Uyku vakti traducir inglés
337 traducción paralela
- Emma, hadi, uyku vakti.
No! Emma, come on, it's time for bed.
Uyku vakti Johnny.
Bedtime, Johnny.
Uyku vakti.
sleep.
Uyku vakti çoktan geçti.
It's way past my bedtime.
Sanırım, uyku vakti geldi.
Now I think it's time to sleep.
Ve biraz acele etmeliyim çünkü oğlanın uyku vakti çoktan geçti.
I'm gonna hustle you right along,'cause it's way past son's nap time.
Uyku vakti.
Bedtime.
Uyku vakti!
Go to sleep!
- Uyku vakti.
- Sleepy time.
- Tamam ama şimdi uyku vakti.
Now off to bed.
Uyku vakti!
Bedtime!
Yemek bitti, uyku vakti artık.
You've eaten well, now it's time to sleep.
Gün ağarıyor. Fallon için uyku vakti.
Well... it's getting early.
Uyku vakti.
Time to sleep.
Bak, artik uyku vakti geldi.
Yes. Well, you know what?
Peki şimdi uyku vakti.
And now, go to sleep.
Hadi Tad. Uyku vakti.
Okay, Tad, time for your nap.
- Hadi ama, uyku vakti.
- Come on now, bedtime.
Rudy uyku vakti.
RUDY, IT'S BEDTIME.
Acaba sarı saçlı, mor pijamalı, ve uyku vakti gelen kim olabilir?
What has blond hair, purple pajamas, and is up way past their bedtime?
Uyku vakti geçti.
It's past her bedtime.
Köpeklerimin uyku vakti geldi.
My dogs will be having their nap.
Uyku vakti geldi.
It's time to sleep.
Uyku vakti, evlat, tamam mı?
Sleep time, kid, OK?
Uyku vakti geldi.
It's time for you to go to bed, little lady.
Ve gözünü açtığında şunu söyledi, "Uyku vakti ne zaman?"
And then when she wakes up, she says, "When is it bedtime?"
Uyku vakti mi?
Is it bedtime?
Evet çocuklar, uyku vakti.
Okay, boys, time for bed.
Hadi bakalım uyku vakti.
Come on. Okay. Time for beddums.
Uyku vakti, uyku vakti. Büyük annenin köprüsünün üstünde.
Beddy-bye, beddy-bye Over Grandma's bridge
Uyku vakti çok aptalca.
Tuck-in time is lame.
Uyku vakti treni, tam zamanında.
The Tuck-in Express is right on time.
Hadi, uyku vakti!
Come on, it's bedtime!
Uyku vakti!
It's bedtime!
- Uyku vakti.
NO, IT'S TIME.
Şimdi uyku vakti.
It's time to sleep.
Uyku vakti, Solo.
Nap time, Solo!
Uyku vakti.
Bed time.
Sonra uyku vakti geldiğinde uzanır yatardım.
Then when the sleeping time came I would lay down.
Uyku vakti geldi.
Time to go to sleep.
Uyku vakti.
It's bedtime.
Uyku vakti.
Time to go to sleep.
Uyku vakti, Ruby. Çöz beni, tamam mı?
Bedtime, Ruby.
Uyku vakti.
Time for sleep.
- Uyku vakti.
Beddy-bye!
İşte çabucak soyunan hayali kadınların, etrafında toplanma vakti daha önce yüz kez okuduğun kitapları tekrar okuyup bıkma vaktin gözüne uyku girmeden bir sağa bir sola dönme vaktin geldi.
Now is the time when dream-women, to quickly undressed, crowd in around you, the time when you reread ad nauseam books you've read a hundred times before, when you toss and turn for hours without getting to sleep.
Uyku vakti.
Time to go to bed
- Pekâlâ, uyku vakti.
- OK.
- Uyku vakti, Gates.
- Sleepy time, Gates.
Ağır hareketlerle ilerliyor, yine karanlık çöküyor. Ama şimdi biliyorum ki 20 asırlık taşlı uyku sallanan bir beşikle kabusa dönüşmüş. Ve sonunda vakti gelince kaba canavar tembelce Beytüllahim'e doğru yürür.
The darkness drops again but now I know that 20 centuries of stony sleep were vexed to nightmare by a rocking cradle and what rough beast, its hour come round at last slouches towards Bethlehem to be born? "
Uyku vakti.
Perfect time for a nap.