Olması gerektiği gibi traducir inglés
1,278 traducción paralela
Tam olması gerektiği gibi.
This is great! That`s exactly where it should be.
Bu toplantı olması gerektiği gibi duyurulmadı.
This meeting was not properly advertised.
Uzun zaman önce gittiler... Los Angeles'ın tek hakimi artık şeytanlar... olması gerektiği gibi.
They've beengone alongtlme... forthe devIlls the only landlordLosAngeles... haseverknown.
"... evet'le " olmaz. Allah üzerine yemin et. Olması gerektiği gibi.
"0K" isn't good enough - promise before Allah!
- Olması gerektiği gibi.
- Right on target.
Sorum şu olacak, lütfederlerse : Ülkemizde olanların olması gerektiği gibi olup olmadığıdır, efendim.
My question is, with all due respect, if they think that this is the way things should be in this country, sir.
Her şey olması gerektiği gibi oldu mu?
Did everything turn out the way it was supposed to?
Olması gerektiği gibi.
Just the way it should be.
Olması gerektiği gibi.
The way it should be.
Dünyadaki hiçbir şey olması gerektiği gibi değil.
Nothing in the world is the way it ought to be.
Dünya olması gerektiği gibi olana kadar, nasıl olacağını göstermek için bizler burada olacağız.
We live as though the world were as it should be to show it what it can be.
Her şey yeniden olması gerektiği gibi.
All is as it should be again.
Işınlayıcıyı kullandığımdan beri... Hiç bir şey olması gerektiği gibi değil.
Ever since I used that transporter... nothing has been the way that it's supposed to be.
Sen ve ben, ta baştan beri olması gerektiği gibi.
You and me, like we should have, from the very beginning.
Bu geceyi olması gerektiği gibi geçirelim.
Make this night what it should be.
Kazandığı için aklını kaçırmış gibiydi, yani bilirsin olması gerektiği gibi.
He was out of his mind because he won, you know, as you would be.
Olması gerektiği gibi.
BUT JUST RIGHT.
Her şey olması gerektiği gibi olacak.
OKAY? REALLY MAKE A... EVENT OUT OF IT.
Birbirinizle, bir çiftin olması gerektiği gibi uyumlu değilsiniz.
You just don't connect the way a couple should.
Ve her şey olması gerektiği gibi görünüyor.
And everything somehow seems right.
olması gerektiği gibi.
should be.
Bu hayatın olması gerektiği gibi, Gülmek ve şarkı söylemek,
This is the way life was meant to be Laughing and singing
Davranışım, bildiğim kadarıyla, olması gerektiği gibi, temiz ve uygun oldukça sadece Tanrının gözünde...
As long as my behavior is what I know it has to be, decent, correct... that alone in the eyes of God....
histeri krizine girmiş olan eski nişanlım havaalanının yolunu tutmak üzereydi. ve sizin golf oyununuzun kalan kısmının olması gerektiği gibi zevkle devam edeceğinden eminim.
My hysterical ex-fiancée here is just on her way to the airport, so your enjoyment of the rest of the course will be just as it should be!
Tam olması gerektiği gibi.
They're just right.
Beyninin olması gerektiği gibi gelişmeye devam etmediği çok açık. Bazı aşamalarda bazı hasarlar alıp kötüye gitmiş olmalı.
Ma'am, it is clear his brain has not continued to grow as it should, showing it must have suffered some damage at some stage.
Tören olması gerektiği gibi olmadığı için, en azından güzel resimler çekilsin.
Since the ceremony isn't what it should be, at least get some decent pictures taken.
Olması gerektiği gibi davranmıyor olabilirim.
I may not have fitted in as one could have- -
Olması gerektiği gibi.
That's how it goes with dogs
Eğer olması gerektiği gibi Sweetback'i tek başına gösterirseniz... Bir günde geçen hafta kazandığınızdan daha fazla para kazanırsınız diyorum.
I'll bet you a brand new suit that if you run Sweet-back alone, the way it should be, you'll make more money in one day than you did all last week.
Bir pankart taşıyarak yaptığınız'olması gerektiği gibi'bir protestoyla ne elde edebilirsiniz ki?
What do you achieve by holding a sign doing the "protest as usual" stuff?
Komik, benimle hiç olması gerektiği gibi doğrudan konuşmazdı.
Funny, he never talked to me as directly as he should have.
Eğer pursiği ipe olması gerektiği gibi dolarsanız, ip üzerinde yukarı doğru kayabilirsiniz. İpin etrafında çevirirsiniz ve düğüm ipi sıkıca kavrar.
And if you use a special twisting knot on the rope, you can slide it up the rope, and pull on it, and the knot grips the rope.
Ve kafamda, eğer dağdan aşağıya düştülerse, Cesetlerinin dağın eteklerinde olması gerektiği gibi tuhaf bir düşünce vardı.
And I had this bizarre idea, that if they'd fallen off the mountain, they would have just landed at the bottom of it.
Bauer olması gerektiği gibi seni korudu.
Bauer protected you as he should have.
Olması gerektiği gibi gerçekleri öğrenmeyi bekleyeceklerdir.
That you're gonna wait for all the facts to come in, as should they.
Bu dünyada hiçbirşey olması gerektiği gibi değil, değil mi?
Nothing in this world is the way it ought to be, right?
Olması gerektiği gibi.
The way it was meant to.
Bu dünyada hiçbirşey olması gerektiği gibi değil, acı ve zalimce.
Nothing in this world is the way it ought to be. It's harsh and it's cruel.
Dünyanın olması gerektiği gibi yaşa.
You live as if the world were as it should be.
Yıldızları uyuşmayan kadersiz ruh ikizleri gibi. Olması gerektiği gibi.
The way it should be.
O halde, her şey olması gerektiği gibi.
So, as it should be.
Evet, keseni olması gerektiği gibi kemerine bağlasaydın fikir değiştirecek vakitleri olmayacaktı.
YEAH, IF YOU'D HAD YOUR FANNY PACK AROUND YOUR WAIST WHERE IT BELONGED, THEY WOULDN'T HAVE TIME TO CHANGE THEIR MIND.
Olması gerektiği gibi.
It's just the way it is.
Tam da olması gerektiği gibi...
Yeah, well, that's just as well.
Yansıtıldığının aksine, ortada yasalara aykırı davranışlar sergilenen bir aktivite vardı ve olması gerektiği gibi polis de olaya müdahale etti.
WITH THE SEXUAL ORIENTATION OF ITS PATRONS. IT WAS PROMPTED ENTIRELY BY THE FACT THAT THERE WERE ILLEGAL ACTIVITIES GOING ON AT THE TIME,
Her şey tam olması gerektiği gibi...
Everything is exactly like it always is..
Biliyorsun... Olması gerektiği gibi... O da bunları getire...
Like, it was supposed to- - and he was gonna bring round the- - just fuckin'- -l just kept thinkin'too much.
String teorisinin ispatını daha da zorlaştıran bir başka neden ise, sanki bir bilim kurgudan fırlamış gibi görünen ve çok karmaşık hesaplamalar gerektiren, uzayın fazladan boyutları olması gerektiği meselesidir.
Making string theory even harder to prove, is that, in order to work, the complex equations require something that sounds like it's straight out of science fiction : extra dimensions of space.
Sadece sıcak suyun ve kaloriferlerin... gerektiği gibi olmasını sağlamakla kalmayacağız ayrıca burayı kötü yönetenleri açgözlüleri rüşvetçi pislikleri halka teşhir edeceğiz. Birlikte çok şey başaracağız.
So together, we will succeed, not only in getting your heat and hot water back on,
Müzik yüzünden mi, Brian'ın 11 bitkili ve baharatlı gizli karışımı yüzünden mi, yoksa Brian'ın dediği gibi öyle olması gerektiği için mi bilmiyorum ama her şey silinip gitmişti.
WHETHER IT WAS THE MUSIC, OR BRIAN'S SECRET BLEND OF 11HERBS AND SPICES, OR BECAUSE IT WAS, LIKE HESAID,
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
olmasın 42
olması lazım 23
olması gereken bu 19
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
olmasın 42
olması lazım 23
olması gereken bu 19