Verdiği traducir inglés
12,117 traducción paralela
Bana verdiği çekin üzerindeki isim Carbodiam Carwash idi.
The name on the check was Carbodiam Carwash.
Galibiyetin verdiği saygınlığı kazanmak.
To have the respect of winning.
Nasıl olur da bu yaptığının tek verdiği mesajın "Bir kızdan daha kötü bir vücut takıntım var" demek olduğunu göremez?
How does he not realize that all that does is scream, "I have a body complex worse than a girl's"?
Onu, Dima'nın verdiği bilgilerin başımıza dert açmaya değeceğine ikna etsen iyi olur.
You'd better convince him what Dima has to offer is worth the grief.
"Sana bu hayatın izin verdiği tüm sevgiyi vereceğim diye fısıldadı, bunun üzerine en sonunda bacaklarını aralayıp ona evin yolunu gösterdi."
"'I'll give you all the love this life allows,'she whispered, and with that, she spread herself beneath him, finally guiding him home. "
- Stephen söz verdiği gibi ilk taksiti ödedi.
Stephen paid the first instalment like he promised.
Öyle güveniyordum ki kendime, odaya sandalye getirip çok yorulduklarını, ve yorgunluklarını orada atmalarını istediğimi söyledim, bu arada ben de kendi sandalyemi, zaferimin verdiği cesaretle cesedin bulunduğu noktanın tam üzerine koydum.
In the enthusiasm of my confidence, I brought chairs info the room and desired them, here, to rest from their fatigues, while I myself, in the wild audacity of my perfect triumph, placed my own seat upon the very spot beneath which reposed the corpse of the victim.
Öykü çevirisinden istifade etmeme izin verdiği için Sn.
♪ Beating through The nevermore ♪
Birlik komutanının verdiği direkt emirlere itaatsizlikle suçlanıyor.
The charge is disobeying a series of direct orders from his commanding officer.
En iyi askerlerimiz kötülüğe karşı savaşarak canlarını verirken kendisi birlik komutanının verdiği direkt emre karşı gelip itaatsizliği ile övünüyor.
He flaunts his contempt. By directly disobeying a series of direct order from his commanding officer. When the very best of our young men are sacrificing their lives against evil.
Hiçbir şey olmasa bile bana verdiği o gülümseme aldığım en büyük mükâfattı.
And if I hadn't got anything more to that smile he gave me. I would have been well repaid.
Bu, Tanrı'nın bir umutsuz vakaya ödün verdiği tek şey.
It is God's one concession to a no-hoper.
Yalnızlığın verdiği bu karşılık, İşte böylesine bir mutluluk.
Indemnity for loneliness That such a bliss has been.
İmparator, babamın sözüne kulak verdiği kadar benimkine vermez.
The Emperor doesn't heed my words as he did my father's.
Yüreğim el verdiği sürece sorun yok.
As long as it set right in my heart, then I'm okay.
Ve Tanrı bana güç verdiği sürece babanızın size yaptığının aynısını ben de ona yapacağım.
And if the Lord see fit to keep up my strength, I'm gonna do her exactly how your daddy did you.
Bugün bana son kez hediye verdiği gün.
Today's the day the gives me his last gift.
Ve benim hayatımın sorusuna verdiği cevap buydu, baba!
And it was, like, the answer to the question of my life, Dad!
- Evet. sayfasının bana verdiği yetkiye dayanarak... sizi karı koca ilan ediyorum.
- I do. By the power vested in me... I now pronounce you husband and wife.
Merkez ilçenin doğu kesimlerine üç saattir elektrik verilemiyor. Polisin verdiği bilgiye göre en azından 200 kaza gerçekleşti.
Power was out for three hours in eastern metro because of downed hydro-fines and police report at feast 200 accidents.
Max'in verdiği dansı neden sevmedin?
Why do you not like the dance Max gave you?
Yani. Kendini geliştirmek için bütün bu yaptıkları.... çektiği acılar verdiği mücadeleler.... niçin... ne için?
I mean, all that he did, all his pain and suffering, to make himself better... for... for what?
Babamın bana verdiği en iyi tavsiye neydi, biliyor musun Dedektif?
You know the best advice my father ever gave me, detective?
Babam, seçim eğitiminde McGovern'a oy verdiği için onunla konuşmamamı söylemişti.
My dad said I couldn't talk to her after she supported McGovern in our school's mock election.
Tanrının korumasının verdiği saadetin son anlarında.
It's her last moment safe in the Bliss of God.
Öğrenmeye çalıştığımız şey cinayetlerin sebebi öfke miydi yoksa Ronnie DeFeo'nun mahkemede verdiği ifadedeki gibi kötü bir ruhun etkisi altında mıydı.
We hoped to discover if the killings had been motivated purely by anger or if, as Ronnie DeFeo testified in court, he had been under the influence of something demonic.
Bu yüzden bana verdiği ufak tefek paraları eşinin kıskanması hiç de mantıklı değil.
So it's not very rational for his lady to begrudge the sums he's advanced me.
Tanrı emirlerini gönderdiğinde, 4. sıraya koyacak kadar önem verdiği hangisiydi?
When Our Lord wrote his Commandments, which did he consider so important that he put it in the fourth position?
Tanrının, Rabbinin, sana verdiği topraklardaki ömrün uzun olsun.
"that thy days may be long upon the land which the Lord, thy God, giveth thee."
Belki zamanla, ama... Verdiği ızdıraba ve tüm duygularımıza rağmen...
- Perhaps, with time, but given the poignancy of our feelings...
Kesinlikle, dediğiniz gibi Sör James Hz. Süleyman değil. Son dönemdeki üzücü olayların elinden aldığı mutluluk ve güveni Leydi Susan'a verebiliyorsa benim ve hepimizin, değer verdiği biri olacaktır.
Certainly, as you've said, Sir James is no Solomon, but if he can give Lady Susan the happiness and security which the sad events of recent years deprived her of, then he is someone that I and all of us should value.
Kağıdın verdiği hissi ben de severim.
I do like the feel of the paper.
İmkansız bir yolculuktan sonra, söz verdiği gibi geri döndü.. ve herkesi kurtardı.
After an impossible journey, he returned as promised and saved them all.
Bir bedeni var, Yehova'nın tüm insanlara verdiği bir araç.
He has a body, the same vessel Yahweh gives all men.
Ama Tanrı'nın bana verdiği yeteneği asla unutmadım.
But I never missed his mark God for the gift he gave me.
Bugün yapılan bir toplantıda CIA Ajanı Moira MacTaggert... araştırma komisyonuna verdiği ifadede...
At a debriefing today, CIA Special Agent Moira MacTaggert... revealed to an investigative committee...
Amcanız Tshekedi Khama tarafından eğitim gördüğü hukuk müşaviri Douglas Buchana'ya verilen emirle Dış İşleri Bakanlığı Uluslar Toplumunun verdiği talimat doğrultusunda Canterbury Başpiskoposu'ndan bir emir aldım.
I received advice from the Archbishop of Canterbury, who was instructed by the Secretary of State for Commonwealth Affairs, who was himself instructed by the solicitor, Douglas Buchanan, who was, in turn, instructed by his client, your uncle, Tshekedi Khama.
Sürgündeki Bechuanaland şefine verdiği desteği göstermek amacıyla ana muhalefet lideri Bay Churchill parlamentoya seslendi.
'In a bid to show his support for the exiled chief of Bechuanaland...' 'The leader of the opposition, Mr Churchill, addressed Parliament.
Ancak ülkenizin bana verdiği kişisel sevinçlerin güzelliğin dışında, yiğit yapısı... Sizinle paylaşmak istediğim daha güçlü bir izlenimim var.
But apart from the personal joys your country has given me, apart from its beauty, its daring architecture... there is an even more powerful impression that I would like to share with you.
O kadar belli mi oluyor? Gözlerim iyi seçer. Yılların verdiği tecrübe.
Um, not at this moment, no.
Tanrı'ya bize her gün rızkımızı verdiği için dua etmelisin. Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Sen yap.
It's very toxic, kind of, thinking for kids.
Tanrıların bana verdiği bir...
The gods have given me a...
En çok değer verdiği sanat eserlerinin yanında göreceksin.
You'll find him with his most prized possessions.
Hidden Lake, California'nın 50 km dışında Cennetin Perdesi tarikatı üyelerinin kısaca Perde adını verdiği bu küçük çiftliği görüyorsunuz. Burada yaşayan ve ölen tarikatı.
30 miles outside the town of Hidden Lake, California, you'll find this small ranch known simply as The Veil, named by the members of the Heaven's Veil cult, the cult that lived and died here.
Ölmeden önce bana verdiği son şeydi.
It was the last thing she gave me before she died.
Verdiği, başka bir ailesi var. Ve sana iki pislik vermez Ama lanet bir şeye bak adamım
Granted, he's got a whole other family and doesn't give two shits about you but fucking look at you, man.
Geçen hafta iki kez soydum Ve ikinci soyguncu tarafından kıçımı dövdüm Tüm paramı ilkeye verdiği için.
Last week, I got robbed twice and got my ass beat by the second robber for giving all my money to the first.
Ona verdiği her şeyi geri vermesini istiyorum.
I want him to give back everything he gave you.
Söz verdiği tüm bir nesil yok oldu.
A whole generation, full of promise, wiped out.
Ama tıbbi yardım alıyor ve verdiği rahatsızlığın bedelini alacak.
But you know, he's getting medical attention and compensation for his inconvenience.
Bize verdiği prezervatifleri denemek için.
Do you wanna call again?