Miş traducir inglés
2,085 traducción paralela
Ah, öteki Prince *'miş.
Oh, that Prince.
Lisa Jenkins'miş.
It was Lisa Jenkins.
Arazinin asıl sahibi Samuel ve Mary Blake'miş.
Sirs, the property was originally owned by a Samuel and Mary Blake.
- arayan kim miş anne?
- Who was It, mum?
Demek baştan beri Sally Pendrick'miş.
Sally Pendrick, the whole time.
"Bazen bir seçim yapman gerekir" miş.
"Sometimes you just have to make a choice."
Ama silahları ve uyuşturucuları zulalayan sadece Arkin'miş gibi görünüyor.
But it does look like it was just Arkin who was stashing the weapons and the drugs.
Jade St. James'miş.
Jade St. James.
Bilinen son ikametgâhı Milwaukee, Wisconsin'miş.
His last known address Was, Milwaukee, Wisconsin.
"Mimlendin" miş.
"you've been marked."
Nate'miş.
It was Nate.
Lebron'ı Hank'miş gibi düşün.
Just think of Lebron as Hank.
Adamımız Cortez'miş gibi gözüküyor.
And it looks like Cortez is our guy.
Novak neden Green'miş gibi davransın ki?
Why would novak pretend to be green?
Köstebeğimiz Murphy'miş.
Murphy's the mole.
Prescott'ın bilinen en son ilişkisi Lorraine Belle'miş. Santa Barbara'nın en varlıklı dullarından birisiymiş.
Prescott's last known liaison was Lorraine Bell, one of the wealthiest widows in Santa Barbara.
Ridgemont'ın altında yatan ceset Edgar Halbridge'miş.
The body buried under Ridgemont was identified as one... Edgar Halbridge.
Sanatçının imzası olarak düşündüğümüz 15'miş.
What we thought was the artist's tag, it's a number 15.
Fotoğraftaki kızın adı Lucy'miş.
The lady in the picture, it's Lucy.
Alex'miş!
I would know that any...
Hedef Çavuş Dempsey'miş patron.
Sergeant Dempsey was the target, boss.
- Kurtarıcım Clark Kent'miş.
Clark Kent to my rescue.
12 sent'miş.
12 cents.
Okuldan arkadaşı Isaac'miş.
His friend from school Isaac.
O anda Moskova'da saat, gece yarısı 2 : 35, Portland'da gece yarısı 3 : 35 ve Vancouver'da da gece yarısı 12 : 35'miş. Bu durumda Paris'i ve Johannesburg'ü de eleriz.
It was only 2 : 35 in the morning in Moscow, 3 : 35 in Portland and Vancouver, and at 12 : 35 A.M. it rules out Paris and Johannesburg.
Çok hoş bir Rolex'miş.
That's a very nice rolex.
"Beni de davet etmiş miş" Sokarım böyle işe!
"She invited me"! Fuck!
- Biyolojik babası St.Luisden'miş.
His biological dad was from St. Louis.
Kameraları alan kişi Dedektif Joseph Quinn'miş. Tam olarak üç kamera iki mikrofon, bir ses kayıt cihazı. Daha üç gün önce almış.
Detective Joseph Quinn checked out the cameras... three cameras, to be exact, two microphones, a recorder... only three days ago.
Adı Logan Peele'miş.
Guy named Logan Peele.
Evet. Çocuğun adı Niko Bellic'miş, doğduğu yer de Newton, Iowa.
She said the child's name was Niko Bellic, and his hometown was Newton, Iowa.
Ev sahibi Tony Torrell'miş.
His landlord was Tony Torrell. So we were right.
Kim miş zırvalık edip duran?
Let's hear it for jibber-jabber.
Horatio, bak Dario nun gözetim memuru kim miş?
Horatio, look who Dario's probation officer is.
Kim Batman kim Robin'miş görürüz o zaman.
We'll see who's batman and who's robin.
Mis kokulu çiçekleri taşısın.
Carrying the fragrance of flowers.
- İyi mis - - Çocuklar!
- You all right...
Onu görmek ister mis...
Uh, do you want to see a...
Kitty, ben, bu yanlış anlaşılma için çok üzgünüm.
Kitty, I-I... I'm... I'm sorry for the mis-misunderstanding.
Emin mis... Hayatımı mahvettiniz. - Jesse.
Are you ser- - you ruined my life.
Eski uygarlıklar... Eski MIsırlılar, Mayalar
Ancient cultures have- - the ancient Egyptians, the Mayans, the Aztecs, the Indians and so forth.
Diğer yolcular binerken en tepede duruyordu ve koltuğunu falan değiştirmeye çalıştı yanlış adım attı ve 20 metreden aşağı düştü. Oracıkta öldü.
It stopped at the top while other passengers were loading, and he tried to switch seats or something, and he mis-stepped, and he fell 60 feet and he died right there.
Mis gibi kokuyor.
Smells good.
Al sana reflü için mis gibi garanti.
And that's a guaranteed recipe for reflux.
Mis gibi kafa dinlemelik yer burası, daha ne.
It's nice and peaceful here.
Bir yanlış anlaşılma var, tamam mı?
It's a mis - a misunderstanding, okay?
Mis gibi!
Sweet!
Ben tamamen yanlış...
I... I mis... I...
Yemeğin adı, "Çok Çok Mis Kokulu"
Dish name, "Very Very Fragrant."
Adı Kimmy'miş.
Her name's Kimmy.
Biliyorum. Ama beni görmek başka, teşhis etmek başka.
I know, but seeing mis a long way from identifying me.
misato 53
mısır 305
misafir 27
misafirim ol 16
mischa 21
miss marin 17
misafirin var 17
miss gordon 17
misafirimiz var 71
misal 20
mısır 305
misafir 27
misafirim ol 16
mischa 21
miss marin 17
misafirin var 17
miss gordon 17
misafirimiz var 71
misal 20