Yanlışlıkla traducir inglés
3,315 traducción paralela
Yanlışlıkla cüzdanıma koymuşum.
I must have accidentally put them in my purse.
Bence Tanrı çuvallamış olabilir, hata yapıp bizi yanlışlıkla geride bırakmış olabilir.
I think God might have just fucked up, made a mistake, and left us behind by accident.
Dr. McCoy, bir torpili yanlışlıkla etkinleştirdin.
Dr. McCoy, you inadvertently activated a torpedo.
Çünkü yanlışlıkla bir boks maçı açarım ve utanırım diye korkuyorum... çünkü ben bir boksörüm. Boksör olmak için doğmuşum.
Because I'm afraid I might flip to a fight by accident and be embarrassed because I'm a fighter.
Bazıları bunun yanlışlıkla olmadığını söyler.
Some say it wasn't an accident.
Üzgünüm, yanlışlıkla oldu.
I'm so sorry. I didn't mean to...
Buraya yanlışlıkla falan mı geldin?
- What, you're trying to crash or something here?
Burada yanlışlıkla çok tehlikeli bir salgının başladığından şüphelenmek için sebebimiz var.
We have reason to suspect you've inadvertently received a very dangerous contagion.
Yanlışlıkla hastanenize gönderilmiş bir ceset var.
There's a body that was mistakenly sent here to this hospital.
Yanlışlıkla yırtmışım.
I accidentally tore it up.
- Büyükbabam elimde şişe kırdı yanlışlıkla.
Well, my grandpa crashing the bowling ball trying to do some magic trick.
Görünüşe göre, okullarını değiştiriyorlarmış ve yanlışlıkla evrakları bize gönderilmiş.
Looks like they were transferring schools, and their paperwork got sent to us by mistake.
- Belki yanlışlıkla geldi
Look, maybe he just stumbled in here on accident.
Duyabiliyorsanız, bilin ki büyükannem bir keresinde bana yanlışlıkla 10.000 dolarlık bir doğum günü çeki yazmıştı. Ama ben çeki bozdurmadım, yemin ederim.
If so, you should know that, um, my Nana once mistakenly wrote me a birthday check for $ 10,000, and I didn't cash it, I promise.
Ağzımdan yanlışlıkla çıktı.
That came out wrong.
Bak, yanlışlıkla çamaşırhaneye git.
Listen, you go to the laundry by mistake.
- Yanlışlıkla gittim.
- I went there by mistake.
Dört kişilik bir oda oylamasında yanlışlıkla atıldım. Önceden toplanmalı, konuşmanın yasak olduğu bir durumdu.
I was mistakenly voted out of a four-person housing situation, uh, in a pack-first, no-talking-after scenario.
Yanlışlıkla derken?
What do you mean by "mistakenly"?
Geçen gün,'Saç Spreyi'filmine yanlışlıkla "bizim filmimiz" dedin.
The other day, you accidentally referred to'Hairspray'as "our movie".
Ve sonra biraz da yanlışlıkla kustum.
And then I vomited up a little bit by accident.
Yani siz yanlışlıkla suçlandığınızı düşünüyorsunuz.
So you think you're being framed.
Buraya kesin yanlışlıkla gönderilmiştir.
It was obviously sent here by mistake.
Ama merak ediyordum, yanlışlıkla bir hata yapabilir misin acaba?
'But I wondered if you could just... accidentally stumble into it.'
Yanlışlıkla bir hata?
Accidentally stumble into it?
Yanlışlıkla oldu.
Accident.
Çünkü yanlışlıkla kart çekersen ceza alırsın.
'Cause if you hit accidentally, you have to get punished for it.
Kötü haber ise, sanırım yanlışlıkla önemli bir şeyi sildim.
The bad news is, I think I may have deleted something important.
Hükümet bu araziyi spor alanı olarak tahsis etmişti ama yanlışlıkla damadınız buraya AVM inşa ettirmiş.
The land in Ramnagar allotted for a sports ground by the government has been seized by your son-in-law to open a giant shopping mall!
- Yanlışlıkla oldu.
- Totally an accident!
Hayır, bu yanlışlıkla değil kasten yapılmış.
It wasn't an oversight. It was deliberate.
Yanlışlıkla böbreği alındı ve başkasına verilmeden geri almak istiyor.
His kidney was removed by mistake and he'd like it back before it's transplanted.
Yanlışlıkla Shelley'nin kan damarına bir şey soktu ve sonra jogging yaparken birisi saldırmış gibi göstererek bunu gizlemeye çalıştı.
He accidentally shot the stuff into Shelley's bloodstream, and then tried to cover it up by making it look like she was attacked while jogging.
Benim hikayem o gün başlamıştı... O sahtekâr Müfettiş Ambolkar'ın yanlışlıkla beni tutuklamasıyla.
My story was set in stone the day... that crook Inspector Ambolkar falsely accused me in the police fir.
Sadece yanlışlıkla düşürdüğüm bir şeyi almamız gerekiyordu.
We just had to get something I accidentally threw away.
Yanlışlıkla bir nükleer ateşlemeyi önlemek için kullanılan üç aşamalı bir şifredir.
A three-pronged fail-safe in the case of an inadvertent nuclear launch.
Kimse yemesin diye söylüyorum. Çünkü geçen gün öğle yemeğimi getirmiştim ve birinin yediğinden eminim. Yanlışlıkla olmuştur tabii.
I'm just telling you so that nobody eats it,'cause I brought in a lunch the other day, and I'm pretty sure that somebody ate it... accidentally, I'm sure.
Yanlışlıkla arabaları değiştirmiş olmalıyız.
We must have accidentally switched the strollers.
Bizi uçakla eve göndermek istedi fakat bizim anomaliden geri gitmemiz gerek. Birimiz yanlışlıkla zaman paradoksuna neden olmadan bu işi temize çıkarmanın tek yolu bu.
It's the only way to clear this up before one of us accidentally causes some kind of time paradox.
- Yanlışlıkla parmağım bir tuşa bastı galiba.
- Oops, I fat-fingered a button.
Kendini yanlışlıkla panik odasına kilitlemiş ve yardımımıza ihtiyacı varmış.
He locked himself in his panic room.
Buranın tozunu alıyordum herhalde yanlışlıkla bir düğmeye falan dokundum.
I was dusting in here and I must have bumped a switch or something.
Seni yanlışlıkla aramış olmalıyım.
I must've butt-dialed you.
Sen de yanlışlıkla çantana koymuş olmalısın.
You must have put it in your bag by accident.
Rastgele rakam ve sayılar olunca belki de yanlışlıkla...
I mean, just all of the random letters and numbers, it just sounds like maybe he didn't- -
Belki de tam o anda elim kaydı ve yanlışlıkla domuzu kesitm.
Or that pig shifted to the left at just the right moment.
Herkesin tek bildiği Meksikalıların ortaya çıkacak olması ama kahrolası bir yanlışlıkla yüzleşmek üzereyiz.
All anyone cares about is Mexicans sneaking in, and we just happen to be facing the wrong fucking way. Hang up.
Yani 9 ay yatacak bir kokain satıcısı da tanıyorum. Bir postacıya arabasıyla yanlışlıkla çarptığı için 4 yıl yatacak kadın da tanıyorum.
I got a crack dealer who is doing nine months, and then I have a lady who accidently backed into a mailman who is doing four years.
Ve kesmemen gereken bir şeyi yanlışlıkla kesme.
And don't accidentally cut anything you're not supposed to cut.
Yanlışlıkla Leeds'deki evi yakmak gibi de değil.
Burning down that housing estate in Leeds by accident.
- Yanlışlıkla mı göndermiş diyorsun?
Are you suggesting it was an accident?
yanlışlıkla oldu 20
yanlış 511
yanlıştı 16
yanlız 22
yanlış anladın 80
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlış 511
yanlıştı 16
yanlız 22
yanlış anladın 80
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlış düşünüyorsun 23
yanlış olan ne 69
yanlış cevap 43
yanlış anlamışsın 22
yanlış mıyım 46
yanlış adam 16
yanlış bir şey yok 16
yanlış anladınız 51
yanlış olan nedir 21
yanlış anlamayın 50
yanlış olan ne 69
yanlış cevap 43
yanlış anlamışsın 22
yanlış mıyım 46
yanlış adam 16
yanlış bir şey yok 16
yanlış anladınız 51
yanlış olan nedir 21
yanlış anlamayın 50