Ne güzel bir gün traducir inglés
618 traducción paralela
Ne güzel bir gün, değil mi Paul?
Isn't it a lovely day, Paul?
Ne güzel bir gün olacak öyle değil mi, profesör? - Kes artık şu "profesör" lafını.
Is it not a handsome day that begins professor?
Ne güzel bir gün ama, öyle değil mi?
Isn't it a fine day, though?
Ne güzel bir gün.
What a beautiful morning.
Şehirden kaçmak için ne güzel bir gün, değil mi?
Say, isn't this a great day to get out of the city?
- Ne güzel bir gün, değil mi, Esther?
- Isn't it a lovely day, Esther, dear?
Ne güzel bir gün.
What a wonderful day.
- Ne güzel bir gün, değil mi Bayan Totten?
- It's a very nice day, Miss Totten.
Ne güzel bir gün!
What a beautiful day!
- Karamela ne güzel bir gün!
- What a day, Caramella!
Ne güzel bir gün!
What a day!
- Ne güzel bir gün, değil mi?
Beautiful day, isn't it?
Sanki, "Ne güzel bir gün." diyormuşsun gibi söylüyorsun.
You say that as if you were saying, "It's a nice day."
Ne güzel bir gün değil mi?
And do you not find it a beautiful day?
Ne güzel bir gün.
Che bella giornata.
Ne güzel bir gün bugün!
Oh, what a day this is.
Ne güzel bir gün seçmişsin.
You would pick a wonderful day.
"Ne güzel bir gün."
Like,'Nice day, isn't it? ''I'm sure, yes.'Or something like that.
Ne güzel bir gün, değil mi?
Isn't it a fine day, though?
Bay Paul, ne güzel bir gün.
Monsieur Paul, it's a lovely day.
Ne güzel bir gün.
What a lovely day!
Ne güzel bir gün.
What a beautiful day.
Ne güzel bir gün.
It's such a wonderful day.
Ne güzel bir gün.
What a nice day
Ne güzel bir gün!
What a day.
- Ne güzel bir gün, değil mi?
- It's a lovely day, isn't it?
Bay MacNamara, ne güzel bir gün, değil mi?
Ah, Herr MacNamara. Isn't this a glorious day?
Ne güzel bir gün
Ain't it a glorious day
Ne güzel bir gün. "Uçmak isterdim, sevgilimin kollarında."
Beautiful day, isn't it? I'd like to fly into the arms The arms of my beauty
Ne güzel bir gün!
What a lovely day!
Tek bildiğim onun : "Ne güzel bir gün." dediği.
All I have is that image of her saying, "It's a fine day."
"Ne güzel bir gün" aşkım hayalleri, sözleri ve ölümleri ile.
It's a fine day, my love, in dreams, in words and in death.
Ne güzel bir gün bu, aşkım.
It's a fine day, my love.
Ne güzel bir gün yaşadığımız bu gün.
It's a fine day in life.
Ne güzel bir gün, değil mi?
Nice day, isn't it?
Ne kadar güzel bir gün.
How beautiful the day is.
Ne kadar güzel bir görüntü. Gün doğumunun ışığında üzeri parlıyor.
What a beautiful sight, with his scales all agleam in the dawn's early light.
Ne kadar güzel bir gün.
What a perfectly beautiful day.
Ne kadar güzel bir gün, değil mi, Roberto?
It's a wonderful day, Roberto.
- Ne harika, güzel bir gün.
- What a beautiful, beautiful day.
# Gün için ne güzel bir başlangıç...
What a wonderful way to start the day
- Ne kadar güzel, güneşli bir gün böyle!
- What a beautiful sunny day!
Bak, ne kadar güzel bir gün.
Look how beautiful it is.
Ne kadar güzel bir gün.
Wow, it's such a lovely day.
Ne kadar güzel bir gün degil mi?
Isn't it a beautiful day?
Ne kadar güzel bir gün.
A most gratifying day.
Hazırlıksız yakalanmak için ne kadar güzel bir gün.
What a beautiful way to be taken, unawares.
Ne güzel bir gün.
What a lovely day.
"Ne güzel bir gün." diye acaba gerçekten ne düşünür?
what's she thinking about?
Ne kadar güzel bir gün.
What a beautiful day.
Ne kadar güzel bir gün.
What a gorgeous day!
ne güzel 854
ne güzel bir sabah 20
ne güzel bir manzara 16
ne güzel bir gece 16
ne güzel bir sürpriz 74
ne güzel sürpriz 31
ne güzel bir isim 37
ne güzel değil mi 71
ne güzel bir yer 22
ne güzel bir fikir 22
ne güzel bir sabah 20
ne güzel bir manzara 16
ne güzel bir gece 16
ne güzel bir sürpriz 74
ne güzel sürpriz 31
ne güzel bir isim 37
ne güzel değil mi 71
ne güzel bir yer 22
ne güzel bir fikir 22