English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ O ] / O ben değilim

O ben değilim traducir inglés

2,755 traducción paralela
Dinle, birini suçlamak istediğini biliyorum ama o ben değilim.
Listen, I know you want to blame someone, but it's not me.
Tamam, ama o ben değilim.
Right, but, uh, it's not me.
Çünkü ünlü olan o ben değilim.
Because, you know, it's his fame, not mine.
O ben değilim.
That's not me.
O ben değilim.
This... is not me.
Ve o ben değilim.
And this... is not me.
Ben o bildiğin kızlardan değilim.
I'm not that kind of gal.
Billy, ben o kadar basit değilim.
Billy, I'm not easy.
Ben o koltuğa göre biri değilim.
I didn't belong in that chair.
Artık o kişi değilim ben.
I'm not that person any more.
Artık o kişi değilim ben. Sana yaptığım şey için kendimden nefret ediyorum.
I'm not that person any more!
Ben programınızda değilim, o yüzden bence tam bir dalyaraksın.
I'm not in the program so I still think you're a douche.
Ben artık o tarz bir kötü kurt değilim.
Well I'm not that kind of'blued bott'.
O zaman iyi bak, dostum, ben bir kötü kurt değilim, ben bir polisim.
Guess what, pal, I'm not a blued bott I am a cop.
Ama ben o kadar emin değilim.
I'm just not so sure.
O kadar hassas değilim ben Billy.
I'm not that sensitive, Billy.
Küstah olan o, ben değilim.
He's insolent not me.
Dinle, ben anormaller üstünde deney yapmıyorum ve yapmak niyetinde değilim ve Washington'daki o mankafalar bunun farkına vardıklarında, çoktan kendi adama sahip olacağım.
Listen, I'm not experimenting on abnormals, and nor do I intend to, and by the time those dunderheads in Washington find out, I'll be on my own private island.
Ben, üzerine sıcak kahve döküldü diye birilerini dava eden o insanlardan değilim.
I'm just not one of those people That sues someone when they spill hot coffee on themselves.
Ama, yeteneklerim ve deneyimime bakılırsa, o yeri dolduracak kişi ben değilim.
Thing is, given my skills, my experience, I'm not the guy that should be filling in.
Ben bundan o kadar emin değilim.
I'm not - - I'm not so sure about that.
Şey, uh, sanırım, " Ben o değilim.
Well, uh, he may have said, " It's not me.
Ben buna senin yüklediğin anlamı yüklemek için o kadar da hazır değilim.
I'm just not ready for it to mean as much as I think you want it to mean.
Ben o kızlardan değilim.
I'm not most girls.
O kız ben değilim.
That girl isn't me
Sandığın gibi ben değilim! O sensin!
That is not me as you think That is you
Ama artık o insan değilim ben.
But I'm not that guy anymore.
Ben bir sürtük değilim, ya da o dediğin ikinci şey.
I'm not a whore, or that second thing you called me.
O ilgi bekleyen dullarından değilim ben.
I'm not one of your needy little divorcées.
- Ben o kadar da iyi değilim.
- I'm not that good.
Ben o tür biri değilim.
I am not that person.
O iyi. Ben değilim.
Oh, he's fine.
Bu tür durumlarda kalan tek salak ben değilim o yüzden çok da kötü hissetmeme gerek yok.
I'm not the first dumbass to get knocked up when she wasn't supposed to, so I can't feel too bad for myself.
Bak, bunun zor olduğunu biliyorum, ama o resimdeki ben değilim, sensin.
Okay, I know this is hard, but I'm not the one in that picture, you are.
Ben o kadar emin değilim.
I'm not so sure.
New Directions fasa fiso ve içimizden biri tam bir homo suratına sahip ve o kişi de ben değilim.
New Directions! is a joke. And one of us has a hard luck case of the gay-face, and it ain't me.
Ailedeki suçlu kişi o, ben değilim.
He's the criminal in the family, not me.
Ben de hiç hıçkırık festivali havamda değilim, o yüzden neden gidip evde "bileklerinle keman çalma" yı denemiyorsun?
I'm not in the mood for a sob fest, so why don't you go home and practice the blood violin?
Ben evli değilim yani yaptığım her şey o bağlamın dışında.
Well, I'm not married, so anything I do is outside of that context.
O öldü, Ve ben çocuk değilim.
She's dead, and I'm not a child.
Buna büyük bir başarı diyorlar, bu baskına ama ben o kadar da emin değilim. Bu da bugünlerde normal bir süreç olsa gerek.
They're calling it a success, this raid, but I'm not so sure, which is par for the course these days.
Ben ailesinden uzak kalamayan o kadınlardan birisi değilim işte.
Oh, I promise I'm not one of those women who can't be away from her family.
- Ben o kadar emin değilim.
I'm not so sure about that.
Ama ya onun içindekiler, o şeyler o görevleri uğruna her şeyi feda etmeye iten şeyler, bu ben değilim.
But that thing inside of him? The thing that drives him to sacrifice everything for the sake of his mission? That's not me.
Ben de insanlarla iletişimde o kadar iyi değilim zaten.
I'm not great at keeping in touch with people.
Hadi ama, ben o kadar da iyi değilim.
Oh, come on, I'm not that good.
Saygı duyduğun birinin imgesine, bilgeliğini paylaşan birisine, seni evine götürecek birine ve görünen o ki bu biri ben değilim.
- A VISION OF SOMEONE YOU RESPECT, SOMEONE WITH WISDOM TO SHARE, SOMEONE WHO CAN LEAD YOU HOME. AND APPARENTLY THAT SOMEONE IS NOT ME.
O, ben değilim.
This is not me.
Ben Helena değilim, o her kimse.
I-I'm not this Helena, whoever that is.
- Ben ondan o kadar emin değilim.
I'm not so sure about that.
İnsanlar ya öyledir ya değildir. Ben değilim, O yüzden bırak artık!
People either are, or they're not, and I'm not, so leave me alone!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]