Nisan traducir inglés
9,338 traducción paralela
Nisan 1986'daki kazadan önce eylül 1986'da sefer moduna geçmek için son düzenlemeleri yapıyorduk.
Before the accident of April 1986... we were making our final revisions... after which we would go to combat mode... in September, 1986.
26 Nisan
"April 26th"
" Nisan 2003 :
" April 2003 :
Takas 27 Nisan, saat 8'de.
"Purchase confirmed. Exchange at 0800, April 27th."
25 Nisan 2024.
April 25th, 2024.
14 Nisan 2012 tarihinde Martin ve Esther Kelly'nin Longthorne Oteli'nde olan düğünlerinde nedime miydiniz?
On 14 April 2012, were you the bridesmaid for Martin and Esther Kelly's wedding at Longthorne Hotel?
Nisan 2005'e ait bu olay yeri videosu en iyisi değil ama tam şurada göreceksiniz.
This crime-scene video from April of'05 isn't the best, but you'll see right... there.
11 Nisan 1964 Duruşmanın 1'inci günü. Birkaç saat içinde başlayacak olan yüzyılın duruşması olarak tanımlanan davanın yapılacağı binanın önündeyim.
I'm standing in front of the building where in only a few hours'time what has been described as the trial of the century will begin.
Her kim olursanız, nerede yaşarsanız, ne yaparsanız yapın Nisan 1961'i * hatırlayın.
Whoever you are, wherever you live, whatever you do, remember April 1961.
6 Nisan 2008 özel bir gündü.
April 6, 2008... was a special day.
Ayrıca 6 Nisan Amy'nin doğum günü.
And April 6 is Amy's birthday.
Yedi yıl önce 6 Nisan 2008'de ilk mühür kırıldı.
Seven years ago, on April 6, 2008, the first seal was broken.
Bakın 6 Nisan 2008.
Here. April 6, 2008.
Tarrytown'ın kayıp kişiler raporlarını incelerken 1985 Nisan'dan bunu buldum.
Searched through Tarrytown's missing-person reports and found this one from April 1985.
7 Nisan 1985'te bilek ve köprücük kemiği kırıklarıyla alınmış.
Admitted April 7, 1985, with fractures of the wrist and collarbone.
7 Nisan 1985 gecesi Westchester Devlet Hastanesi'ne bırakmışsınız.
You dropped her off at a Westchester County hospital on the night of April 7, 1985.
Abigail'in 1985 Nisan'da gönderdiği bir mektup.
It's a letter from Abigail, dated April 1985.
Hedefin ateş etmek istediğin yerine nişan alana kadar parmağını tetik muhafazasının dışında tut.
Now, keep your finger outside the trigger guard till you're pointing down range aiming at the target.
Arpacığını oraya nişan alacaksın.
That's where you want to put your front sight.
- Tahminimce matematik sınıfı çünkü ben ne bir rütbe takıyorum ne de nişan ve burası da bir hücre değil.
- Well, I guess it's math class, because I'm not wearing a rank or an insignia - and this isn't a cell, so...
11 tanesinden 7'sinde kafaya nişan aldı, Jack.
Seven out of eleven times, he's gone for the headshot, Jack.
Belki de bir savaş nişanı için, degil mi Colbert?
Perhaps strike a medal, Colbert?
Seni en son nişan göstergesinin içinde görmüştüm.
Last time I saw you was through crosshairs.
Arkadaşların hep sana ateş eder mi böyle? Daha iyi nişan alabilseydi ölmüştün.
If he had better aim, you'd be dead.
-... nişan yüzüğü değil...
- of Lindh V. Surma...
Nişan tarihimiz yayılana kadar seni terk edeceğim.
As soon as the engagement is announced, I'll dump you.
Kabir'in nişanı neden duyurmuyorsun?
Why don't you announce Kabir's engagement?
İyi yapmışlar bence de... Nişan ile uğraşmalarına gerek kalmamış.
I think it's very good they're not bothering with an engagement.
Suratına nişan almalıymışım.
Should've aimed for the face.
Şeref nişanım.
My badge of honour.
Ateş edildi! Nişan alın!
Shots fired!
Platformun üstüne nişan alınmış.
It's aimed well above the podium.
Nişanınızı tebrik ederim.
Congratulations on your engagement.
Ve kısa süre önce Michael'la nişanı attı, ve Rafael'le çıkmaya başladı.
Oh, and she recently broke off an engagement with Michael, and she's dating Rafael.
Hadi şimdi, nişan al.
Now, come on, aim.
Nişan al ve istediği hedefe yönelik tetiği... - Anladım.
- Just point it and pull the trigger.
- Nişan için tebrik ederim.
Um, congratulations on your engagement.
Sadece nişan al ve ateş et.
Just point and shoot.
Sadece nişan alıp, ateş mi edeyim?
Point and shoot?
Biraz aşağı nişan al.
Try aiming low.
Bu yüzden, dizine nişan alın.
So, aim for the knees.
Bacaklarına nişan alın.
Aim for the legs.
Silah tutan eline nişan alıyordum.
I was aiming at your gun hand.
Hayır ona nişan almıyordun.
No, you weren't.
Ona nişan almıyordum.
I wasn't.
Henrietta, o annemin nişan yüzüğü.
Henrietta, it's my mother's engagement ring.
Madeline, nişan attıklarını söyledi bana.
Madeline just told me that they called off their engagement.
Nişanı attıktan sonra, çok yalnızdım. Buraya gelip Andrew'u geri kazanmayı düşündüm.
After my engagement ended, I was really lonely, and I thought I could just come back here and get Andrew.
İyi bir nişanın var.
You've a good eye.
Bu bürodaki pek çok insan, yaşlı Bill Peterson'a nişan almış durumda.
A lot of people in this agency got their gunsights set for ol'Bill Peterson.
Sırp herifler nişan almayı beceremiyorlar, değil mi?
Serbian motherfuckers were a bad shot, right?