O olmaz traducir inglés
3,860 traducción paralela
O olmaz. Beni dar zamanımda kurtardın.
Not her.
O olmaz.
Not her.
O olmaz
Not him
- O olmaz.
Not him.
Hwayi olmaz, o olmaz...
Not Hwayi, not him...
Hayır. O asla olmaz.
Oh, no, hell no.
İş kartındaki o küçük resminle uzun süre dayanamam. - Öyle olmaz.
I will not be able to last with that little picture on your business card.
Gel o zaman, burada olmaz.
Come on then, not here
Yangın tatbikatları, yüzme etkinlikleri gibi şeyler. Ama o dediğin olmaz.
Fire drills and sponsored swims and, well, not that.
Senden o kadar da kötü bir insan olmaz.
You wouldn't make the worst human.
Olmaz. Biraz kanıt söyleyeyim o zaman.
Some proof then.
Seni burada tanıyan olmaz, o kadar şanslısın ki.
- You are so lucky. No one would even know you here.
İyidir o ya, bir şey olmaz.
I'm sure he'll be fine.
Onu içeri atarsan ve o da ötmeye başlarsa bizim için hiç iyi olmaz.
So if you lock him up and he starts running'his trap, that ain't good for any of us.
Sağı solu belli olmaz o adamın. Çok tehlikeli biri.
He is a wild card beyond a wild card.
O yaşadığı sürece olmaz.
Not as long as he's alive.
- O yaşadığı sürece olmaz.
Not as long as he's alive.
- O iş olmaz Justin.
That can't happen, Justin.
Olmaz, ben zaten Tanrım ile aramı düzelttim ve o beni affetti.
No, I already made amends with my god, and he's forgiven me.
O adamın sağı solu belli olmaz ama maalesef ki, şüphe çekmeden daha fazla araştırmam mümkün değil.
I wouldn't put anything past that man, but unfortunately, I'm unable to dig any further without arousing his suspicion.
O halde ifadenin sınırlarını kabul etmek yalan olmaz doğru mu?
So it's not lying to acknowledge the limits of your own testimony?
Ama yine de o iş öyle olmaz. Cömert tekliflerimi reddetmeden önce babanla bir konuşsana.
Why don't you ask your papi before you start rejecting my, uh, generous offer?
Peki o zaman, özgürce konuşmama izin olduğuna göre, tekrar bir araya gelmemiz için umarım başka bir kriz daha olmaz.
Well then, um, allow me to speak freely. I wish it didn't take a crisis for us to have this time, like, all close together.
Sözüm o ki : seni farklı yapan şeyden saklanmayı öğrendiysen kim olduğunla ilgili utancına son verebilirsin ve bu iyi olmaz.
'Cause the thing is, if you're taught to hide what makes you different, you can end up feeling a lot of shame about who you are, and that's not ok.
Olmaz o iş aslanım.
Not gonna happen, Coach.
Gerçi O bir Succubus, böylece herhangi bir incinme ve gözyaşı olmaz tabiri caizse.
Though a Succubus'weapon is her body, so there would be no wear and tear, so to speak. Would you like to see for yourself?
Eğer o kadar "iyi bir kitap" sa nasıl olur da arkasında tanıtım yazısı olmaz?
And if it's such a "good book," how come there's no blurbs on the back?
O hamilelik testlerine güven olmaz.
These drugstore tests, they're not reliable.
Olmaz, o böyle görmüyor.
No, that's not how he'll see it.
Birini öldürmeden önce onu bulmalıyız çünkü o noktadan sonra işin dönüşü olmaz.
We need to find him before he kills somebody, because there's no coming back from that.
Hem kötü bir şey de olmaz bize çünkü o doktor.
Look, nothing bad could happen to us'cause he's a doctor.
O kadar yıkıcı gelecekler var ki onlara karşı ayakta kalmanın imkânı olmaz.
There are some futures so devastating, you can't imagine surviving them.
Olmaz, gerçekten o tür şeylerle ilgilenmiyorum.
No, really, I'm not into that sort of stuff.
Gitmezsen olmaz, o senin annen.
You can't not go. She's your mom.
O'Banion'a söylerse bize giren çıkan bir şey olmaz.
Makes no difference to us he tells O'Banion about this.
O çocuğun olduğu yerde bela eksik olmaz!
There's always trouble with that guy!
O kahve makinesi olmaz mı?
Oh, what about that coffee urn?
- Ama o zaman kadar olmaz.
- But not until then. - Mike...
O zaman ona çaksam sorun olmaz, değil mi?
So, you don't mind if I... if I hit that shit then, right?
O buradayken olmaz.
Not while she's here.
O zaman olmaz.
Then you can't.
Hayır olmaz. Ehliyetimi almak için tek şansım ve o ehliyeti alacağım tamam mı?
This is my one chance to get my license, and I'm getting it, all right?
Sadece bir kez olsun, tüm o aşağılamaları ve saçmalıkları alıp onların kıçına soksak güzel olmaz mıydı?
So wouldn't it be great if just one time, you could take all of the insults, and all of the bullying, and you could just shove it right up their butts?
Olmaz o iş.
Yeah, I don't think so.
Ver o telefonu. Olmaz.
Give me that phone.
Ne zaman ben o izinden istesem, elinde sağlam bir delil olmadığı sürece olmaz, dersin.
- Are you kidding me? Whenever I ask you for one of those, you tell me I have to work the case until there's an actual charge.
Dışarıya çıkmış, sabah gazetemi alıyordum çünkü ekrandan okursan o gazete olmaz. Haksız mıyım?
I was out buying my morning paper,'cause it's just not a paper if you read it on a screen.
Aslında detayları hatırlamıyorsan eleştirini silmenin de bir sakıncası yoktur o zaman. Olmaz.
Actually, if you don't remember the details, then maybe you wouldn't mind deleting the review.
Letting olmaz. O çok tehlikeli.
Not Leiting... he's too dangerous
Herkes bir şeyler yaparak en azından hayatta kalmaya çalışıyor ve o aynı " Olmaz.
Everyone's doing stuff to try to survive at least, and he's just like, " Nope.
Ve bunu daha inanılır şekilde yapmanı tavsiye ederim çünkü o 12 celladın önüne çıktığında fikrini değiştirmek diye bir şey olmaz.
And I suggest you do it more believably, because when you're up there staring down the barrel of 12 executioners, there's no changing your mind.
o olmazsa 16
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
o olmadan 38
o olmasaydı 39
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
o olmadan 38
o olmasaydı 39