English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ K ] / Korkuyordu

Korkuyordu traducir inglés

1,290 traducción paralela
Bir kızı çok seven bir arkadaşım vardı. Ama kızın onu sevmediğinden korkuyordu. Belki o yüzden salağın teki gibi davranmıştır.
I had this friend once who really liked this girl, and... he got all worried that she didn't like him back, and maybe that made him act like a total jerk.
Ve tıka basa yememe de izin vermedi, çünkü şişmanlamamdan korkuyordu.
She was not about to let me pig out, because she was afraid I'd get fat.
Çok korkuyordu ve seni sordu...
She was scared and asking for you.
Ölmekten korkuyordu.
He was in mortal fear.
Herkes bu konuya bulaşmaktan korkuyordu.
Everyone was afraid to take a stand on this issue.
- Unuttum, iğnelerden korkuyordu.
- I forgot. she's terrified of needles. - Poor girl.
O kadar korkuyordu ki, onu unutmak mümkün değildi.
You couldn't forget someone like her.
Kimden korkuyordu Ronnie?
Who was he afraid of, Ronnie?
Ama bana telefonda söyleyemedi. Belki de ona böyle bir şey yapacaklarından korkuyordu. Kimler?
She wanted to tell me something about her, or maybe she couldn't tell me over the phone'cause she was afraid that they would do something like this to her.
Korkuyordu.
She was afraid.
Onun hakkında sorgulanacağınızdan ve onu ele vereceğinizden korkuyordu.
He was afraid you'd be questioned about him and would betray him.
Beni durdurmalarından korkuyordu. Sen konuşma!
- You don't talk.
Sanırım korkuyordu, çünkü orada öylece durdu.
But I think she was scared, because she just stood there.
Muhafızların seni yakalayıp götürmesinden korkuyordu.
Worried that the guards had picked you up.
O adam bizim onun çiftliğinde..... daha fazla saklanmamızdan korkuyordu,..... ama bizi daha emin bir yere götürmeyi kabul etti.
The man was afraid..... to let us hide on his farm any longer,..... but he agreed to take us to a more remote place.
Gizlemeye çalışırdı ve bu yüzden çok kızgındı ve korkuyordu.
And then, you know, Rudolph tried to hide it... but that just, you know, ended up... making Rudolph angry and scared.
Sanırım onunla yaşadığı için dehşet içindeydi. Ama onsuz yaşamaktan daha da çok korkuyordu.
I think she was terrified... to live with him but maybe even... more terrified of life without him.
Benimle olmak istedi ve karısı ve çocuklarıyla olmak istedi... Seçim yapmaktan korkuyordu.
He wanted to be with me and he wanted to be with his wife and children and he was afraid to make a choice.
Ama kameraların çalışmasına sadece beş gün kala Weinstein Marilyn'in duygusal sorunlarını ve bağımlılığını doktorunun da çözemeyeceğinden korkuyordu.
But with just five days to go before cameras would roll Weinstein feared that a solution to her emotional problems and chemical dependency was eluding even her psychiatrist.
Weinstein aynı şeyin Something's Got to Give'de de olmasından korkuyordu.
And Weinstein worried the same would happen on Something's Got to Give.
Kariyerinin bittiği sözünün doğru olabileceğinden korkuyordu.
She feared there might be some truth to the rumors that her career was over.
Sanırım kariyerinin bitmiş olmasından korkuyordu.
I think she was afraid her career could be over.
Çünkü kötü kehanetlerin gerçekleşmesinden korkuyordu.
Because she feared terrible prophecies.
Machen Alpha halkı korkuyordu. Korkmakta haklıydılar.
The people of Machen Alpha are afraid, and rightfully so.
- Dr.Chen bana geldi.Korkuyordu
- Dr. Chen approached me. She was scared.
Korkuyordu. Ona bebek dedim
He was scared, but I called him a baby.
Çok korkuyordu.
He was pretty freaked out.
Üzülmekten ziyade korkuyordu.
He was more afraid than sorry. Yes.
- Ondan korkuyordu.
- He's terrified of him.
Herhalde Sophie yüzünden birinin onu teşhis edeceğinden korkuyordu.
Guy had to be worried somebody could ID him from Sophie.
Megan buna son vermek istiyordu ama korkuyordu.
She wanted to put an end to it, but she was scared.
Diğerleri öğrenirse neler olabileceğinden korkuyordu.
He was scared about what might happen if the others learned of it.
Michael'ın onları taciz edeceğinden korkuyordu.
SHE WAS AFRAID MICHAEL WAS GOING TO MOLEST THEM OR SOMETHING.
Bence sana ne istediğini söyIemeye korkuyordu.
I think he was afraid to tell you what he wanted.
Belki korkuyordu.
Maybe she was scared.
- Senin bulacağından korkuyordu.
- He was concerned you might find it.
Ve benim gideceğimden çok korkuyordu
And he was terrify that I'II leave.
ve keşiş korkuyordu.
- And the monk... The monk was frightened.
Jim Morris annesine söylemeye korkuyordu öğretmenlik mesleğini bıraktığını ve 2. Ligde atıcı olarak oynadığını söylemeye.
Aaron Brown : [On television] Jim Morris is afraid to tell his mother he quit his old job as a high-school teacher for his new one, a relief pitcher in the minor leagues.
Onu siste göremedim ama yaklaştığında o benden korkuyordu. Ve isteyerek yaptığımı düşündü. Belki de haklıydı.
I couldn't see him through the fog, but when I got up close he was afraid of me and he thought I meant to do it, so maybe I did.
Mimi birilerin bir şeyleri bulup bu şeyler yüzünden mahçup olmaktan korkuyordu.
Mimi had been afraid someone would find something embarrassing.
Onu saklıyordu, çünkü benden korkuyordu.
She's really hiding him because she was afraid of me.
Babandan çok korkuyordu...
She was so afraid your dad...
Sokağa çıkmaya korkuyordu.
She was scared to go out on the street.
Dr. Serizawa keşfinin gücünden korkuyordu, kendi ölümüyle de bu sırrını gizlemiş oldu.
Dr. Serizawa feared its power and sealed its secret with his own death.
Ama aynı zamanda da korkuyordu.
Social Services and Psychology Department report
Korkuyordu.
she was scared.
Herkes bu konuya bulaşmaktan korkuyordu.
We've all done a lot of growing this week.
- Korkuyordu.
- He was scared.
Korkuyordu.
He was dying, and he was afraid.
- Çok korkuyordu.
I was too afraid.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]