English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Senin gibi

Senin gibi traducir inglés

37,934 traducción paralela
Bu senin gibi birisinin alabileceği en iyi teklif.
This is the best offer someone like you's gonna get.
ve senin gibi genç, eğitimli insanları istiyorlar.
And they want people like you, young, educated.
Niçin evine gidip salata yapıp, Biraz şarap içip, adet olup, anneni arayıp, kafayı yemiyorsun? Senin gibi insanlar ne yapıyorsa git, onu yap.
Why don't you just go home, make a salad, have some wine, get your period, call your mother, just go nuts, do whatever it is that you people seem to do, and let me take care of it.
Onun için yapabileceğimiz her şeyi yaptık ama o da senin gibi bizden yeteri kadar uzaklaşamadı.
We did everything we could for him, but like yourself, it seemed he couldn't get away from us fast enough.
Lucy biz senin gibi değiliz.
Now, Lucy, we're not like you.
İyi bir nişancıyımdır, aynı senin gibi.
I am a marksman... just like you.
İyi bir nişancıyımdır, aynı senin gibi.
I am a marksman just like you.
Senin gibi bir prenses nasıl oldu da burada öğretmenlik yapıyor?
What's a princess like you doing working here as a teacher?
Senin gibi kör bir ahmağın araba kullanmasına izin veremem.
I can't let a blind fool like you drive home.
Senin gibi bir çılgını hariç tutuyorum.
except you who are a badass.
Senin gibi güzellerse... elbette.
If they look like you... sure.
Ve bazen o kardeşlerin aynı senin gibi insanlar olduğu ortaya çıkıverir.
And sometimes those brothers turn out to be people that are just like you.
Bu tam senin gibi görünüyor.
The one who looks just like you.
Senin gibi birisi bunu anlayamaz.
Someone like you wouldn't understand.
Senin gibi tepelerdeki birisi böyle bir şeyle yakalanırsa sopayı yer.
A climber like you gets caught with something like this, he's gonna get spanked.
-... senin gibi bir şeydir.
- takes for granted,
Dediğin bana hiç mantıklı gelmedi. Senin gibi bir'erkek fatma'nın cep aynası kullanması yani.
See, that don't make a lot of sense to me, a compact for a tomboy.
Keşke hayatımda senin gibi birinin olmasını isterdim.
I wish I had someone like you in my life.
Diyelim ki sen Major Lig'e çıktığın zaman senin gibi bir kadın, Major Lig tarihinde ilk kadın oyuncu olduğunda Big Joe's Sports Apprareal'e mi bağlı olacak?
So, hypothetically, when you make the majors, when a woman who looks like you becomes the first woman ever to play in the major leagues, she's gonna be exclusively bound to Big Joe's Sports Apparel?
Çoğunluğu senin gibi.
Mainly yours.
Senin gibi, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan insanlardı.
They were just people like you, trying to do their best. Thank you.
Bu yönetimin her gün orada senin gibi birinin dimdik durmasına ihtiyacı var.
This administration can use someone like you standing up there at the podium every day.
Herkes senin gibi olmak istemez.
Not everyone can rock argyle like you do.
Tıpkı senin gibi şehrimizi güvende tutuyorum.
Keeping our city safe just like you.
Senin gibi on bir kelleye jüriyi köpeğim yaparım.
11 more chumps like you, I'll have the jury eating out of my hand.
O senin gibi değil.
But he's not like you.
Senin gibi mükemmel birine sahipken mi?
I think I have the perfect guy for you.
Tıpkı senin gibi ben de ekmeğimin peşindeyim.
I earn my living... same as you.
Çünkü biz senin gibi değiliz tatlım.
Cuz we're not like you, honey.
Senin gibi koca bir adam küçük zombilerden korkuyor.
Big strong man like you, afraid of some little bitty zombies.
Ama senin gibi bir annen yoktu.
But you didn't have a mom like you.
Yani senin gibi diyorum.
I mean like you.
Heck, senin gibi insanlara da gaz veriyorlar.
Heck, they gas people like you, too.
Senin gibi bir oğlumun olduğu bir aile, Peter.
A family just like this, in fact, with a fine son just like you, Peter.
Bak, ben de Casey'in nesi olduğunu senin gibi doğru düzgün bilmiyorum.
Look, I don't know what's wrong with her any more than you do.
Senin de dedigin gibi, geçmis geçmistir.
I mean, you just said it, history is history.
Senin bildigin gibi mi?
Your way?
Senin benim gibi, tutkuları ve zayıflıkları olan bir karakterdi.
She has desires, she has weaknesses, just like you and me.
Bunun senin sonun olduğu için bana teşekkür etmelisin o çocuk gibi ağaçta asılmış sallanıyor olabilirdin.
You should be thanking me that this is your end else you'd be strung up like that boy in the tree.
Her yere giderken özel şoför gibi beni kulllanan... Senin aksine ben araba sürmeyi seviyorum
Okay, I like to drive, unlike you, who likes to be chauffeured everywhere.
Senin, Yeşil Bölge kimliği çalan meteliksiz bir mülteci olman gibi mi?
That you're a skint from a'fugee camp who assumed a Green Zone identity?
Aynen senin buradaki makinen gibi.
Just like your machine here.
Arada sırada senin de herkes gibi çıkıp hava alman, hayatını yaşaman lazım.
You got to come up and breathe every once in a while, you got to live.
Senin gibi birisi olmalı.
Someone like you.
- Senin önerdiğin gibi.
- As you suggested...
- Senin ve Nancy'nin aranızdaki bağ şeyini kuramamış gibi hissediyorum.
- Well, I'm feeling like maybe things aren't gonna work out for you and Nancy.
Tıpkı senin de ben olmadığın gibi.
Just like you're not me.
Ve herkes gibi senin de seçim hakkın vardı.
- AMANDA : Frightened? And like everyone, you had a choice.
Senin mantığına göre, diyorsun ki... karımın ölümü gibi kötü şeylerin... olması gerekiyor.
'Cause by your logic, you're saying that bad things like my wife's death are meant to be.
Senin de tahmin ettiğin gibi Charlene'i aramaya gidiyorum.
As you've probably guessed, I've gone to look for Charlene.
Tıpkı senin görüşün gibi.
Just like your vision.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]