Onu yakalamalıyız traducir inglés
174 traducción paralela
O halde kanıt bularak onu yakalamalıyız.
We just need to find the evidence and catch her.
Belki de onu yakalamalıyız?
Maybe we should capture him?
Onu yakalamalıyız.
We have to catch him.
- Onu yakalamalıyız!
We gotta catch him!
Onu yakalamalıyız!
We have to catch it!
Onu yakalamalıyız.
We must get to him.
- Onu yakalamalıyız.
- Let's catch it.
O beni yakalamadan biz onu yakalamalıyız!
We're gonna get him before he gets me!
Ben gerekenleri getiririm. Ama şu var ki ; onu yakalamalıyız ve bunu hızlı yapmalıyız.
I'll bring a bag full over, but the point is, you've got to get at them.
Onu yakalamalıyız.
We gotta dust him.
Onu yakalamalıyız.
we should catch it.
Çabuk, onu yakalamalıyız!
Hurry, we gotta get him!
Onu yakalamalıyız.
We gotta go get him.
Bay Terada, onu yakalamalıyız!
Mr.Terada, we have to catch it!
Onu yakalamalıyız!
We have to catch up to her!
Onu yakalamalıyız!
We must catch him!
Onu yakalamalıyız!
Don't you think you can go that easily?
Rufus, onu yakalamalıyız.
Rufus, we gotta kiss it.
... Sahibine sinyal göndermeden önce onu yakalamalıyız.
He must be intercepted before he signals his master or all will be lost.
Eğer Kaptan Engle, bunu yapanlardan biriyse, iner inmez onu yakalamalıyız.
If Captain Engle is one of the people who did this, we're gonna have to capture him as soon as we land.
Onu yakalamalıyız.
we've got to grab it.
- Onu yakalamalıyız.
We've gotta get him.
Başka birini daha yaralamadan onu yakalamalıyız.
We've got to get him before he gets someone else.
Çok geç olmadan onu yakalamalıyız.
We have to catch it before it's too late.
Onu bu sefer yakalamalıyız.
We've got him all right this time.
Onu yalnız yakalamalıyız.
Got to get him away from the crowd.
Onu hazırlıksız yakalamalıyız.
We gotta catch her off base.
- Onu yakalarız. - Yakalamalıyız.
- We will catch him.
Onu bir an önce yakalamalıyız.
He'll only pinch the best apartment.
Onu derhal yakalamalıyız Onu yolda görmedik...
We've to catch up with him lf we don't see him on the road...
Onu mutlaka yakalamalıyız.
We've got to get hold of him somehow. Now, who's coming?
Ama, onu kurtaracaksak, tam zamanında yakalamalıyız, yoksa ölür.
However, if we are to recover him, we must catch him at the precise moment, or he will die.
- Onu yakalamalıyız.
- We must catch her!
Çabuk, boyna ulaşmadan onu yakalamalıyız.
we've got to catch him
Onu fazla uzaklaşmadan yakalamalıyız.
We might cut his trail before he gets too far over the line.
Şeytanı yakalamalıyız, o pullu yaratığı ince boynundan, ve sonra onu sallayarak çıkarırsınız!
We got to grab the evil, a scaly creature by his slimy neck, you see and then you just shake him out!
Eğer bunu yapan Leonard ise onu karanlık çökmeden yakalamalıyız.
If it is Leonard, we should be able to pick him up before nightfall.
Onu onlardan önce yakalamalıyız.
It's simple. We have to get him before they do.
onunla başa çıkarız onu kesinlikle, yakalamalıyız.
Let me deal with him. I will definitely catch him.
Pilotu yakalamalı ve onu iniş yaptırmaya zorlamalıyız.
we must capture the pilot and force him to land.
O zaman onu yakalamalıyız artık. - Evet. Bence de.
Yes, I think we should.
Onu canlı yakalamalıyız.
We gotta take him alive.
Onu yakalamalıyım yoksa asla amiral olamazsınız.
I gotta get him or you won't make admiral.
Onu bugün yakalamalıyız.
We have to catch it today.
Onu mutlaka yakalamalıyız yoksa herşey mahvolucak.
We must catch him, or else all is lost.
Onu canlı olarak yakalamalıyız ve. olduğunca orijinal halinde kalmalı
We must capture it alive, as close to its original state as possible.
Ashi haklıysa, hem onu hem de delilleri ele geçirmek için suçüstü yakalamalıyız.
If Ashi's right about the shipment, we can get him and the evidence we need to bust him.
Yüce Tanrım, onu hemen yakalamalıyız.
Lord Almighty! We can't have this thing running loose.
Onu şaşırtmalıyız, en güçlü olduğumuz yerde yakalamalıyız, en çok birleştiğimiz yerde.
We have to take him by surprise, go where we're the most powerful, where we're the most connected.
Onu yalnız yakalamalıyım.
This is crazy.
Onu şimdi yakalamalıyız.
We must capture him now.