English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Saygı

Saygı traducir inglés

40,548 traducción paralela
Es geçilen yok, saygı sınırları yok.
There's no gaps, no respectful boundaries.
Saygı duyuyorum ama katılmıyorum.
I respectfully disagree.
Kasabadaki herkes ona saygı duyardı.
Everybody in town looked up to him.
Saygısızlık etmek istemem, papaz yardımcısı ama kızınız bir günden... uzun süredir kayıp olduğu için üzgün görünmiyorsunuz.
All due respect, Deacon, you don't seem too upset that your daughter's been missing for over a day now.
Robin'in ebedi istirahati saygısızlık etmeye gelmedim.
Uh, don't worry. I'm not here to desecrate Robin's final resting place.
Biraz saygı göster.
Show some respect.
Kararına saygı duyacağım.
And whatever you chose to do, I will respect.
İltica talebine saygı duymalıyız.
He's seeking asylum, and we must respect that.
Saygın bir Süreç Lideri, saygın bir odayı hak eder.
A respectable Process Leader deserves a respectable room.
Kendine olan saygınla.
With self-respect.
İlk önce şunu söylemek isterim ki üniformalı kadın ve erkeklere büyük saygı duyuyorum ve takdir dolu hizmetleri, hiç de hafife almayacağım şeyler.
I would like to say, that, I have the greatest respect for the men and women in blue, and commendations for service are not something I take lightly.
Saygısızlık etmek istemem Peder, ama o Megan'ın eşi.
Respectfully, Father, he's Megan's husband.
Saygımızı göstermemiz gereken insanlar var Megan gibi.
We've got people to pay our respects to, like Megan.
Şimdi tüm bu saçma sapan bulut hikâyesini boş verip kardeşine saygımızı göstersek nasıl olur?
So can we drop all this nonsense about a cloud and pay our respects to your sister?
Her ne kadar itiraz etsem de, eski usül bir Noel geçirme arzuna saygı duyuyorum.
No matter how much I object, I'm honoring your request for an old-fashioned Christmas.
Saygın bilgisayar bilimleri profesyonellerinden oluşan kar amacı gütmeyen bir organizasyon.
It is a nonprofit organization comprised of eminent computer science professionals.
Grace'i ispiyonlamak istemiyorsun, saygı duyuyorum.
You don't want to rat on Grace, I respect that.
Ve babası da Filipin Hükümeti'n de yüksek saygınlıkta bir diplomatmış
And his father is some high-ranking diplomat in the Philippines government.
Bir cesede saygı mı duymam gerekiyor?
I need to respect a corpse now?
Bak, saygısızlık etmek istemem
Hey, look, I mean you no offence
İkiniz için de saygım sonsuz ama bugün konumuz o değil.
All due respect to both of you, this isn't about him so let's not make it.
Korkulur, saygı duyulur.
She's feared. She's respected.
Bunu hasta istedi. Biz de isteğine saygı gösteriyoruz.
The patients requested it, and we're respecting their wishes.
Ben de uğradım. Fakat Lauren'ın kararına saygı duymalıyız.
I am, too, but we have to respect Lauren's decision.
Hayır saygı duymamıza gerek yok çünkü- -
No, actually, we don't, because...
Mark'a saygım sonsuz.
I got too much respect for Mark.
Doğru şeyleri yapmaya devam edin, korkanlar bile saygı duyacaktır.
Keep doing the right thing, and you can turn that fear into respect.
Tüm saygımla söylüyorum ki güvenliği konuşmaktan asla vazgeçilmemelidir.
With all due respect, you should never stop talking about safety.
Hey dostum, saygıyla selamlama falan bekleme.
Hey, man, don't expect salutes.
Yaşadıklarımıza asla saygısızlık etmem. Ama sana aylar önce ne yaptıysak yaptık ve artık bitti dedim.
I would never disrespect what we had, but I told you months ago we did what we did and it's over now.
Hizmetçi dolu bir evde büyüdüm, şu an da temizlikçim var. Ki kendisi çok saygı duyduğum sevgi dolu bir kadın.
No, I grew up with a house full of servants and now I have a cleaning lady who is a lovely woman who I have great respect for.
'Scott'adının saygıyla anıldığı tek adamın kitabı.
A book by the only respected guy in the world named Scott.
Yüce saygılarımla,
With the greatest of respect,
Yani, sen eğer "saygı" yı anlamış olsaydın, şimdiye ait oldğun yerde olurdun.
Well, see, if you really understood respect, you'd already be where you belong.
Buradaki insanlar, langurları Hindu tanrısı Hanuman'la bağdaştırıyor ve onlara saygı gösteriyor.
The people here associate langurs with the Hindu God, Lord Hanuman, and revere them.
Ve senin buna saygı duymadığını hissediyorum.
And I feel like you don't respect that.
Sence büyük bir adama yapılmış bu saygı ve sevgi dolu hediye zevksiz mi?
Do you think this respectful and loving tribute to a great man is in poor taste?
Ben de düşünüyordum ki mühendisler pek saygı görmüyor.
So I was thinking, you know, engineers don't get a lot of respect.
Devletin imkanlarına saygı duyuyorum ama özel sektörde, bizim aklını alacak kadar çok çözümsel aracımız var.
All due respect to the government, but, uh, private sector, we have analytical tools that would blow your mind.
Romalı askerlerin saygısını kazanmak isteyen imparatorun yetenekli bir savaşçı olduğunu kanıtlaması gerekiyordu.
And to gain the respect of the Roman troops, an emperor must prove himself as a skilled warrior.
İmparator'un savaş danışmanı ve saygıdeğer ordu lideri olan Pertinax imparatora vekalet ediyordu.
As the Emperor's wartime advisor, and a respected military leader, Pertinax has acted in the Emperor's place.
Roma'ya büyük zaferler kazandırdı, insanlara para dağıttı. Ve halkı da ona çok saygı gösteriyormuş gibiydi.
He delivered Rome great military victories, he handed out money, and people seemed to have held him in very high regard.
Yaptıkları şeyi yapmaya devam edecek ve bana hiç saygı duymayacaklar.
They'll just keep doing what they want to do and... and they'll never respect me.
Sana saygı duymaları gerekmiyor.
They don't have to respect you.
Babası hayatta olup da bu saygısızlığı görseydi
If his father were alive to see this disrespect- -
- İmparator, saygısızlık etmek istemem
Emperor, with all due respect, I- -
Mesele bir ömür süren saygısızlık.
This is about a lifetime of disrespect.
Rakipleri hem kendisinden korkar hem ona saygı duyar.
Both feared and revered by his opponents.
Tahta geçmesinden 12 sene sonra... halkının saygısını kazanmak için hayatını riske attı.
12 years after claiming the throne, Commodus is prepared to put his life on the line, to restore glory to his city, and win the respect of his people.
Commodus'un arzusu gerçekleşmiş ve halkının saygısını kazanmıştı.
Commodus wins the recognition and validation he's always wanted.
- Güzel, keza bulut mezarlığa giriyor ve saygısını göstermek için geldiğini sanmıyorum. - Tamam.
Okay.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]