English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Seninle geleceğim

Seninle geleceğim traducir inglés

1,093 traducción paralela
Ben de seninle geleceğim.
And I'll go with you.
Seninle geleceğim.
I'll go with you.
Ben de seninle geleceğim Nicodemus.
I'll go with you, Nicodemus.
Gelecek sefere seninle geleceğim.
I'll go with you next time.
Seninle geleceğim, Mijanou.
I'll come with you, Mijanou.
- Ben de seninle geleceğim.
- I'll go with you.
- Hayır, seninle geleceğim.
- No, I'll come with you.
Bekle, seninle geleceğim.
Wait, I'll come with you.
- Pekala, seninle geleceğim.
Very well, I'll come with you.
Seninle geleceğim.
I'll come with you.
- Seninle geleceğim.
- I'll go with you.
Ben de seninle geleceğim.
I'll come with you!
Seninle geleceğim.
I will go with you.
Seninle geleceğim.
I will come with you.
- Ben de seninle geleceğim.
I'll come with you.
Hayır, seninle geleceğim.
Stay here if you like. No, I'll come with you.
Peki, seninle geleceğim!
Fine, I'll go.
- Bir dakika bekle. Ben de seninle geleceğim.
- Wait a second, I'll come with you.
Seninle geleceğim.
I'm going with you.
Madem yarın bir yere gidiyorsun, ben de seninle geleceğim.
If you're going somewhere tomorrow then I'm coming with you.
Seninle geleceğim, tamam mı?
I'll go with you, all right?
Sally, seninle geleceğim. Seninle geleceğim ama el feneri bende kalacak.
I'll go with you, but I'll keep the flashlight.
- Bak, seninle geleceğim.
- Look, I'll go with you...
Seninle geleceğim.
I'II go with you.
Gözden kaybolana kadar seninle geleceğim.
I'll ride with you till we get out of sight.
- Sanırım seninle geleceğim.
- I think I should go with you.
Tamam, seninle geleceğim.
I'll walk you back.
- Seninle geleceğim.
- I'll come with you.
Bana ihtiyacın var, baba, seninle geleceğim.
You need me Papa, I'm going with you.
Seninle geleceğim.
I will ride with you.
- Seninle geleceğim.
All right?
Ama seninle geleceğim!
But surely I'll come with you!
Bir dakika gazı kapatıp seninle geleceğim.
Just a moment, I'll turn off the gas and come with you.
Seninle geleceğim, Jim.
I'll go with you, Jim.
"Ben de seninle Paris'e geleceğim" dedi.
He says : "I'II go too!"
Seninle aynı seviyeye geleceğim.
- I'm a reasonable guy. All right.
Seninle Sebastian'ı görmeye geleceğim.
Nor that I would come with you to see Sebastian
- Seninle mi geleceğim?
- With you?
Şimdi, dersi unutacağım, zira bu oyunu asla öğrenemem, ama seninle konuşmak için yine geleceğim.
Now, I'm gonna forget about the lesson, cos I could never learn this game, but I'll be back to talk to you.
Hayır. Seninle kapıya geleceğim.
No, I'll go to the door with you.
Köşeye kadar olsa yeterli. Seninle eve kadar geleceğim.
Just to the corner's all right.
Seninle geleceğim
I'll go with you
- Bak, seninle geleceğim.
- Look, I'll go with you.
Gidelim, seninle geleceğim.
Let's go, I'll go with you.
Seninle alışverişe ben geleceğim.
I will go shopping with you.
Seninle Galiçya'ya geleceğim, tamam mı?
I'm going to Galicia with you, all right?
Seninle aşağı geleceğim.
I'll walk down with you.
Seninle Alderaan'a geleceğim.
I want to come with you to Alderaan.
Seninle durağa kadar geleceğim.
I'll go to the station with you.
Seninle birlikte geleceğim.
I'll go along with you.
Pekala, bak ne diyeceğim oğlum, eğer önündeki tüm sebzeleri yer halıya bulaştırdığın çamurları temizlerken annene yardım edersen yemekten sonra seninle uzay gemisini görmeye geleceğim.
All right, I'll tell you what, Son, if you eat all your vegetables and help your mother clean up that mud you tracked in, you and I will go out there to look for your spaceship after dinner.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]