Senin gibi değil traducir inglés
1,842 traducción paralela
Zamanında şerefli bir Satedalıydı. Senin gibi değil.
He was once a proud Satedan, not unlike yourself.
Senin gibi değil Betty.
Not like you, betty.
Evet, sadece okulda herkes senin gibi değil.
uh, yeah, it's just that not everybody's a ho-bot like you, naomi.
Cao Cao senin gibi değil.
Cao Cao is unlike you
Neden Lance'de senin gibi değil?
Why can not Lance little more like you?
Aditi senin gibi değil, yoksa onunla evlenebilirdin.
Aditi's rich. Or else you could marry her.
Senin gibi değil, yani seni gerçekten seviyorum.
Not like you, I mean, like true love.
Hadi oradan, Vince gerçek bir erkek, senin gibi değil.
Vince is real man, Pat, not like you.
Senin canavar gibi egon da değil.
Nor is your monstrous ego.
Yani, Zoe senin gibi şanslı değil.
I mean, Zoe's not lucky like you.
Aşk senin bildiğin gibi değil.
That's not what mature love is.
Ama tabii ki, Karakter analizi yapmak senin gibi ucuz bir fahişe göre değil.
But of course, character analysis is too much to ask of a cheap entertainer like yourself.
Yardım alacak, ancak senin gibi birinden değil.
He's gonna get help, just not your kind.
Tabii o da senin gibi kaçak değilse. Değil.
- Unless he's AWOL like you.
Neyse,... düşündüm de, senin ve benim gibi güzel görünen, zeki, eğlenceli çekici iki insanın, oturup bilirsin işte şu Meredith konusuna bir çözüm bulamaması çok saçma değil mi?
Anyway, I was giving it some thought, and there's no reason that two attractive, good looking, intelligent, funny, attractive people can't, you know, just sit down and work this whole Meredith thing out.
- Hiçbir şey senin düşündüğün gibi değil.
- Nothing. ... Is what you think it is.
Senin gibi bir ilahın kadınlarla problemi olamaz, değil mi?
A god like you doesn't have a problem with women, does he?
Senin gibi birini bulmak kolay değil.
A man like you is not easy to find.
Senin dediğin gibi klavuzun dışına çıkmak değil.
It's not something you can get out of a textbook.
Biliyorum senin gibi biri için bu durum çok zor ama kabul et burası artık bir aile sirki değil.
Now I know this is hard for someone like you to stomach, but the family circus is over.
- Ne? Hayır, ondan hoşlanıyorum. Senin hoşlandığın gibi değil ama.
No, uh, I like her, but I don't like her like you like her.
Ama bir öğretmen, senin gibi güçlü bir ticaret kafasına sahip biri için pek de uygun değil gibi görünüyor.
But a schoolteacher doesn't seem like a natural fit for a powerful business mind as yourself.
Senin Le Monde'deki ön sayfan gibi bir şey değil.
It's nothing like your front page in Le Monde.
Senin tanıdığın gibi değil.
Not like you do.
Senin ihtiyar gibi asisin, değil mi?
You a rebel, like your old man?
Ve senin boyun bize nazaran çok daha uzun. Ve meme uçların ailenin geri kalanı gibi 1,5 metre değil.
And you're a good deal taller than either your mother or I, and your nipples don't stick out 5 feet in front of you like the rest of the family.
Çünkü Amerika'daki her ev senin değil de, benim doğum günüm için dekore ediliyor gibi.
Where are they? 'Cause I see like every house in America has decorations up for my birthday, but nothing for yours.
Sen Sean ile beraberken,... onu senin bir parçanmış gibi görüyorsun, değil mi?
Like, when you're with sean, It makes you feel connected to who you are, right?
- Orada işte! Herkes senin gibi manyak derecede uzun değil ki!
Not everyone is freakishly tall!
Ve senin iddia ettiğin gibi bu tahlilde işin eğlenceli kısmı filan değil...
Believe me... Whatever you may think, this isn't the fun part of analysis either, unfortunately.
Senin gibi kolay para kazanan kızlar için 3500 won çok para olmayabilir ama benim için öyle değil!
For girls like you who make easy money... $ 3500 may not be much. But it is for me!
Üff! Senin gibi azimsiz birine layık değil o!
For someone like you who has no motivation, it's a waste.
Benim aradığım güç, senin tasvir ettiğin gibi bir şey değil.
The power I seek is nothing like what you describe.
Bak, Eddie. Senin gözünde ben oldukça hain bir fahişeyim, biliyorum. Ama düşündüğün gibi değil.
Look, Eddie, I know you think I am some sort of back stabbing whore but it's not what you think, you can trust me.
- Senin yaptığın gibi değil.
- Not like you do.
Ben de senin gibi yapıp, Bonta'da bir restoran açmak istiyorum. Ya da belki bir Gobbowl takımı kurarım. Fakat kamaları tam cebe indirecekken, birden bir kurt düştü içine, değil mi?
Or maybe assemble a gobb-ball team again aren't you?
Bugün senin günün değil gibi mi Doktor?
It has not been your day, has it, Doctor?
Bir havari gibi senin görevin yorumlamak değil, iletmek.
Because, like an apostle, your task is not to interpret, but to deliver.
Senin gibi yetenekli biri ringe aittir, buraya değil.
Someone with your talent belongs in the ring, not in here.
O çocuk gibi davranmayı bırak. Yardımcılarından biri gibi davrandığımda senin için işler daha kolaylaşıyor değil mi? Tamam.
All right, well, then stop acting like one of them!
Senin de beni istediğini biliyorum. Gerçekten şaka gibi, değil mi?
- And I know that you also wish me I know, it!
Diğer pek çok şey gibi bu da senin kararına kalmış bir şey değil.
That, like so many other things its not for you to decide.
Beni yanlış anlama Carlos ama sence de bu kız senin gibi biriyle dünyanın dört bir yanında berduşluk yapmak için çok genç değil mi?
Don't take this the wrong way, Carlos, but isn't she a bit young to be tramping around the world with someone like you?
Adam bonus kafalı olabilir ama senin gibi sikkafalı değil.
The dude may be a mop-head but he ain't a dork like you.
senin düşündüğün gibi değil, insan mahkumlar değil.
Not like you think. Not human prisoners.
Ama bu Hollywood ya da gösteri dünyası değil, sensin. Ve senin gibi insanlar Charlie Amca.
But it's not Hollywood, it's not showbiz, it's you Uncle Charlie, and it's people like you!
Anneme, senin annenmiş gibi böyle şeylerden bahsetmeyeceğim çünkü bu normal değil.
At least I do not live with my mom Do you think that is normal?
Devlet işleri, senin serviste çalıştığın zamanlar gibi değil.
Government service is not the same as when you were in State.
Büyükbaban gibi değil. Peki o zaman neden senin gibi silahlı birini seçti?
Then why did she choose someone like you with a gun?
- Senin gibi birini değil.
- Not like you.
O senin Avrupalı züppe arkadaşların gibi değil, Tess.
He is not one of your Eurotrash boyfriends, Tess.
senin gibi değilim 20
senin gibi 304
senin gibi biri 17
senin gibi mi 26
senin gibileri bilirim 21
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
senin gibi 304
senin gibi biri 17
senin gibi mi 26
senin gibileri bilirim 21
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66