Sadece ben varım traducir inglés
856 traducción paralela
Sadece ben varım.
I may not go myself.
Sadece ben varım.
It's only me.
Biliyorum, ama sadece ben varım.
I know, but I have relatives myself.
Hayır, kimse yok. Sadece ben varım.
No, no others
Sadece ben varım.
There's only me.
" Sadece ben varım.
"It's only me."
Sadece ben varım.
It's just me.
Kaç tane kocan var ki? Sadece ben varım.
HOW MANY HUSBANDS HAVE YOU GOT?
Hayatında sadece ben varım, sende göreceksin, çok yakışıklı biri.
He only has me, and you will see, he is very handsome :
Orada hiçbir şey yok... sadece ben varım.
There's nothing there... only me.
Hans diye biri yok Bayan Van Hoskins, sadece ben varım, Fritz.
There is no Hans, Mrs. Van Hoskins, there is only me, Fritz.
Sadece ben varım.
WHY I GOT STARTED.
Üstad Zhao, şimdi dengiz ipler yok, sadece ben varım
Master Zhao, no one else is here. No spies, only you.
Sadece ben varım burda.
It's just little me.
Burada Kaptan Dimitri yok. Sadece ben varım.
There's no Captain Dimitri here.
7 yıldır, onun yanında sadece ben varım.
For seven years, I was with him.
Sadece ben varım.
I'm the only one.
Sadece ben varım.
Just... me.
Biliyorsunuz, Öğrenci Binbaşısının üzerinde rütbece sadece ben varım... bu da mevkiyi biraz sorumlu bir mevki yapar.
The cadet major is outranked militarily only by me, so that makes it a position of some responsibility.
Patron yok, sadece ben varım.
No boss, only me.
- Burada sadece ben varım.
- I'm the only one here.
Çünkü sadece ben varım Alex.
'Cause I'm the only guy, Alex.
Sadece ben varım.
Just me.
Burada sadece ben varım.
It's just me.
Sadece ben varım.
She just has me...
Bana söylemiş olmalısın çünkü burada sadece ben varım.
Well, you must be, because I'm the only one here.
- Eee, kim geliyor? - Sadece ben varım.
- So, who's coming?
Bir kurtarma ekibi falan yok. Sadece ben varım.
I'm the rescue team.
Ama burada sadece ben varım.
I'm the only one here.
Ben delirdim mi, yoksa burada sadece iki yatak mı var?
Am I crazy, or are there only two beds here?
Ben.. ben üzgünüm, sadece çiçekler var.
I - I'm sorry there are only flowers.
Şimdi... sadece annem ve ben varım.
Well- - There's only Mom and me now.
Zaten bir çok yüzbaşın var, ve ben sadece hakkım olanı istiyorum.
You already have many lieutenants, and I only want what's due me.
Yani, ben sadece bir tablo alacaktım, sizde bir sürü var.
You see, I was only taking one painting and you've got so many.
Açıklamak istediğim sadece bir nokta var. Ben soruşturmadan alınmadım.
Uh, just one more point, Miss Hudson, that I'd like to clear up I am on the case
Tatlım, ben her şeye varım. Sadece, ne kadar istediğini bilmek istiyorum.
I just want to know how much you charge.
Herkesin mutlu olmasının sadece bir yolu var ve o da içimizden birinin gitmesi ve unut bunu. Ben gidiyorum.
There's only one way for anybody to be happy and that's... for one of us to move away and forget it, and I'm going.
Sürüyle var ama ben sadece bunu aldım.
There's loads, but I only got this one.
Ben de sadece altın var, siz de gümüş var mı?
I only have gold on me, do you have any silver?
Bir sorunun var ve ben de sadece yardım etmeye çalışıyorum.
You got a problem, and I'm just tryin'to help you with it.
Evet, evet, evet, kaçırıldım, bana ateş edildi, ben sadece sadece biraz havaya ihtiyacım var.
Yeah, yeah, yeah, I've been kidnapped, I have been shot at, I'm just... I just need some air. Am I a prisoner or what?
Marcie, ben sadece mutluluğunu istiyorum. Tabii kendi evinde. Çünkü, sağlıklı çocuklarım, mutlu bir kocam var ve buna bir son verilmeli.
Marcie, I only want your happiness, preferably at your own house, because, you see, now I have healthy kids, a happy husband, and it has just got to stop.
Bakır borular da var, ben sadece bakır boru kullanırım.
Then there's copper, which is the only pipe I use.
Bakır borular var ben sadece bakır boru kullanırım.
And then there's copper... which is the only pipe I use.
Sorun benim, ben sadece... yani 100-200 tane aşırılığa iznimiz var, hatırladın mı?
It's me, i'm just... i mean, we're all allowed 100-200 idiosyncrasies, remember?
Sadece ben varım.
There's just me.
Sadece ben değilim. Başkaları da var.
I'm not the only one, there's others.
Makasın, köfte satmakla ne ilgisi var. Ben sadece burun kıllarımı kesiyordum.
How come so you`re Fishball man l`m just cutting my vibrissae
Bana sadece bugün kazandır ben de var olduğuna inanayım Söz!
Just let me win once and I'll believe in you. I swear it!
Sadece bir hiç için ömrünün geri kalanında... bu tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş ben varım. Ben ve bu...
Me and this....
Sadece sen, ben ve buradaki arkadaşım var.
Just you and me and my friends here.
sadece benim 48
sadece beni 16
sadece ben 126
sadece beni dinle 27
sadece beni yalnız bırak 17
sadece ben değil 28
ben varım 251
varım 207
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece beni 16
sadece ben 126
sadece beni dinle 27
sadece beni yalnız bırak 17
sadece ben değil 28
ben varım 251
varım 207
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece merak ettim 133
sadece bir adam 18
sadece sen varsın 16
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece bir gece 27
sadece seni 36
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece merak ettim 133
sadece bir adam 18
sadece sen varsın 16
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece bir gece 27
sadece seni 36