English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ N ] / Nişanlı

Nişanlı traducir inglés

9,542 traducción paralela
... nişanlısının bir başkasıyla.. ... görüştüğünü düşünüyor.
Zach thinks that his fiancé's been seeing somebody else.
Hangi insan nişanlısını.. ... arabada başkasıyla sikişirken.. ... yakalamak için para verip mutlu olabilir amına koyayım?
I mean, what kind of fucking sick individual is happy that his fucking fiancé's getting banged in the back seat of a car that he's fucking paying for?
Allah'ın belâsı düğünden 6 hafta önce.. ... nişanlısının aldattığını fark etmiş bir adam ile.. ... sorun yaşamak istemeyeceğin bir adamım!
A man who discovers that his fucking fiancé is cheating on him six weeks before the god damn wedding, is probably not a guy you want to fuck with!
Nişanlı mıydın?
- I think maybe you're engaged.
Nişanlısıyla yattığını söylüyor.
He says you banged his fiancée.
Nişanlıma yemek pişirmeye çalışıyordum.
I was trying to cook dinner for my fiancé.
Nişanlıma.
Fiancé.
Bay nişanlıdan.
Mr. Fiancé.
Hep nişanlı kadınlara mı yönelirsin?
Do you always hit on engaged women?
5 yıl önce, nişanlısını föndüsünü başka birine kaşıklatırken yakalamış.
About five years ago, he caught his fiancée letting someone else... dip his fork into her fondue.
Ama bunu bir sır olarak saklamalısın. Nişanlından bile. Bunu biliyorsun, değil mi?
But you do have to keep it a secret, even from your fiancé- - you know that, right?
Ciddi diyorum bak, hani nişanlı olmasak sabah akşam burada ameliyat olurdum.
Seriously, if we weren't engaged I'd be here getting emergency surgery like every other day.
Eski nişanlımın olduğu yere yani?
Over there with my ex-fiance?
Nişanlına vermeyecek misin?
You're going to deny to your fiancé?
Hayır, nişanlım da bana katılacak, eninde sonunda.
No, my fiancé will be joining me, eventually.
O nişanlınız mı?
He's your fiancé?
17 yaşındaydım nişanlımı ve bebeğimi kaybettim.
When I was 17, um... I lost my fiancé and my baby.
Evet, nişanlıydım.
Yeah, I really was.
Nişanlım Heidi, Nathan'a şu yasal hayır işinde yardım ederek çokça vakit geçirdi.
My fiancée, Heidi, started spending a lot of time helping Nathan with his pro-Bono legal work.
Nişanlınla konuştuk.
We spoke with your fiancée.
Hafızasını kaybetmesine sebep olan kazadan önce... nişanlısı olduğunu sanıyor.
She thinks you were her fiance before the "accident" that robbed her of her memory.
Hafızasını kaybetmesine sebep olan kazadan önce... nişanlısı olduğunu sanıyor.
She thinks you were her fiance before the "accident" that robbed her of her memory.
Nişanlı olduğu sporcu onun kalbini kırmış.
You were supposed to tell her the truth.
Seni ve nişanlını büyük bir kutlama bekliyor nasıl olsa.
It was perfect and beautiful. There's still a very big celebration awaiting you and your fiancée.
Irv'ün oğlu Waz onun yerini aldı, iyi de olacaktı ta ki nişanlısını da gruba sokmak isteyene kadar.
Irv's son Waz took his place, which would have been fine until he demanded that we put his fiancée in the band.
O yüzden eğer nişanlıysan ve bekleyemiyorsan toplum süpürge geleneğiyle evlensinler diye kapıya bırakırmış.
So if you were engaged and you couldn't wait, then the community would let your jump the broom.
Nişanlımın annesiyle yemek yedim,... oradan Asher'a geçtim.
I had dinner with my fiancé's mother, then headed over to Asher's.
Nişanlımsa tamı tamına 33 gün boyunca yanımda durdu.
My fiance, he stuck around for 33 days.
Gelecek vadeden bir kariyerim ve harika bir nişanlım vardı.
I had a promising career and a great fiance.
Ben senin nişanlınım, böyle deli gibi davranamazsın be.
I'm your motherfucking fiancé and you can't be acting this motherfucking crazy.
- Sen "nişanlı" mı dedin? - Ne?
DINAH : ( LAUGHING ) Did you just say fiancé?
Ben onun nişanlısıyım amına koyayım.
Nigga, who the fuck are you? I'm her motherfucking fiancé.
Aldatan nişanlım umursamaz zaten.
- My cheating fiancé shouldn't mind.
Bu nişanlım Lollys.
This is my betrothed, Lollys.
- Benim nişanlım.
- My fiance.
"Nişanlı" demeyi bırakmanın zamanı geldi.
It's time to stop with the "fiance."
Backstrom'un eskiden fantastik bir kadınla nişanlı olduğunu başka biriniz biliyor muydu?
Did anyone else know that Backstrom used to be engaged to a fantastic woman?
Beyler, kız akıllı ve güzel ve Backstrom'la nişanlıydı.
Guys, she's smart and she's beautiful and she was engaged to Backstrom.
Nişanlımı Sivil Gözetim Komitesinin başına sen mi atadın?
You appointed my fiance to the head of the civilian oversight committee?
Yakın zamanda boğazından vurularak bir adam öldürdü, ve şimdi eski nişanlısı sivil gözetim komitesinin başkanı oldu.
He recently killed a man by shooting him in the throat, and now his ex-fiance is head of the civilian oversight committee.
Duyduğunuz ses Penny'nin nişanlısı Leonard'tı.
Uh, that voice you just heard belongs to Leonard, Penny's fiancé.
Çok eğlenceli bir konuşmaya tanık oluyoruz. Seri Gatil 2'de başrolü paylaştığım kişiyle kadınların hayallerinin olmaması gerektiğine inanan nişanlısı arasında.
We're listening to a really fun conversation between my costar from Serial Ape-ist 2 and her fiancé, who doesn't believe women should have dreams.
Evlerindekiler için söyleyeyim, Leonard az önce nişanlısının ondan daha fazla para kazandığını öğrendi.
For those of you at home, Leonard just found out his fiancée makes way more money than he does.
Güzeller güzeli nişanlıma da teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Bu konuşmayı mümkün kıldı. Hava durumu neredeyse engel olsa dahi.
I'd also like to take a moment to thank my beautiful fiancée for to helping make this speech possible, even though weather nearly prevented it.
Yedi yıldır bu kadınla olan ilişkin istikrarsız ve bir yıldır nişanlısınız.
You've been on and off with this woman for seven years and engaged for one year.
Ama bir senedir nişanlısınız ve hâlâ evlilik tarihiniz yok.
But you've been engaged for over a year now, and you don't even have a wedding date.
Demir Taht ve Dorne arasındaki ittifak sürecekse nişanlılıkları devam etmeli.
If the alliance between the Iron Throne and Dorne is to continue, their engagement must stand.
Nişanlınla "seksi" konusunda çok farklı düşünüyoruz belli ki.
- Yeah, well, your fiancée and I have wildly different ideas of what's hot.
- Sanırım nişanlım ülkesine dönüyor.
~ It appears my fiancee's off home.
Nişanlı mısın?
You're engaged?
Nişanlım olur.
This is my fiancée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]