Sigara içmiyorum traducir inglés
241 traducción paralela
Üç gündür sigara içmiyorum.
I haven't smoked in three days.
Hayır, sigara içmiyorum. Sadece üç tane.
No, I haven't been smoking, just three cigarettes.
Sigara içmiyorum.
I don't smoke.
- Hayır, teşekkürler, ben sigara içmiyorum.
- No, thanks, I don't smoke.
- Sigara içmiyorum ki.
Oh, I don't smoke.
Ben sigara içmiyorum.
No one has a match? I don't smoke.
- Hayır, ben sigara içmiyorum.
- No, I don't smoke.
Sigara içmiyorum.
- I don't smoke.
Bitkileri sevmeye başladığımdan beri sigara içmiyorum.
I stopped smoking when I started to love plants.
Şaka gibi, ama sabahtan beri sigara içmiyorum.
This looks like a joke, but I'm not smoking since this morning
Teşekkürler, sigara içmiyorum.
Thanks but I don't smoke.
Maalesef sigara içmiyorum.
I don't smoke
Artık sigara içmiyorum.
I don't smoke anymore.
Ben inançlı değilim, sadece sigara içmiyorum.
I'm not a believer, I just don't smoke.
- Sigara içmiyorum.
- I don't smoke.
- Sigara içmiyorum.
- No, I don't smoke.
Sigara içmiyorum. - Ne biçim bir sigara o?
- What kind of cigarette is that?
Zor bir kelime ama "Sigara içmiyorum." demek.
This is a hard word, but it means "I don't smoke."
- Sigara içmiyorum.
- l do not smoke.
Bayan, sigara içmiyorum ama bir tane alabilir miyim?
Miss, I don't smoke but could I have a cigarette?
Biliyorsun sigara içmiyorum.
You know I don't smoke.
Sigara içmiyorum, sen al bunları.
I don't smoke, you take it
- Sigara içmiyorum. lçiyor muyum?
- I don't smoke, Mother. Do I? Of course you smoke.
Uzun zamandır sigara içmiyorum.
It's a lifetime I don't smoke.
- Ben sigara içmiyorum.
- I don't smoke
- Sigaran var mı? - Sigara içmiyorum.
- Do you have a cigarette?
- Sigara içmiyorum.
- I don't even smoke cigarettes.
- Sigara içmiyorum.
I'm not smokin'.
Gerekmez. Sigara içmiyorum.
I don't smoke.
Ben sigara içmiyorum. "I don't smoke." "I don't smoke." İngilizce.
I don't smoke.
Sana daha önce de söyledim ki sigara içmiyorum ben!
I've already told you I don't smoke.
Hayır anne sigara içmiyorum.
No, I am not smoking, Mother.
Bak, sigara içmiyorum.
Look, I don't smoke.
Garajda sigara içmiyorum.
I don't smoke in the garage.
Sigara içmiyorum.
Sorry, I don't smoke.
Söyledim ya anne, ben sigara içmiyorum.
I told you, Ma, I don't smoke.
Sigara içmiyorum, anladın mı?
I'm not smoking, okay?
Ben sigara içmiyorum.
I don't smoke.
Ben sigara içmiyorum, sen içki içmiyorsun, Bob bir kadına karşı şehvet duymayı aklından bile geçirmiyor.
I don't smoke, you don't drink, and Bob here, wouldn't think about lusting after a woman.
- Sigara içmiyorum ki.
I don't smoke.
Sigara içmiyorum.
I'm not smoking.
Sigara da içmiyorum.
I don't smoke.
Kusura bakmayın, size sigara ikram etmek isterdim, ama içmiyorum.
I'm sorry, I should offer you a cigarette, but I don't smoke.
- Bu yüzden sigara da içki de içmiyorum.
-... so I don't smoke and I don't drink.
- Sigara içmiyorum.
- L don't smoke.
Her zaman saygı duymadım. Ama Manhattan'a taşındığımdan beri, olgun bir görünüm kazandım. Sigara ve içki içmiyorum ve küfür etmiyorum.
I didn't always respect womanhood, but since I moved to Manhattan, I got this new, mature outlook. I don't smoke, I don't drink, I don't curse.
O'nun yanında sigara bile içmiyorum.
I think she's the one. I even quit smoking for her.
- Evde sigara içme. - İçmiyorum.
The checker at the Food King said...
İngiltere'de gemilere binerken, herkese kartonlarla sigara dağıtıyorlardı. Ve ben de, "Hayır, teşekkürler, içmiyorum." demiştim!
You know, when we were shipping out of England the supply sergeant was handing out cartons of cigarettes, and I said "No, thank you, I don't smoke."
Sigara falan içmiyorum.
I'm not smoking.
"Sigara içiyor musunuz?" İçmiyorum.
"Smoker, nonsmoker?" Nonsmoker.