Oradaki traducir inglés
11,378 traducción paralela
Ya da oradaki aşırı nüfus.
And prison overcrowding.
Oradaki temsilci oydu.
He's the agent there.
Oradaki insanlar hâlâ hayatta.
Listen, people are still alive in there.
Sen ve Jesus saf ve masumsunuz ve oradaki hiç kimse sizi yargılayamaz.
You and Jesus are pure and innocent, and no one in there is judging you.
Oradaki, puantiyeli kravat takan.
Excuse me, the guy with the tear drop patterned necktie.
- Oradaki.
Um... he's right there.
Oradaki Camel ve Toe'nun dans stilini izliyorum.
I'm really enjoying the dance stylings of Camel and Toe up there.
# Oradaki sütunların #
♪ I sing the columns there ♪
# Ve oradaki çizgilerin #
♪ And all the furrows there ♪
Oradaki binicilik kampına giderdim.
I used to go to a horsemanship camp up there.
Oradaki bir balıkçı yüzlerce sıçanın gemiyi terk edip kıyıya doğru yüzdüklerini söylüyor.
... where a fisherman claims to have seen thousands of rats leaving the ship and swimming for shore.
oradaki kapıyı görüyor musunun?
See that gate over there?
Oradaki kızlardan biriyle yakınsın, değil mi?
Well, you're close with a girl over there, right? You could use her.
Oradaki kızlar zaten yeterince üzgünler.
Those girls are sad enough.
Oradaki küçük kutuya koy, yeter.
Put that in one of those little baggies over there.
Oradaki biri bizi seviyor ama Terry Colby baskı kuruyor.
Well, somebody over there likes us, but Terry Colby, he's getting the pressure.
Üstelik kendisi Galston'ın oradaki yol yapımında çalışıyormuş.
He was also working on a road gang around Galston.
Her zaman bir an vardır örneğin diyelim denizaltı torpille tahrip olmak üzere ve gemi su almaya başlıyor kaptan da mühürlenmesi emrini vermek üzere oradaki adamların hâlâ hayatta olduklarını bilmesine rağmen.
And there's always this moment... It's the moment where the sub is torpedoed, and the compartment is flooding, and the captain's gotta give the order to "seal it up," even though he knows that there are men still alive in there.
Oradaki cahil adamla konuşun.
Talk to clueless over there.
İstasyonun oradaki Patchwork Oteli elinizdeki en iyi fırsat olabilir.
Well, your best shot is probably the Patchwork Hotel out by the train station.
- Oradaki yataktan her şey görünüyor.
That's what I find interesting and that's why I cook! It must be nice for you to live solely for pleasure
Oradaki IT'ci eleman. Franklin onu kovdurdu, o da sürekli internetten tehdit ediyordu.
The IT guy there- - Franklin had him fired, so he kept threatening him online.
Galiba kayıkhanenin oradaki kafede kahve hazırlayan kız.
I think that's the-the barista that works at the coffee shop next to the boatshed?
Tamam. Oradaki evin sahibi Artem Kunetzov. Harika.
Okay, that home is listed as being owned by one Artem Kunetzov.
Oradaki kapı.
That door right there.
85. yolun oradaki arazide çalışmasına izin vermişlerdi. Kasımpatılar ve unutmabeni çiçekleri ekiyordu.
They just let him work those plots by the roads out by 85, grow chrysanthemums, forget-me-nots.
Dediğim gibi onlar 85'in oradaki arazide çalışmasına izin vermişlerdi.
Eastman : Well, like I said, they... Let him work the plots beside 85.
Evet, Oradaki benim tohumum.
Yeah, that's my seed.
Oradaki internet çok kötü.
The Wi-Fi sucks over there.
Oradaki kimdi?
Who is that in there?
Oradaki dört numara nasıl?
Hey, what about number four right there?
Oradaki her insanın problemini ailem gibi hissettim.
I feel that every person in a problem is my family.
Eğer oraya gidersem mutlu olacağım, Oradaki insaları mutlu edeceğim.
If I go there I will be happy, I can keep ten people happy.
Sence oradaki şey ne?
What do you think is out there?
Oradaki plastik kalbi uzat.
Hand me that rubber heart over there.
Oradaki küçük çocuk için önemli olan tek şey ağabeyiydi.
That little boy in there, the only thing that mattered to him was his brother.
Oradaki durum raporları korkunç.
The situation they report there is, well, dire.
Oradaki insanlar bugün ne yapıyor?
What are people doing there today?
Oradaki arabalar evliler için. Bizdekilerse sevgililer için.
Instead of looking at those other sellers come look at these.
Gülle oradaki bir GDO'lu ürün laboratuvarında zombiler için bitkisel bir tedavi üretilmeye çalışıldığından bahsetmişti.
Wrecking Ball was going on about some herbal cure for the zombie virus being cooked up in an old genetically modified food lab out there.
Başkomiser, Tehdit Yönetimi'ne acil durum talebinde bulundum ve oradaki bilgi işlemci Twitter'daki "İlaçlamacı" rumuzunun "Define Avı" ndan elenen son adama karşılık geldiğini söylüyor.
Captain, I sent an emergency request to threat management, and the I.T. guy there says that the Twitter handle "thextermin8r" came back to the last guy eliminated from "Scavenger Hunt."
Oradaki insanların mezhebi pek geniş de.
People there are quite open.
Oradaki yaratık, ilk Karanlık Olan.
- I did tell you. The creature over there is the first dark one.
Hayatımın geri kalanında, oradaki tek yoldaşım korku olmuştu.
For the rest of my time there, fear was my constant companion.
Oradaki masalardan, yoldan geçen herkesi görebilirsin.
From those tables over there, you can see anyone coming a long way off.
- Oradaki aslında bir "T."
- That's actually a "C."
Yakında dönmezsem, oradaki çocuklar muhtemelen,... ya da bir şeyler olur.
If I'm not back soon, the junkies around there will probably, or something.
Oradaki seni takip ediyor.
There someone who keeps following you.
Oradaki her varlık alfabenin bir harfi.
There, every being is a letter of the alphabet.
- Oradaki diğer tek kişi Ginnie'ydi.
The only other person there was Ginnie.
Oradaki babalık! Hiç zevk almıyor musun?
Hey, you there, quit being a party pooper!
oradaki kim 37
oradakiler 66
orada 2281
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
oradakiler 66
orada 2281
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada neler oluyor 224
orada bekleyin 25
orada mı 137
orada biri mi var 55
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada neler oluyor 224
orada bekleyin 25
orada mı 137
orada biri mi var 55
orada olurum 25
orada duruyor 22
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradan çık 18
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
orada kalsın 17
orada değil 122
orada duruyor 22
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradan çık 18
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
orada kalsın 17
orada değil 122