English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Sana bir hediye getirdim

Sana bir hediye getirdim traducir inglés

256 traducción paralela
Sana bir hediye getirdim.
I brought you present.
Sana bir hediye getirdim.
Brought you a souvenir.
- Sana bir hediye getirdim.
- I've brought you a little present.
Sana bir hediye getirdim.
I brought you a present.
Sana bir hediye getirdim.
- I brought you somethin'.
Sana bir hediye getirdim.
Here's a present for you.
Sana bir hediye getirdim Willi.
I brought you a present, Willi.
- Sana bir hediye getirdim.
- I brought you a present.
Sana bir hediye getirdim, Jan. Muazzam birşey ve senin olmalı.
I brought you a present, Jan. Fine as hell and you shall have it.
Sana bir hediye getirdim.
I brought a present.
Vanna... sana bir hediye getirdim.
Vanna. I've brought you a gift.
Büyükbaba, sana bir hediye getirdim.
Grandfather, I brought you this present.
Sana bir hediye getirdim.
I brought you a gift.
Bu arada, sana bir hediye getirdim.
By the way, I've brought you a present.
Sana bir hediye getirdim.
I brought you a present. - Oh. What?
Sana bir hediye getirdim,... Zafer Bayramı onuruna.
I brought you a present,... in honor of Victory Day.
Sana bir hediye getirdim.
I've brought you a present.
Sana bir hediye getirdim.
I've brought a present for you.
- Hayır, ama sana bir hediye getirdim.
- No, but I brought you a present.
- Sana bir hediye getirdim. Flash?
- I brought you a present.
Sana bir hediye getirdim yeni mevkini kutlamak için
I've a present for you, to congratulate you on your promotion.
Ama sana bir hediye getirdim.
But I brought you a gift.
Sana bir hediye getirdim.
Here, I swiped you a gift.
Sana bir hediye getirdim, Jan. Muazzam birşey ve senin olmalı.
I brought you a present. A very nice one.
- Sana bir hediye getirdim.
I brought you a present.
Sana bir hediye getirdim.
Got a present for you.
Sana bir hediye getirdim.
I've brought you a gift.
Sana bir hediye getirdim.
I brought a gift to you.
Bu yüzden sana bir hediye getirdim.
And that being the case, I got a little present for you.
Sana bir hediye getirdim.
I've brought you a present,
Sana küçük bir hediye getirdim.
I've got some little presents for you.
Sana hediye getirdim diye, bir şey mi olması gerekiyor?
Just because I bring you a present, you think I've been up to something.
Sana küçük bir hediye getirdim MacFarlane.
I brought you a little present, MacFarlane.
Onun yerine, onun kadar güzel bir hediye getirdim sana. En azından sana hiç sorun çıkarmayacak.
I bring you instead a gift of equal beauty... that will give you endless pleasure without endless trouble.
Sana güzel bir hediye getirdim, bir bisiklet.
I brought you a nice present, a tricycle.
Sana küçük bir hediye getirdim.
I brought you a little present.
Sana güzel bir hediye getirdim.
I brought you a nice gift.
Sana da bir hediye getirdim.
A gift for you.
- Sana güzel bir hediye getirdim.
- I brought you a nice present.
Sana beni hep hatırlaman için küçük bir hediye getirdim.
I brought you a little present to remember me by.
Sana bir sürü hediye getirdim.
I brought ya a whole bunch of presents.
Bugün sana işverenimin almanı istediği küçük bir hediye getirdim.
No matter. Today, I have brought with me a little present that my employer wants you to have.
- Sana küçük bir hediye getirdim.
Oh, I brought you a little present.
Annemden sana bir hediye getirdim.
I got a present for you from Mama.
Sana ufak bir hediye getirdim.
I brought you a little present.
Sana küçük bir hediye getirdim.
I've brought you a little present.
Sana küçük bir hediye getirdim.
BROUGHT YOU A LITTLE PRESENT.
Bu arada sana, küçük bir hediye getirdim.
GOT YOU A LITTLE SOMETHING.
İşte geldim. Sana güzel bir hediye getirdim.
Here I am, and here's a kind of present for you.
- Sana küçük bir hediye getirdim, Onu bir işe koy.
- Here's a little present for you. Put it to work.
Sana çok güzel bir hediye getirdim.
I brought very nice gift.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]