Onu yakalayacağız traducir inglés
586 traducción paralela
Onu yakalayacağız, öldürmeyeceğiz.
We're gonna catch him, not kill him.
- Onu yakalayacağız!
- We'll get him!
Ama o da bir insan ve onu yakalayacağız.
But he's human and we shall get him.
Bu sefer onu yakalayacağız.
We'll get him all right this time.
Onu yakalayacağız.
We'll get him.
Sen otele döndüğünde hayatına karşı bir girişimde bulunacak ve biz onu yakalayacağız.
Once you've returned to the hotel he'll make an attempt on your life and we'll get him.
- Onu yakalayacağız.
- We'll get him.
Ama biz de onu yakalayacağız.
But we will get him.
Yakında onu yakalayacağız.
We'll catch up to him one of these days.
Onu yakalayacağız.
We'll catch him.
Meslektaşım diyor ki.. .. mahkum şayet bu sabah kaçtıysa.. .. onu yakalayacağız.
My colleague says... if the prisoner really escaped this morning... we'll find him.
Onu yakalayacağız.
We will have him.
Ve fare deliğinden güvenlice çıkabileceğini düşündüğünde onu yakalayacağız.
And when our rat decides it's safe to come out of its hole we'll be there to grab him.
onu yakalayacağız.
_ jk, a Comanche. - Come on, we seize him.
Oğlunuza söyleyin, onu yakalayacağız, her zaman olduğu gibi.
Tell your son that we'll get him, like we always get him.
Öte tarafa doğru kayarak onu yakalayacağız.
We'll swing around the other side and catch him at that moment.
Tam o anda ortaya çıkıp onu yakalayacağız.
That's when we pounce on our prey.
Yarın onu yakalayacağız.
Tomorrow we'll take him.
Ama endişe etmeyin, onu yakalayacağız!
But don't worry, we'll catch him!
Onu yakalayacağız.
We'll box him in.
Burada değilse, fazla uzağa gitmiş olamaz. Onu yakalayacağız.
If he's not here, he can't be far.
Çünkü er yada geç... onu yakalayacağız
Because wherever he goes... we'll take him away
Onu yakalayacağız. Beyler benimle gelirseniz sizleri polis eskortuyla evlerinize göndereceğim.
We'll round him up.If you come with me, I'll see that you get home safe.
Onu yakalayacağız diyorum.
We'll get him, I tell you.
Bu defa onu yakalayacağız.
Well get him this time.
Onu yakalayacağız.
Well get him.
Kütüphaneye gidiyor, Efendim. Yakınında mı? Onu yakalayacağız.
What, terraforming as well as bio-forming?
Onu yakalayacağız.
We'll get him!
Onu yakalayacağız, kurşunu da kalmadı.
We'll get him. He has no more bullets.
- Bu sefer onu yakalayacağız.
- This time we get him.
Ama onu yakalayacağız. Söz veriyorum.
But we'll get him, I promise you.
Ve onu yakalayacağız.
And we're gonna get him.
bu akşam onu yakalayacağız, endişelenme yoldaş Gane.
Tonight we will get him, dont worry, comrade Gane.
Ama onu yakalayacağız.
But we'll get him.
Chris, onu yakalayacağız.
Hey, Chris, we're gonna get to him.
Hadi, onu yakalayacağız.
Come on, we'll get him.
Onu nasıl yakalayacağımız asıl mesele.
How we will catch this one... is important.
Onu kendimiz yakalayacağız!
We have to catch him! We ourselves!
Onu biz yakalayacağız!
We get him ourselves!
Eninde sonunda onu yakalayacağımızı söyleyin.
Tell him we'll get him, if we have to blow up the whole block.
Yakalayacağız onu.
We'll get him.
Yakalayacağız onu!
We'll catch him!
Onu her hâlükârda yakalayacağız zaten.
We're going to get him anyway.
Ama şu tünel, işte onu yakalayacağımız yer orası.
But that tunnel, that's where we're going to catch him.
Bir gün onu üniformasız yakalayacağım ve...
One of these days I'm gonna catch him outta uniform, and then...
- Onu yakalayacağız!
- We'll get him.
Şimdi bu durumda, düşünmek zorundayız.. Eğer kanun onu yakalamazsa biz yakalayacağız.
Now, in that case, we're just going to have to figure if the law don't catch him, we will.
- Onu nasıl olsa yakalayacağız.
- We'll catch him in no time.
Ama biz onu da yakalayacağız ve Bennet Çetesi tamamen ortadan kalkmış olacak.
But we'll get him too and then the Bennet gang is through.
Onu yakalayacağınızı sanmıştım.
I sure thought you'd catch him.
Onu sadece yakalayacağız.
We're just supposed to find him!