Ondan hoşlanmadım traducir inglés
323 traducción paralela
Ondan hoşlanmadım. Yakutları olsa bile.
I like him not - with all his rubies.
- Ondan hoşlanmadım.
- I don't like her.
Ondan hoşlanmadım.
I don't like him.
Neden ondan hoşlanmadım, biliyor musun? Çünkü yeni bir yüz, ve yeni şeylerden nefret ederim! Yaşayamam, nefes alamam ya da oyun oynayamam.
If you must know it's because she's new here, stops us playing our game
Ritalar'da bir yargıçla tanıştım. Ve ondan hoşlanmadım.
At Rita's I met a judge I didn't like him
Ondan hoşlanmadım.
I don't like it.
Bu Exeter her kim ise, ondan hoşlanmadım.
Whoever that Exeter is, I don't like him.
- Ondan hoşlanmadım.
- I don't like him.
Ondan hoşlanmadım.
I didn't like her.
- Ondan hoşlanmadım.
- No, I do not Iike her.
En başından beri ondan hoşlanmadım.
I never liked her from the moment she set foot in the door.
Ondan hoşlanmadım, Albay.
I don't like it, Colonel.
- Ama ben ondan hoşlanmadım.
But I don't like him.
Ondan hoşlanmadım.
I don't like her.
Ondan hoşlanmadım..
Well, I don't like her.
Ondan hoşlanmadım mı diyorsun?
I take it that you don't like her.
Ondan hoşlanmadım
I don't like him
Ayrıca ona güvenmiyorum ve ondan hoşlanmadım.
Any guy who sucks on a pipe the way he does...
- Ondan hoşlanmadım.
- I knew I didn't like him.
Ondan hoşlanmadım.
I didn't like him.
İlk başta ondan hoşlanmadım ve işime döndüm.
At first, I didn't like her and I went back to my work.
Ben ondan hoşlanmadım.
I didn't like him.
- Ondan hoşlanmadım.
- l don't like him.
Ben ondan hoşlanmadım.
I don't like her.
Sanırım ondan hoşlanmadılar.
Oh, i think she'd like them.
Ondan hoşlanmadın mı?
You don't like him?
- Ondan hoşlanmadın mı, Mae?
- Don't you like him, Mae?
- Ondan hiç hoşlanmadım.
- I've never liked him.
Ondan hoşlanmadığına memnun oldum.
I'm glad you don't like him.
Ben diyecektim ki... Bay Quill'in ondan hoşlanmadığım hissine kapılarak kırılmasını istemedim.
What I was going to say was that I didn't want to offend Mr. Quill by making him think I didn't like him.
Bir maceraperest olduğu için ondan asla hoşlanmadım, ama şimdi bir aziz olduğu için başı havalarda geziyor. Sen onu bir başpiskopos yapalı beri, kendini mükemmel bir izolasyonda tutuyor.
I never liked him as an adventurer, but now that he puts on the airs of a saint, he certainly keeps himself in splendid isolation since you made him Archbishop.
Ondan da pek hoşlanmadım.
Didn't like that much neither.
Hele ondan hiç hoşlanmadım.
And I find him even less satisfactory.
Ondan hoşlanmadın mı?
Oh, don't you like him?
Ondan hiç hoşlanmadım.
I never really liked him.
Ondan hoşlanmadın mı?
Didn't you like her?
Az sonra bana Jill'den hoşlandığını söyleyeceksin. Ondan hoşlanmadığımı söylemedim.
- Then you'll be telling me you like Jill.
Bence kaba olduğu için ondan hoşlanmadın. Kaba mıydı?
- You didn't like him because he was rude.
Ondan hoşlanmadığınızı biliyorum ama onunla güvendeyim.
I know you don't like her, but I'm safe with her.
- Ondan hoşlanmadığınızı varsayıyorum. - Doğru, hoşlanmazdım.
- I take it you didn't like him.
Tabi, sen iyi olduğunu iddia ediyorsun ama ben başka birinin de görüşünü almak istiyorum. Çünkü Eastbridge'e taşınıp, dört ay sonra da sevgili karım komşularının evlerinin temiz olmasından hoşlanmadığı için ondan tekrar taşınmamız gerektiğini duymaya çok hevesli değilim.
Yeah, well, you say you're fine, but me, I'd like another opinion because I'm not too anxious to move to Eastbridge and after four months there, be told by my sweet wife we got to move again
Ondan hiç hoşlanmadım, hiç.
I've never liked him, never.
Ondan hiç hoşlanmadım.
I don't like him at all.
Sanırım ondan hoşlanmadığını fark etmeye başladı.
She senses that you talk down to her.
Dinleyin, ondan pek hoşlanmadığım doğru ama sizi mutlu etmenin yolu buysa onunla evlenmeye hazırım babacığım.
It is true she is not at all to my taste but, to please you, father, I will bring myself to marry her.
Ondan hoşlanmadın mı?
You don't like her?
Ama bu adam ondan hoşlanmadığımı biliyor ve beni provoke ediyor.
But this guy knows I don't like him and he's been pushing me.
Ondan hiç hoşlanmadım.
I don't like that dog at all.
Ondan hoşlanmadığımı biliyor attığımı sanıyor.
She knows I don't like him, so she thinks I'm making this up just to get him out of the house.
- Ondan hoşlanmadın mı?
- Didn't like him?
Sanırım kimse ondan hoşlanmadı.
I don't think anybody liked her.
hoşlanmadım 17
ondan 152
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan bahsetmiyorum 20
ondan nefret ediyorum 223
ondan kurtuldum 19
ondan 152
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan bahsetmiyorum 20
ondan nefret ediyorum 223
ondan kurtuldum 19