Mutlaka kazanacağım.
I will win. I promise.
Kazanacağım diyorum.
I promise you.
Kazanacağım.
I'll win...
Ben kazanacağım.
I'll beat it all.
Kazanacağım.
Beat you there.
Çin olayının uydurma olduğunu insanlar anlayana kadar,... 100 milyon dolar temiz para kazanacağım,... ve suçlu iadesi olmayan bir ülkede yaşamıma başlayacağım.
By the time people realize the China thing is false, I'll have cleared $ 100 million and be living in a non-extradition country.
Bu gece 1000 puanımı kazanacağım, yaşasın!
Win my 1000 points tonight, yeah!
Sevdiğim bir şeyi vermemin karşılığında ben ne kazanacağım?
If I give you something I love, what do I get in return?
Bir servet kazanacağım.
I'm gonna make a fortune.
İki saniye içinde kazanacağım.
I will win it in another two seconds.
Ben ne kazanacağım?
- Oh, what do I win?
Toplanmayı kazanacağım.
I'm gonna win that Gathering.
Bu beş katili bulsak bile, kazanacağımızdan emin değilim.
Even if we can find these five killers, we are not confident to win.
Yıllar boyunca, Seninle nasıl tanışacağımı ve geri kazanacağımı hayal ediyordum.
- ALL THESE YEARS, I'VE BEEN IMAGINING HOW I WAS FINALLY GONNA MEET YOU AND WIN YOU BACK.
Hayatımı böyle kazanacağımı öğrenince sevinmedi. O zaman buna kumar dedi.
He wasn't as thrilled when I decided to do it for a living, said it was "gambling."
Ne kazanacağım?
What will I have achieved?
Oo kazanacağım!
- Oh. - Oh, I'm gonna win.
Şu manken yarışmalarından birini bulacağım, kazanacağım, acenta bulacağım, çok ünlü olacağım, büyük ihtimal...
- I'm gonna find one of those model searches, win that, get an agent, go big time, probably - Oh, here's one.
Yürüyerek yapabileceğimi biliyorum. Yolu bulup, geri döneceğim. Arabayı alıp gidip kazanacağım.
I know I can make it on foot, find the way out, come back, pick up the car, drive out and win.
Ve kazanman için sana verdim. Bana biraz inanırsan kazanacağım.
Which I will do if you just show some faith in me.
Planımız şu ki, birçok yeni icademızı videoya çekeceğiz,... internete yükleyeceğiz, sonrasında da reklam gelirlerinden para kazanacağız.
The plan is, we shoot a bunch of cool stunts, post them online, and then sell advertising.
Her görüşmenizde ben 0,2 sent kazanacağım.
I'd make 0.2 cents.
Yeni uzay yarışını kazanacağız, dostlarım.
We will win the new space race, my friends- -
Kazanacağım ödül Fields Madalyası.
The Fields Medal's the one I'll be winning.
Ortada belgelerin olmasına sevindim, çünkü kazanacağız ve sen de ödeyeceksin.
Well, I'm glad to see there's paperwork involved, because we are going to win, and you are gonna pay.
Evet, bu zıkkımı kazanacağız, ve Broadway'da olacağız bebek.
Yes, and we'll win that shit, and be on Broadway, baby.
Hae Joon'un kazanacağına bahse girerim!
I'm betting Sea-June win
Anlamadığım şey senin bu işten nasıl para kazanacağın.
I just don't understand how you expect to get money from this.
kazan 69
kazanacağız 59
kazandım 241
kazanmak 22
kazandın 147
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazanacak 20
kazandınız 29
kazanacağız 59
kazandım 241
kazanmak 22
kazandın 147
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazanacak 20
kazandınız 29
kazandın mı 31
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandım mı 18
kazandık mı 21
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandım mı 18
kazandık mı 21