Tartışmayalım traducir inglés
309 traducción paralela
Bu konuyu tartışmayalım Helen, Johnny artık tek varlığım.
Let's not dispute that point, Helen. Johnny's all I've got left.
- Sevgilim, tartışmayalım.
- Darling, let's not quarrel.
İşte 7.000 frank. Ve daha fazla tartışmayalım.
Here's 7,000 francs And let's say no more of it
Bay Kirby'nin ülserini tartışmayalım.
Let's not discuss Mr. Kirby's ulcers.
- Tartışmayalım.
- Let's not have any argument.
- Daha fazla tartışmayalım.
- Let's not quarrel anymore.
Sylvia, sevgilim, beni seviyorsan lütfen tartışmayalım.
Sylvia darling, don't argue please, if you love me
Biletler konusunda tartışmayalım.
There must be no argument about buying the tickets.
Beyler, yine tartışmayalım.
Gentlemen, let's not argue again!
Senatör, bunları tartışmayalım.
Senator, let's not discuss that.
Artık tartışmayalım, bu konuda.
Now, let's not argue about it.
Bunu tartışmayalım.
let's not discuss it.
- Tartışmayalım.
- Don't argue.
Bak, lütfen tartışmayalım.
Look, let's not argue.
Yine tartışmayalım.
Don't argue.
Lütfen, Shirley, tartışmayalım.
Please, Shirley, don't argue.
Sana söyledim. Tartışmayalım lütfen.
I told you : no arguments, please.
Bunu daha fazla tartışmayalım.
I prefer not to discuss the matter any further.
Tartışmayalım sakın.
Let's not fight
Bak Al, artık tartışmayalım.
Look, Al, let's not quarrel any more.
Sevgilim, bu konuyu tartışmayalım.
- We're not even going to discuss it.
Bu yüzden boşa tartışmayalım baba, çünkü işe yaramayacak.
So let us put an end to this scene, Father, for it serves no purpose.
- Tartışmayalım Henry.
- Now, don't fight, Henry.
Lütfen, Julia. Madem ki, birbirimizi hiç sevmiyoruz, tartışmayalım.
Please, Julia, let's not bicker, since there's no love lost between us.
Tartışmayalım!
We don't want any argument.
Bunu artık tartışmayalım.
This is no longer a sure thing.
Bu konuda tartışmayalım.
Let's not fight about it.
Şimdi bunu tartışmayalım.
Let's not discuss that.
Tartışmayalım.
Let's not squabble.
- Hadi bunu tartışmayalım.
- Let's not discuss that.
- Tartışmayalım.
- Let's not argue.
Dinle. Başkalarının önünde tartışmayalım.
Eddie, look, let's not argue in front of people.
Tartışmayalım Mike.
So it is. Oh, let's not quarrel, Mike.
Bunu tartışmayalım.
Let's not discuss it.
Onun için daha fazla tartışmayalım.
So let's not have any more arguments about it.
Oh, bunu tartışmayalım, olur mu?
Oh, let's not argue about it, will you?
Her şeye rağmen onunla evleneceğim,... lütfen bunu tartışmayalım, Bay Crockett.
Nevertheless, I am going to marry him. Please let's not discuss it, Mr Crockett.
Lütfen beyler, tartışmayalım.
Gentlemen, we do not want to quarrel over this.
- Tartışmayalım.
- Don't fight.
Bak, tatlım, tartışmayalım.
Look, honey, let's not wrangle.
Tartışmayalım.
Don't argue.
Yine tartışmayalım.
Let`s not start quarreling again
Boşuna tartışmayalım.
Let's not argue.
- Kızın önünde tartışmayalım.
- Not in front of the girl.
Artık tartışmayalım.
Let's not talk about it.
Tartışmayalım Alec.
Don't let's argue, Alec.
- Hayır tartışmayalım.
- No. I want no argument.
Tartışmayalım.
Let's not fight.
Tartışmayalım.
What's the use of fighting?
- tartışmayalım.
- before strangers.
- Bunu tartışmayalım lütfen...
- Just don't argue with me, Lionel.