Plân traducir inglés
1,454 traducción paralela
Ranço, Susturucu'yu hizaya getirmeye, Raju'nun da gözünü açmaya karar verdi,... ve muhteşem bir plân yaptı.
Rancho decided to subdue Silencer and rescue Raju... with one master plan
- Gerçekten güzel plân olmuş bak.
Oh, well, that sounds like a great plan.
Bir iş plânın var mı? Ya da fon teklifin?
Do you have a business plan?
Şu ana kadarki en kötü plânı değil.
It's not the worst plan she's ever had.
Bu kadınla tekrar görüşmek için plân yaptın mı?
And did you make a plan to see this woman again?
- Plân bu muydu? - Yarın yapacağız.
- Decided you do not it?
Evet anlaşılan plânımızda bir değişiklik oldu.
Well. Looks like we have a change of plan.
Bu Paskalya plânını yıllar önce yapmıştık, Henrik!
We planned this Easter ages ago, Henrik!
- Bir plânın var mı bari?
- You got a plan?
Tamam Carmen. Bir plânımız var. Plân mı?
- It's OK, Carmen, we have a plan.
Plânım diğerlerine uymadıysa üzgünüm.
Sorry if my plan's not up to Other...
Motorlu bot varken bu plân çok daha iyi gibi görünüyordu.
This plan sounded better when we were going by motorboat.
Bu ikisinden başka plânınız yok.
It's the only two plans you people have. Zip it.
Bu plânı sevmediysen, iyi şanslar.
You don't like the plan? Good luck.
Arnavutlar için de bir plânın var mı?
Got any plans for the Albanians?
- Küçük bir iş plânı yaptım.
I've made a little business plan.
Özel bir plân yaptım.
I have something special planned.
Ciddi misin? Bu kız için plânın bu mu yani? - Hapis mi?
That's your plan for this girl, jail?
Neden ona Jacob ile ilgili plânımı söylemedin.
Why haven't you told him about my plans for Jacob?
Peki, kurtarma plânımız nedir?
What's the rescue plan?
Kurtarma plânı mı?
Rescue plan?
Sawyer'ın her zaman bir plânı vardır değil mi?
Sawyer always has a plan, right?
İyi bir plânım var.
I got a great plan.
Bir plânım var.
You see, I had a plan.
Bir plân yaptım.
I did.
İşin aslı şu ki, bu plân, yerine geçecek..
Here's the thing, though.
- Sadece zam için plânını duymak istiyoruz.
We just need to hear your plan for our raise.
Plânım... Traş.. Şart.
My plan, a man, Panama.
- Deli zırvası plânını aynen anlattı.
... when he was telling us his dumbass plan.
Plân ne?
What's the plan here?
Hayatımızı tehdit eden durumlara karşı her zaman A, B ve C plânım vardır.
See, I've always got an "A," "B" and a "C" strike plan... to get us out of any potentially life-threatening situation.
"Eski karını geri kazanabilmek için senin plânın bu."
It's like "oh! This is your plan To get your ex-Wife back."
Soracak olursan bayağı muhteşem bir plân.
Pretty fucking brilliant if you ask me.
Kafasında bir plânı olan kişi sendin, unuttun mu?
- You're supposed to be the man with the plan, remember?
- Bence bu harika bir plân.
- I think it's a great plan.
Kulağa çok harikâ bir plân gibi geliyor. Ama bu iş yerini de düşünmek zorundayım.
That sounds like a great plan, but I have to think about my business.
Güzel bir plân, ama doğal olması lazım.
It's a good plan, but it's just gotta be natural.
- Güzel bir plân.
- It's a good plan.
- Plânın meyvelerini veriyor.
- Your whole plan is coming to fruition.
Bununla ilgili çözüm plânımızı duyacaksınız.
We'll be back with se answers.
Şimdi bir ara vereceğiz ve size plânımızla birlikte dönmüş olacağız.
We're gonna go out there during this break and we are gonna come back with a plan.
45 günlük bir plân.
It's a 45-day plan.
45 günde bizi tekrar kendimize getirecek bir plân.
45 days to get us back on track.
Plânı anlatacaksınız sadece, haksız mıyım?
We tell them the plan.
Ortada plân falan yok.
Right? There is no plan.
Ortada bir plân yok, o yüzden bana kalırsa çıkıp, bildiğim güzel espirilerden bir kaç tane yapayım ve kongre üyemiz de devam ettirir...
We don't seem to have a plan so I'm thinking, I go down there, maybe rattle off a few jokes congressman could follow.
Ama limuzinler şirkete para kazandıranlar içindir,.... milyonları kaybedip, bir plânı bile olmayanlar için değil.
Oscar, come on! But limos are for people who make the company money not lose millions and have no plan.
Bir plânım var, bir plânım var.
I've got a plan.
Hiç plânımız olmamasından iyidir.
Any plan's better than no plan.
Demek istediğim, plânıma ne diyorsunuz?
No, I mean, what do you say to my plan?
Plânın nedir?
- Mm-Hmm. Mmm. Mmm.
plan 65
planet 21
plank 16
plan b 24
planlar 17
plan nedir 29
planlarım var 18
plan ne 29
planın nedir 41
planlandığı gibi 20
planet 21
plank 16
plan b 24
planlar 17
plan nedir 29
planlarım var 18
plan ne 29
planın nedir 41
planlandığı gibi 20