English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ K ] / Körü

Körü traducir inglés

820 traducción paralela
Artık o aptal insanların yaptıklarına göz yumamayız. Anlamsız savaşlarını devamlı tekrar etmelerine, körü körüne felaketleri tetiklemelerine...
We can no longer overlook what those foolish humans are doing, repeating their pointless wars over and over, blindly triggering disasters.
İkincisi ise kaybetmek istemediğin kişiye körü körüne bağlanmamaktır.
Second, never stake everything on one card.
Halk onları felakete sürükleyen generalleri körü körüne takip ediyor.
The people follow blindly the generals who lead them to destruction.
Körü körüne çarpýţmayý býrak da biraz sađduyulu düţün.
Stop acting like a 1936 Abraham Lincoln and get some sense.
Bunlar gri mi, yoksa renk körü müyüm?
Are those gray coats gray, or am I colorblind?
Hayır renk körü değilsiniz.
No, you're not colorblind.
Renk körü müsün?
It ain't unless you's colorblind.
Onların sadece küçük hikayeler olduğunu biliyorsun, ama onlara öyle körü körüne inanmamızı istiyor ki sen de keşke inanabilsem diye düşünüyorsun.. ... ama sonuç itibariyle ne yapa -
And you know they're just little stories, but he wants you to believe them so badly... that you wish you could... and finally what can you do but —
Müttefiklerimiz Majino Hattı'na körü körüne güvenmiyorlar.
Our allies have no such blind faith in the Maginot Line.
Her şeyden önce, renk körü olduğumu fark ettim.
In the first place, I discovered I was colorblind.
Bir körü görüyorum.
I see a bridge.
- Çünkü Lackery renk körü.
Because Lackery's color-blind.
Elimizdeki ışıklarla bile körü körüne çalışırız.
Even with the lights we have, it'd be like going in blind.
- Daha sabahın körü.
- No, not 10 after 6.
! Bu burjuvalar, bir fikre körü körüne bağlanıyorlar.
You bourgeois are too idealistic!
Körü körüne araştırıp... eylemlerinin sonuçlarından etkilenen gruplar ve bireyler her an kendilerini... istemedikleri sonuçlarla karşı karşıya bulur.
Groping in the dark, overwhelmed... by the consequences of their acts, at every moment, groups and individuals... faced with outcomes they had not intended.
Tanklar körü körüne gidiyor.
The tanks go blindly.
Bana yalan söyle, sana körü körüne inanayım.
Lie, and I will believe you blindly.
Daha sabahın körü.
That's first thing in the morning.
Sadece sen bir bebek gibi körü körüne güvenebilirsin.
A baby like you can only trust blindly.
Amirale körü körüne bağlılığını takdir ediyorum.
I appreciate your blind loyalty to the admiral.
Ne yaptın da senin gibi bir körü bu kadar adam deli gibi arıyorlar?
What did you do to have so many people looking for a blind man like you?
Bazıları hayvanların renk körü olduğunu söyler. Ben katılmıyorum.
Some people say animals are colour-blind, but I don't agree.
Bir körün diğer bir körü eğitmesini mi bekliyorlar?
They expect one blind child to teach another?
Ama izleniyorsan her hatalı ilk izlenime karşı körü körüne ileriye yönel.
But if you were being watched, ... head blindly onwards across each mistaken first impression.
Körü körüne ileriye yönel her hatalı ilk izlenime karşı.
Head blindly onwards... across each mistaken first impression.
Emirlerini körü körüne uygulamayacağım.
Just as long as you understand I won't follow your orders blindly.
- İnsanlar her şeyi körü körüne kabul ediyorlar.
'The people accept things blindly.
Bu aşırı alçakgönüllü davranışlar... krala körü körüne itaat etmeyi telafi etmeyecektir.
These excessive acts of humility will not compensate for subservience to the crown.
♪ Biliyorsun bu körü olamaz ♪
♪ And you know that can't be bad ♪
Neden bunca zaman insanlar körü kürüne bir başarısızlık için çalışsın?
Men have been trying for years to find some means of doing it without success. And someone couldn't have succeeded by now? No, no, no.
Topalı yürütmesi, körü gördürmesi, tepede sakatı dans ettirmesi meşhurdur onun.
It's well known he can make the lame walk, the blind see and the maimed dance over the hill.
Bu bir savaş körü.
No, I do not want to say that the German nation was blind.
Körü körüne bağlılık.
Blind obedience, as it were.
Bilinçli uygulamıyorsan da körü körüne uyguluyorsundur.
If you're unaware, you're blind.
Körü körüne bağlı olduğum bir adamı neden öldürteyim?
Why would I have had anyone kill a man I idolised?
Bu işin içine körü körüne girmedin ki.
And you didn't go into it blindly.
Seni oraya her şeyden habersiz körü körüne yollamayacağız, Jim.
We won't send you up there completely in the dark, Jim.
Bir göreve tamamen körü körüne gitmeye razı olmayız Bay Jones.
We don't believe in going on a mission totally blindfolded, Mr. Jones.
Evet, ben renk körü değilim.
Yes, I'm not colour-blind.
Hatayı, apaçık ortada olanı körü körüne kabul edenler yapar.
Errors are made by those who blindly accept the obvious.
Öldürür umuduyla körü körüne ateş edemeyiz.
And we cannot afford the power to take blind shots at it, hoping to kill it.
Şansın var ki insanlar anlamadıkları şeylere körü körüne inanıyorlar.
It's just lucky for you that people have a blind faith in what they don't understand.
Siz de körü körüne inanların yolunu takip edebilirsiniz.
You too may follow that way to unthinking belief.
Katırların ikisi de renk körü.
Both these mules are colour-blind.
Kar-körü oldun.
You're snow-blind.
- Kar-körü olmuş.
- He's snow-blind.
Bir bomba düşer ve körü körüne ölüme gidersin.
A bomb drops and you go blindly to your death.
Körü körüne bağlılıklarıyla mantıksızlıklarıyla kadınlar dünya üzerindeki her türden ideolojik yanılgıyı benimserler.
With their blind allegiance, their irrationality, women espouse every ideological delusion on earth.
aslında bizler korkak değiliz... ama körü körüne ölmekte istemeyiz!
We are not cowards! But it is meaningless to die for nothing!
Korkaklıktan, açgözlülükten ve cazip bir gelecek vaatlerinden dolayı körü körüne insanlara zulmedenlerin emirlerine uyduğumu itiraf ediyorum.
I confess that out of cowardice, meanness and led By the promises of a tempting future , I blindly followed the orders of the people's oppressors

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]