Sanırım traducir inglés
214,107 traducción paralela
Sanırım şaşırmamam lazım, değil mi?
I suppose I shouldn't be surprised, you know?
Sanırım gururum okşanmalı.
Well, I suppose I should be flattered.
Sanırım daha iyi bir fikrin var.
Oh, well, I suppose you have a better idea.
Sanırım yardım edebilecek birini biliyorum.
I think I know someone who can help.
- Sinirlendirmekten öteye gitmedim sanırım.
I mean, I think I just made her mad.
- Hayır. Görmezden gelmek kolay sanırım.
I think it's easy not to see it.
Sanırım patronumla olan bir meselede biraz fazla saldırgan davrandım.
I guess I was a little aggressive about this thing with my boss.
Hayatımdaki berbat olan her şeyi onun daha iyi edeceğini umuyordum sanırım.
I think I was sort of hoping that with all of the garbage in my life that- - that he would make me feel better.
Sanırım önceden hiç evinin içinde ateşte marshmellow yapan görmemiştim.
I don't think I've ever seen someone make a s'more inside before.
Evet, sanırım öyle.
Yeah, I-I guess so.
Sanırım siz sıkıntı diyorsunuz adına.
Issues, I-I guess is what you say.
Sanırım.
I guess so.
Sanırım hapiste yatmışlardı.
They spent time in prison, I think.
Yorulduğu için sanırım.
I think he's just tired.
Sanırım evraklarda Mississippi de vardı.
Yeah, I-I think Mississippi was in there.
Sanırım Philip'in söylemeye çalıştığı şey, yaptığımız işi bildiğimiz.
I think what Philip is saying is we know what we're doing.
Sanırım bu konuda pek başarılı değiliz.
I guess we're not the best at that.
Sanırım bu durum onlardan ziyade, daha çok Claire Louise'le ilgili gibi.
I think it's almost more about Claire Louise than them.
Taksiye atlayıp otele gitti sanırım.
Hopped in a cab to the hotel, I think.
Bu yüzden sanırım sana güvenmek zorundayım.
So I guess I got to trust you.
Sanırım başka bir şeyle karıştırdınız.
I think you're confused about something.
Baksana sanırım bayanı duydun.
You know what, I think you heard the lady.
Sanırım aynı otelde kalıyoruz?
I guess we're staying in the same hotel, huh?
Arkadaşım Morpheus burada sanırım, ve bu flüt onun bu dünyadaki en değerli şeyiydi.
My friend, Morpheus, is here, I think, and this Pan flute was his favorite thing in the world.
Sadece defalarca eline... cetvelle vuracaksın sanırım.
Only so many times you're gonna get a slap on the wrist, I suppose.
"Üzgünüm, sanırım sıkılmışsın... mucizenizden!"
Oh, I'm sorry if you're bored with your miracle!
"Beni tanıyorsun sanırım."
Oh, sounds like you do know me.
Birisi sınırlar olduğunu söylediğinde niye bu kadar sinirlendiğimi merak ediyordum ve... sebebi, yaklaşık 15 yıl önce tüm hayallerim nispeten kolayca gerçekleştiği için kendimi çok suçlu hissetmem sanırım.
I was wondering why I was getting so enraged when someone suggested there are limits, and, um, it is because I think I feel terribly guilty that all my dreams came true relatively easily about 15 years ago.
Sanırım bende... artık o hırs yok.
I guess I just... I just don't... I don't have that ambition in me anymore.
Malzemelerin çoğu var sanırım.
I think I've got most of the ingredients.
Sanırım doz öldürmek için yeterli olmadı.
I guess the dose didn't keep him dead.
Sanırım zamanımız yok.
Yeah, I'm not sure we're gonna have time for that.
Che Guevara, sanırım.
Che Guevara. I don't know.
Sanırım Küba olacak.
I think it was Cuba.
Sanırım yerden geliyor.
Sounds like it's coming from the floor.
Açıkçası ya bu ya da.. ... sanırım bir silah alsam iyi olur.
And to tell you the truth, it's... it's this, or I guess I could buy a gun.
- Sanırım Naomi yalan söylüyor.
- I think Naomi's lying.
Sanırım hepimiz bir şekilde ölüp gideceğiz.
I guess we all got to go some way.
Sanırım biraz takılabiliriz de.
Uh, well, I guess we could hang out.
Sanırım hepimizin sohbet etme vakti geldi.
Um, I think it's probably time we all had a chat.
Sanırım öyle.
I think that's right.
Pekala Jared, sanırım bana sorduğun şey, sana göre bir işin olup olmadığı.
All right, Jared, I... I think what you're asking is... you want a job?
Sanırım sen, sen benim listemi almışsın.
You know what? I think... I think you have my list.
Sanırım hepimiz için gizli yayılma daha iyi bir seçenek.
No. I think we'd all agree that a... a stealth rollout would be best for this one.
Sanırım yaptım.
I mean, I think I did.
FBI'ın güzel insanları, size ne söylendi veya size kim söyledi bilmiyorum ama, hiç bilemeyeceğiz sanırım, fakat sizi temin ederim, bu kadın...
Good people of the FBI, I don't know what sorts of things you were told or who told them to you... We may never know...
Sanırım, Gavin gidiyor.
I think... Gavin's gone.
Sanırım ikisini de yanında götürdü.
I think he took both of those with him.
Sanırım istediğim şey önceden hissettiğim gibi hissetmek. - Hiçbir şey olmamış gibi.
I guess I just...
Efendimiz, Tanrımız. Onları şan ve şerefle taçlandır.
_
Hayır, sanırım ondan uzak durmalısın.
No, I think you should just stay away from her.
sanirim 35
sanırım öldü 20
sanırım oldu 18
sanırım olur 20
sanırım ben 59
sanırım bu 88
sanırım öyle 707
sanırım anladım 39
sanırım buldum 30
sanırım evet 122
sanırım öldü 20
sanırım oldu 18
sanırım olur 20
sanırım ben 59
sanırım bu 88
sanırım öyle 707
sanırım anladım 39
sanırım buldum 30
sanırım evet 122