Pazartesi traducir inglés
7,392 traducción paralela
Beni Pazartesi günü ara.
Call me on Monday.
Ve eğer Pazartesi günü telefonu açmazsa yemin ederim Katra'ya gider dini CD'ler satmaya başlarım.
If he doesn't call on Monday... I swear I'll go to Katra and sell religious CDs.
Callie ve Jude pazartesi günü evlat edinilecekler.
Well, Callie and Jude are being adopted on Monday.
Pazartesi sabahı cerrahide görüşeceğiz.
I'll see you all in surgical on Monday morning.
Belki pazartesi gecesine kadar bile sürebilir.
Maybe even into Monday night.
Tarih, 7 Mayıs Pazartesi saat 22 : 00.
It is 22 hundred hours on Monday, May the seventh.
Pazartesi görüşürüz.
See you Monday.
Ve bu akşam geleneksel... Pazartesi yemeğimi planımız geçerli mi? Çünü tek çalışmadığım akşam pazartesi.
Are we still on for dinner tonight for our annual Monday night because-it's-my-only-night-off dinner?
İyi bir pazartesi geçirebilirsin mesela!
Oh, I don't know. Maybe have a happy Monday.
- Onlara pazartesi döneceğini söyledim.
I told'em you'd be back to work Monday.
- Pazartesi.
Monday.
Pazartesi mi?
Monday?
Pazartesi mi?
Monday.
İkinci bir dil olarak İngilizce için mi buradasın, pazartesi meditasyonu için mi?
Are you here for English as a second language? Meditation Mondays?
Orson Lisesi El Ele başarılı olmadı. Ama bu sayede JP-La'da aldığım orijinal fikrime geri döndüm. Karışık Pazartesi.
Okay, so, Hands Across Orson High was not a complete success, but I've gone back to my original concept, which got me in to JP-La- - Mix-It-Up Mondays.
Gerçekten Karışık Pazartesi'den çok umutluydum.
I really had such high hopes for Mix-It-Up Mondays.
Yüksekokul gelecek pazartesi başlıyor işte.
College starts next Monday.
Hayır, bu pazartesi başlıyor.
No. College starts this Monday.
Bu pazartesi. 4 milyon tane falan hatırlatma mektubu gönderdiler.
College starts this Monday. They sent out, like, 4 million reminder letters over the holidays.
Yüksekokul bu pazartesi başlıyormuş.
College starts on Monday.
Pazartesi son teslim tarihi.
Well, this- - a week from Monday is the deadline on this.
Mahkeme pazartesi günü açılana kadar hafta sonunu orada geçirmek zorunda olduğu gerçeği besbelli planlanmış.
The fact that he has to spend the weekend in jail until the court opens on Monday was obviously calculated.
Pazartesi gecesi.
Monday night.
Pazartesi gecesi mi?
Monday night?
Pazartesi patronla konuşacağız.
Now we'll talk to the boss on Monday.
Efendim, pazartesi günü İhracatı Geliştirme Konseyi ile bir toplantı var.
Sir, there's a meeting with the export promotion council on Monday.
- Pazartesi yapsak olur mu onu?
How about we say Monday?
Pazartesi başlıyorum.
I start on Monday.
Bob'a pazartesi başlamayacağını söylesen iyi edersin.
You should probably let Bob know you won't be in on Monday.
Pazartesi sabahına tutuklama emri çıkarabilirsiniz.
You would have been able to issue arrest warrants on Monday morning.
Pazartesi döneceksin, değil mi?
You're coming back Monday, right?
Örneğin, her pazartesi eve döndüğümde ailemi dışarı çıkarırım.
For example, every Monday, when I go home, every Monday night, I go home, and I always take my family out. It's always movie night.
- Bugün, Pazartesi olmalı.
Must be Monday.
Pazartesi günü Model B.M programım var ama belki hafta sonunda işinizi halledebilirim.
Uh, so I have a Model UN thing on Monday, but maybe I could burn through your gig over the weekend.
30 Eylül 1996, Pazartesi.
Monday, the 30th of September, 1996.
Pazartesi günü kontrolüm var.
I've, um... I've got a scan on Monday.
Pazartesi günkü randevuya gidiyoruz değil mi?
Are we still on for the scan on Monday?
Pazartesi ultrasonum var.
I've got a scan.
Pazartesi başlıyorsun.
You start on Monday.
Lisedeki arkadaşlarımla her Pazartesi günkü konuşmam :
This was my conversation with my friends every Monday in high school :
Pazartesi, 2 : 20.
Monday, 2 : 20 p.m.
Pazartesi günü C-23 standında beni görmeyi planlasan iyi edersin.
You plan on seeing me at booth C-23 on Monday.
Dükkandaki tüm eşyaları Pazartesi'ye kadar kolilemek epey zor olacak.
- YEAH, MAN, IT'S GONNA BE TOUGH TO BOX UP THAT WHOLE PLACE BY MONDAY, YOU KNOW?
Pazartesi'ye kadar hatırlamam gereken 200 yıllık bir Avrupa tarihi var.
I HAVE 200 YEARS OF EUROPEAN HISTORY TO MEMORIZE BY MONDAY.
Caitlin Pazartesi yine okula geç kalmış.
ROXANNE : Caitlin was late again for school on Monday.
"Milli Parklar konferansında olan bir sonraki Pazartesi size PDF olarak e-postayla gönderilir."
"What happens at a national parks conference... is compiled and emailed to you in a PDF the following Monday."
Pazartesi sendromu yaşıyor arkadaş.
She's got the Monday blues.
Pazartesi gecesine rağmen çok kalabalık.
Whoa. Pretty busy for a Monday night.
Biliyorum çünkü pazartesi gecesi de hastanede kalmıştım.
I know that because I did one last Monday night.
Eğer kısa pantolonlu erkeklerin yiyişmelerini izlemek isteseydim Pazartesi geceleri futbol izlerdim.
Ew! Oh. Hey!
Pazartesi gitmeyi severim.
There's no lines.
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74
pazartesi sabahı 26
pazar 161
pazar günü 59
pazarlık 23
pazar mı 17
pazartesi görüşürüz 74
pazartesi sabahı 26
pazar 161
pazar günü 59
pazarlık 23
pazar mı 17