Sen nasıl traducir inglés
9,933 traducción paralela
Sen nasıl bu kadar serinkanlısın?
How are you so cool?
Imm, bilmem, sen nasıl...
Uh, I don't know. How do you...
Sen nasıl hissettiğimi düşünüyorsun, Chanel?
How do you think I'm feeling, Chanel?
Tamam tontişim, sen nasıl istersen öyle olsun.
Ay, okay, papi, whatever you decide.
Sen nasıl diyorsan.
Whatever you say.
Sen nasıl benim gizli kimliğimi biliyorsun?
Hey, how did you know my secret identity?
- Sen nasıl...
- How did you...
Sen nasıl bu dünyada hayatta kalıyorsun?
How do you even manage in the world?
Asıl sen nasılsın?
How are you?
Sen nasıl striptizci oldun ki?
How were you ever a stripper?
Bütün Stamford Chloe için endişeli. Peki sen nasıl hissediyorsun?
Well, the whole of Stamford is worried about Chloe, but how are you feeling?
- Sen nasıl istersen.
- Be my guest.
Bu gece sen de oraya gitsen nasıl olur?
What if you went back out there tonight?
Sen nasıl Polise karşı gelirsin?
Are you holding the police back?
Sen nasıl hissediyorsun, Bonnie?
How do you feel, Bonnie?
Sen nasıl ogrendin?
How did you find out?
Sen nasıl yaşlanmadın be?
How the hell did you not age?
Sen nasıl dersen, ahbap.
Whatever you say, bud.
Asıl sen nasıl yapabildin?
How could you?
Sen nasıl dersen.
Whatever you say.
Sen nasıl bir Kütüphaneci'sin?
What kind of Librarian art thou? !
Sen nasıl bu hale geldin?
How did you become like this?
Yerine oturmayan tek bir şey var, sen nasıl birisin ve- -
You know, there's one thing that doesn't add up, though, I mean, given who you are - -
- Sen nasıl...?
Ah.
- Nasıl sen...
- Like, how can you...
Yani, senin için çalışıyorum ; fakat nasıl oluyorsa sen bana iyilik yapmış oluyorsun öyle mi?
So I'll work for you, and somehow you're doing me a favor?
Bunu yapmayı benim için çok zorlaştırıyorsun. Sen umursamazsan benim umursamamı nasıl beklersin!
It makes it really hard for me to do that or even care about doing that when you don't seem to care at all!
Sen benim Facebook sayfama nasıl girdin ki?
How did you get onto my Facebook page?
Belki de başına korkunç şeyler geldi. Ve sen burada hala nasıl korkunç şakalar yapabiliyorsun anlamıyorum?
And horrible things are happening to her, and you are making snide jokes because what?
- Öyle mi Kevin? Buradaki herkese sen sıçmadıysan mayonun nasıl ormanda bokla kaplı hâle geldiğini açıklayabilir misin?
Can you explain to everyone here how your bathing suit ended up in the woods with shit all over it if you didn't do it?
Sen şu Gölgezerleri durdururken ben de güce aç bu arkadaşların en başta buraya nasıl geldiklerini öğreneyim.
You stop those Nixes, and I'm gonna figure out how our power-hungry friends got here in the first place.
Piggy, diğerlerine nasıl uyum sağlayacağını öğrenene kadar olduğu yerde kalacak, sen de, senin için neyin iyi olduğunu biliyorsan, sırana geri döneceksin.
Piggy is gonna stay where he is until he learns how to keep up with the rest of the squad, and you are gonna get back in line if you know what's good for you.
Sen soruyorsun eğer Ben de en iyi şekilde oynamak nasıl enstrüman, sanırım... insan enstrüman Benim cevabım... olduğunu.
So I guess, if you're asking what instrument I play best... my answer is... the human instrument.
Nasıl bir makinasın sen BMW!
What a machine you are, BMW!
Sen bana saygı göstermezsen diğerleri nasıl saygı göstersin bana?
How is anybody supposed to respect me when you're disrespecting me?
Ben sadece nasıl sen benim hayatımın içine sıçtıysan ben de seninkinin içine sıçıyorum.
I'm just ruining your life like you ruined mine.
Nasıl buranın en eskileriyiz sanıyorsun sen?
How do you think we got to be the oldest guys here?
Nasıl sen hala kendindesin de Kreshenko ölüm döşeğinde oluyor?
Uh, yeah. I got enough. How are you still functioning while Kreshenko's barely alive?
Asıl sorun Michael Boudreau'nun sen olduğunu nasıl ispat edeceksin?
You know, the problem is, how are you gonna prove that you are Michael Boudreau?
Ailen ölüyor ama sen yaşıyorsun, bu nasıl?
Your parents died but you lived, how's that?
Sen buraya nasıl girdin?
How'd you get in there?
Ama sen de ben de kanunların Res'e nasıl hizmet ettiğini biliyoruz.
But you and I have both seen how the legal system serves the Res.
Senin gittiğin kampta binlerce öğrenci vardı. Sen onun yüzünü nasıl hatırlıyorsun?
There were thousands ot students at the camp, how come you remember Sam's face'?
Sen beni nasıl durdursun?
How can you stop me'?
Sen bunu nasıl yaptın?
How did you even do it?
Nasıl bir insansın sen?
What kind of man are you?
Bunun gerçek sen olduğunu nasıl anlayacağız?
How do we know it's the real you?
Sen büyünün nasıl işlediğini biliyorsun.
You know how magic works.
Nasıl değiştin sen bu kadar?
Why have you changed so much? I haven't.
Sen olmasan dünya nasıl bir yer olurdu hayal bile edemiyorum.
Now I can't imagine what the world would be like without you.
Her neyse, sen işe nasıl girdin?
Um, anyway, how did you get put up for the job?
sen nasılsın 397
sen nasıl istersen 91
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
sen nasıl istersen 91
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221