Kazanmak traducir inglés
10,452 traducción paralela
Gerçek şu ki, hayatımı kazanmak için gizemli romanlar yazıyorum ama gerçek hayatta böyle bir şeyi hiç tecrübe etmedim.
The truth is, is that I write mystery novels for a living, but I never get to see one carried out in real life.
İkinci kez Akademi Ödülü'nü kazanmak nasıl hissettiriyor Bayan Bergman?
How do you feel, Ms. Bergman, about winning your second Academy Award?
Para kazanmak istiyorum geri zekalı.
I want to make money, you dumb ass.
Burada 1000 $ kazanmak üzereyim.
I'm about to make $ 1,000 here.
Biraz para kazanmak istiyorsan bir adam biliyorum.
Maybe you want to make some money, I know a guy.
Yani bana, başlasa dahil olmayacağımız bir savaşı kazanmak için varolmayan bir bombaya ihtiyaç duyacağımızı mı söylüyorsun? - Evet.
So you're telling me I need a bomb that doesn't exist to win a war that we won't be involved in when it starts?
- Kazanmak için tek yapmanız gereken Red'in kendi Acılı Teksas Yahnisi yeme rekorunu kırmak.
All you gotta do to win it is beat Red's own record for eating Texas red chili.
Bunu kazanmak için ne gerekiyorsa yap.
Do all you can to get that money.
Evet, para kazanmak için alıyor, ağaçtan yavru kedileri kurtarmak için değil.
Yeah, he takes them to make money, Not to save kittens in trees.
Ve sana söyledim mesele para kazanmak.
And i just told you this is going to make money.
Liberty Rail içinde aynısını söylemiştin ama para kazanmak yerine neredeyse Donna'nın hapse girmesiyle son buluyordu.
And that's what you said about liberty rail, And instead of making money, It almost ended with donna behind bars.
Kazanmak için onu kullan.
Use it for your gain.
Tek yapmamız gereken Lider'in işini bitirmek ve bu savaşı kazanmak.
So all we have to do is take down leader, and we win this war.
Hydra'nın yüce lideri ve savaş makinesi devre dışı kalınca özgürlük savaşımızı kazanmak daha kolay.
Captain america : With hydra's supreme leader and his war machine Out of the picture, the fight for freedom just got a whole lot easier.
Birçok kart oyununda şans bulunur,... ama pokerde para kazanmak için yetenek gerekir.
Most card games, you've got the shuffling, and yet poker takes some skill to make a lot of money.
Eskiden oyunu kazanmak için bütün sorularını ezberlemiştim.
I used to memorise Trivial Pursuit questions so I could win.
Amerika'ya gidecek parayı kazanmak için Ma'an'a iş bulmaya gittiğini biliyorum.
I know he went to Ma'an to get the job to make money to go to America.
Emile'i geri kazanmak için mi?
Huh? Is this about getting back at Emile?
Artık para kazanmak için ne yapacaksın?
What are you gonna do for money now?
Ne olursa olsun, doğal ya da suni, hayat fevkalade bir oyun... ve onu kazanmak için oynamamız gerekiyor.
EITHER WAY, WHETHER IT'S NATURAL OR ARTIFICIAL, LIFE IS A GLORIOUS GAME, AND WE SHOULD PLAY TO WIN.
İşte bu yüzden zorlu görevi kazanmak zorundasın.
Which is why you must win the challenge.
Düzenbazlık statüsünü kazanmak için ne kadar iyi olmak gerekiyor ki?
Like, how good you got to be to get to shark status?
her gün para kazanmak için kıçımı yırttım.
You know, I bust my ass and my balls each day to earn money.
Coulson tüm cephelerde kazanmak istiyor.
Coulson's desperate to win on any front.
Biraz zaman kazanmak ne demek bilir misin?
You know the meaning of buy us some time?
Para kazanmak için öksüz çocukları alan biri olduğunu duymuştum.
I heard someone picks up orphaned kids to make money.
Ganimet kazanmak değil, yardım etmek istiyoruz.
We wish to help, not to plunder.
Vasquez'in tek amacı kazanmak.
Vasquez just plays to win.
Birinin güvenini kazanmak. Gizli görev bundan ibaret. Kostüm giyip aksanlı konuşmak değil.
Gaining someone's trust... that's what being undercover is all about, not putting on a costume or speaking with an accent.
Kazanmak zorunda olduğunuz bir onur.
And it's an honor that you have to earn.
Onu kazanmak zorundasın Karthik.
You have to earn it Karthik.
Büyümek demek çok para kazanmak değil, Ben köyüm ve insanlarımla birlikte büyümek istiyorum.
Growth means, I want the people and the village around me to grow.
Bu savaş, Ward'a giden yolumuz. O yüzden bunu kazanmak zorundasın.
This fight... it's our way to Ward, so if you're gonna do this, you need to win.
- Evet, kazanmak için oynuyorum.
Oh, yeah. I play it to win.
Ben kazanmak.
Me win.
Para kazanmak için ne yaparım bilemiyorum.
I mean, I don't know what I'm gonna do for money now.
Sempatimi kazanmak isteseydin, beni yumuşatmak isteseydin diyelim kurgulanmış hırsızlık olayı işe yarardı.
If you were looking to earn some sympathy from me, soften me up, say, a staged break-in might be one way to do it.
Benimle yatmak, güvenimi kazanmak ve bundan yararlanmak?
To sleep with me, gain trust, and take advantage?
Ayrıca hem zaman kazanmak hem de şüphe uyandırmak istiyor.
But he also wants to gain time. And doubt.
Bunun bir cinayet olduğunu bilmemizi istiyor olabilir ancak zaman da kazanmak istiyor.
I think he wants us to see that these are murders. But he also wants to give himself more time.
Sıkıntı çeken on kişiye yardım edip saygınlık kazanmak isteyen mi yoksa bir kişiye sessiz sedasız yardım edip böbürlenmeyen kişi mi?
Is it the person who helps ten and brags, or one who helps many and is silent?
Çıkmak istiyorsun. Gücünü geri kazanmak ve kendini özgürleştirmek istiyorsun. Ve ikimiz de biliyoruz ki Lazarus Bir'i yürürlüğe koydun.
You want to regain your power and free yourself, and you and I both know that you're enacting Lazarus one.
Olivia Pope'un ayrıcalık hissi ona güç yüzüğünü kazanmak yerine çalacak kadar yetkili hissettirdi mi?
Did Olivia Pope's manufactured sense of privilege make her feel so entitled to that brass ring of power that she simply took it instead of earning it?
Sadece bir oylama olacak... Kazanmak için tanrı bilir kaç gün boyunca kıçımızı yırttığımız oylar birden başka yerlere gidecek.
There will just be some votes... votes we've probably worked our asses off on for God only knows how long that'll suddenly go a different way.
Sadece karideslerle ilgili bir tartışmayı kazanmak için ona başvururum. - Deniz tekeleri.
I only call on it when I need to win arguments about shrimp.
Bana karşı bir karides tartışmasını kazanmak istiyorsan, Tanrı sözlerinden fazlasına ihtiyacın olacak.
We beat two class actions last year, so... you want to win a shrimp-related argument with me, you're going to need more than the Word of God.
Mutfakta deneyim kazanmak istiyorsan yardım edeceğim.
If you want to gain experience in an actual kitchen, then I'll help.
- Zaman kazanmak istedi herhalde.
He probably just wanted a huge head start.
Nesin sen? Kazanmak için hiç sınırları geçmeyen beyaz atlı prens mi?
What are you, some white knight who never crosses the line to win?
Para kazanmak için yüzlerce yol var.
There are a hundred other ways to make a buck.
Eğer baban beni para kazanmak için yem olarak kullanmış olsaydı...
If your dad was using me as a shill to make money,
kazan 69
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazandın 147
kazanan 93
kazandık 165
kazandı 52
kazanacak 20
kazandınız 29
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazandın 147
kazanan 93
kazandık 165
kazandı 52
kazanacak 20
kazandınız 29
kazandın mı 31
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanamazsın 48
kazanırsam 20
kazandık mı 21
kazandım mı 18
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanamazsın 48
kazanırsam 20
kazandık mı 21
kazandım mı 18