O ölmedi traducir inglés
663 traducción paralela
Ama o ölmedi.
But he was not dead.
O ölmedi.
He ain't dead.
O ölmedi!
He's not dead!
- O ölmedi.
- She's not dead.
O ölmedi.
She's not dead at all.
- Ama o ölmedi.
- But he wasn't killed.
O ölmedi uyuyor.
She is not dead, she is sleeping.
Verber hakkında endişelenmeyi kesmelisin. Çünkü o ölmedi.
You can stop worrying about Verber.'Cause he isn't dead.
O ölmedi.
He's not dead.
Ama o ölmedi.
But he's not dead.
O ölmedi.
He's not.
O ölmedi.
He is not dead.
O ölmedi, bu adam doktor değil, toz ol!
He's not dead, it's not the doctor, get lost!
Bu konuda soru sormamızı istemediğini biliyorum ama babam... O ölmedi değil mi?
I know you said we weren't to ask any questions but Daddy isn't... isn't dead, is he?
Yeni şerif, yıldızını aldığım... O ölmedi, sakat kaldı.
The new sheriff And I took the badge not dead, leaving just lame.
- O ölmedi mi?
- Isn't he dead?
O ölmedi
He's not dead
Bayan Moore, o ölmedi, sadece...
Miz Moore, he ain't dead, he's...
Yasanın yaratıkları. O ölmedi!
Creatures of the law, he is not dead!
- İyi. - O ölmedi?
- He no dead?
- O ölmedi!
- He is not dead!
Hayır, o ölmedi
No, He's not dead
Hadisene merak etmeyin, o ölmedi
Hurry The sooner we find her, the better
Dur biraz, o ölmedi.
Wait a minute.
O ölmedi, kahrolası.
He ain't dead!
- O ölmedi...
- He's not dead.
O ölmedi.
She isn't dead.
" Tiny Tim'e gelirsek, o ölmedi.
" And to Tiny Tim, who did not die
O ölmedi mi?
Isn't he dead?
O ölmedi, sadece bayıltıldı.
She's not dead, only sedated.
Hayır, o ölmedi.
No, she isn't.
Efendim, o ölmedi.
Sir, he's not dead.
Daniel, o daha ölmedi.
Daniel, He's Not Gone.
O ölmedi.
This faithful revolution warrior
- O zaman ölmedi yani?
- What if he's dead?
O daha ölmedi, Grisby yaşıyor.
He isn't dead yet, Grisby's alive.
Fakat o gerçekten ölmedi, Senin de çok iyi bildiğin gibi.
But he has not truly died, as Thou dost well know.
- O zaman Fran ölmedi.
- Then I didn't murder Fran.
O da ölmedi. Baba beni Mark ile karşılaştırma.
Hey, Dad, don't compare me with Mark.
O yaşıyor, içime doğuyor, ölmedi.
He's alive, I can feel it, he's not dead.
O Tu Köyünde ölmedi mi?
Didn't he die in the Tu Village?
O aklını kaçırıp ölmedi mi?
Didn't he go insane and died?
Dur, dur, o daha ölmedi.
He's not dead.
O da ölmedi!
- And he's not dead!
Açlıktan henüz kimse ölmedi ama yakında o da olacak.
And while hunger hasn't yet taken a life, it's only a matter of time now.
- Ona ne oldu ki? O zatüree yada veremden ölmedi.
He didn't die of pneumonia or consumption.
Tommy Ray ile rüya bağı kuran o kadın kalp krizinden ölmedi.
That woman who linked with Tommy Ray didn't just die of a heart attack.
O zaman ölmedi.
He didn't die then.
Biliyorsun ki o adam miyop olduğu için ölmedi.
You knew that man wasn't going to slack off because he was short.
O daha ölmedi ki.
He's not dead yet.
- O ölmedi!
- He's not dead!