Olmasın traducir inglés
79,348 traducción paralela
Yine olmasın, bu imkansız.
Not again, this is impossible.
Neden olmasın?
Why not?
Belki ayna üzerindeki kan Daha kötü bir şey olmasını engelledi.
Maybe the blood on the mirror prevented something worse from happening.
O şeyin kızımın herhangi bir yerinde olmasına izin vermeyeceğim.
I'm not letting that thing anywhere near my daughter.
Ona görünmez olmasını sağlayacak bir yol olabileceğini düşünüyorum.
I think there might be a way to make her invisible to him.
Bu şeyin yakınımızda olmasına izin vermeyeceğim.
I won't let this thing anywhere near us.
Elizabeth ve ben, adının Valentine olmasına karar verdik.
Elizabeth and I agree his name will be Valentine.
Zamanlamasının daha iyi olmasını dileyebilirdim.
I might wish the timing were better.
Tercihen benim topraklarımda olmasın!
Preferably not on my land!
Bu Kaptan Ross'un söylediği arazi olmasın?
Be this not the land o which Cap'n Ross did speak?
Umalım da adamımız bu olmasın.
Let's hope that's not our man.
Francis her zaman, onlarla arasının iyi olmasının önemli olduğunu düşünürdü fakat o bu bölgede büyüdü tabii.
Francis always felt it was important to be on good terms with them... but then he'd grown up in the district.
Kanunen bir yanlışlık olmasını istemediğimiz için burayı size verdiğimi yazılı olarak belgeleyeceğiz.
Now this we will set in writing, for we want no misunderstandin'of the law this time!
Evlilikte aşk olmasını ummak yanlış mı?
Is it wrong to hope for love in a marriage?
Koş ve her şeyin hazır olmasını sağla.
Run an'make sure all's ready.
Kısa bir süre boy göstermeliyim, refakatçim olsun ya da olmasın.
I must put in an appearance, with or without my escort!
Valentine'den daha az mat olmasını isterdim!
I'd wager she's less dull than Valentine!
Kârlı bir işte hisse sahibi olmasını sağlama teklifimi kabul ederek böylece malum genç hanımefendiye evlenme teklif edebilir.
By accepting my offer to find him a share in a profitable business so he may go and ask for the hand of a certain young lady.
Tepeden inme olmasın.
Not so top down.
J'in dahil olmasını sağlamalıyız, Baz'ın değil.
We need to get j involved, not baz.
Neden olmasın ki?
Why not?
Bir projem olmasını özlüyorum.
I miss having a project.
Evet ama bazen en iyi arkadaşım yerine babam olmasını isterdim.
I mean, yeah, but, you know, sometimes I wish I had more of a dad than a best friend.
Şu dediğin şeyi düşündüm de Walter'ın ailenden kalan son kişi olmasını.
I was thinking about what you said about Walter being your last and only family.
Etkili olmasının sebebi de bunun gerçek olmasıydı.
And the reason it was so effective is'cause he meant it.
Size birleşme önerdim çünkü kızım size karşı zararlı bir sadakat hissediyor ve ben de bunun yok olmasını istemiyorum.
I offered the merger because my daughter has some kind of misguided loyalty to you, and I didn't want to extinguish that spark in her.
Neler döndüğünü bilmiyor muyum sanıyorsun? Onu atmaya çalışıyorsunuz, çünkü bu evi kira denetiminden muaf tutacaksınız ama bunun olmasına müsaade etmeyeceğim.
You're trying to get her out, so that you can get this place out from under rent control, but I'm not gonna let you get away with it.
Doğru anlamış mıyım Marissa'nın duruşmada Oliver'a yardımcı olmasına...
- Let me get this straight, you want Oliver to petition the court to let Marissa argue his case.
Marissa'nın birinci koltukta olmasını istiyorsun.
- You want Marissa to be first chair.
Ben de bebeğimizin biyolojik babasıyla bir ilişkisi olmasını istediğini düşünmüştüm.
- And I thought you wanted our baby to have a relationship with its biological father.
Sabahları rafadan yumurta rutinimizin neresini daha çok seviyorum bilmiyorum. Yumurta kısmını mı, rutin olmasını mı?
Yeah, I don't know what I love more about our morning hardboiled egg routine, the eggs or the routine.
Ama trenini çalmış olmasının nedeni gönüllü olarak Kötü Yer'e gidiyor olması.
- Now, hold on a second. She stole your train to voluntarily go down to the Bad Place.
Bankada bir sorun yaşadık, bu sorun çözülene kadar herkesten dikkatli olmasını istiyorum.
We had a little trouble at the bank, and I'm advising everybody to exercise caution till it's resolved.
- Çıkartacağım, neden olmasın?
- Yeah, why not?
FBI gözetleme listesinde olmasının asıl nedeni nedir?
He on the FBI watch list for a real reason?
Evet, neden olmasın?
Yeah, why not?
O zaman bu olay her geldiğinde, Mart ekinoksuna çok yakın olması gerekiyor.
Then whenever this event is coming, it has to be pretty close to the March equinox.
Evet, bir açıdan, tabii ki demektir ki... Bu konuşmanın... olması gerekiyordu.
Yeah, in a way, which, of course, means... this conversation... was supposed to be.
Bu kadar değersiz bir toplamın olması imkansız olur!
It would be impossible to exist on so paltry a sum!
Bunun bir hata olması gerektiğini düşündüm, ama sonra parçaları birleştirdiğimde, gözümde kocamın kim olduğu değişmeye başladığı.
I thought it had to be a mistake, but then when I put the pieces together, the picture of who my husband was started to change.
Hangisi daha kötü bilmiyorum. Karımın boğazına ölümüne neden olabilecek bir kılçık takılması mı yoksa bu sırada başka bir adamın yatağında olması mı?
I don't know what's worse, that my wife choked on a fishbone that might kill her, or that she was in bed with another man when it happened.
... bahsi geçen 12 fırtına, 6 kasırga ve üç şiddetli fırtınanın ortalamasının çok altında olması, sona ermiş olabileceğini gösteriyor.
... activity well below the average of 12 named storms, six hurricanes and three major storms, suggesting it might be over.
Çünkü az önce Louis'e nazikçe anlatacağın yerde ona bağırdın ve bağırmanın bu ofisin boş olmasıyla alakası olmadığına inanmak zor.
- Do you? Because you just lashed out at Louis when your intention was to let him down gently, and I find it hard to believe it had nothing to do with this office being empty.
Ödememesinin sebebi evde ısıtma sorunu bulunması ve kış boyunca bir camın kırık olması ki düzeltilmesi için defalarca istekte bulunuldu.
And the reason she hasn't paid it is because she's had no heat and a broken window all winter, despite repeated requests for repairs.
- Son üç ayın kirasını karşılıyor olması lazım.
- Should be enough to cover your rent for the last three months.
Ve şu Gretchen'ın sevdiği boktan Keurig kahvelerinden olmasın. Ya yeni hazırlayalım ya da hiç içmeyelim.
Fresh brewed, or nothing.
Bir saat önce de Jianyu'nun ruh eşim olduğunu sanıyordum. Bunun bana bir an bile olsa mantıklı gelmiş olması seninle asla ruh eşi olamayacağımızın kanıtı.
An hour ago, I thought Jianyu was my soul mate, and the fact that that kind of made sense means you and I could never be meant for each other.
Walmart kapıcılarının hepsinin İyi Yer'de olması imkansız.
There's no way every Walmart greeter is in the Good Place.
Tüm kozların elinde olması hiçbir zaman kolay değildir.
Never easy being the one holding all the cards.
Kadınlar ve çocukların ilk olması hakkında ne derler bilirsin.
You know what they say about women and children first.
Bizi ilgilendiren kısım Zahad'ın firari ve operasyonel olmasıdır.
Far as we're concerned, Zahad is on the loose and operational.