Zannetmistim traducir inglés
511 traducción paralela
Güvende olacağını zannetmiştim.
I thought I had him safe.
Seni kaybettiğimi... zannetmiştim
1 thought I'd lost you.
Ben de sadece sözleri zannetmiştim.
I thought it was just the words.
Anlarsın zannetmiştim.
I thought you'd understand
Şey zannetmiştim...
I just thought that....
- Ödülün peşinde olduğunu zannetmiştim.
- I figured you were after the reward.
- Güzel. Ben de beni gezdirmeye geldiğini zannetmiştim.
I flattered myself that you came way out here to take me for a drive.
Kocamın hayatının tehlikede olduğunu zannetmiştim.
I thought my husband's life was in danger.
Nedenki Doktor? Ailenin gerçekten bir üyesi olduğunu zannetmiştim.
Why doc, I thought you were practically family.
Senin öldüğünü zannetmiştim.
I thought you were dead.
Veda etmeyi istemediğini zannetmiştim.
I thought you didn't want to say good-bye.
Rahibin dövüşebileceğini zannetmiştim ama o korkak tavuğun teki.
I thought the priest could fight, but he's chicken.
Değil mi? Koku sigaradan zannetmiştim.
CAN'T YOU?
- Bütün aile yattı zannetmiştim.
- I thought all the family had retired.
Sorumluluk duygusunun ve o mevkinin Commodus'u büyütebileceğini zannetmiştim ama yanılmışım.
I had hoped that position and responsibility would make him grow up.
Şaşırdım. Tam bir dulun tipisiniz zannetmiştim.
I'm surprised. I'd have thought you were just the type for a widow.
Öyle zannetmiştim, efendim.
I thought it was, sir.
Her an patlamaya hazır bir top gibi olacağını zannetmiştim.
I thought she'd be like a cannon, ready to go off at any time.
Beni gördüğüne memnun olursun zannetmiştim.
I was hoping you'd be glad to see me.
- İngilizce bilmediğini zannetmiştim.
- I thought you didn't speak English.
Sadece yakın bir aile zannetmiştim.
I thought they were just a close family.
Senin getirdiğini zannetmiştim Anneler Günü için.
I thought you brought them for Mother's Day.
Halimden anlarsın zannetmiştim...
I expected a bit of sympathy, but...
- Sizin Avusturyalı olduğunuzu zannetmiştim.
- I thought you were Austrian.
Bir an Cathy'mi bana getirdiğini zannetmiştim.
For a moment, I thought'twas my Cathy you were bringing back to me.
Çıktı zannetmiştim.
Oh, I thought it went out.
O herifin çevik kuvvet falan olduğunu zannetmiştim.
Man, I thought that dude knew Special Forces.
Ne? Çok garip... İkna etmeyi başardığımı zannetmiştim.
Funny, I thought I had the damn thing convinced.
Horladığını zannetmiştim.
I thought you were snoring.
Hiç sormayacaksın zannetmiştim.
I thought you'd never ask.
- Asabisin zannetmiştim.
- I thought you were the heat.
Ben de yılbaşı ağacı zannetmiştim.
I thought it was a Christmas tree.
Şaka yapıyorsunuz zannetmiştim.
I thought it was a joke.
Ben, senin bulduğunu zannetmiştim.
I assumed you found her.
- Iki zannetmiştim.
- I thought it was two.
Eve döneceğini zannetmiştim.
I thought you were going back home
Fakat değişmek istediğini zannetmiştim.
But I thought that you wanted to change.
Seni şu maço tavırlı, yapmacık hareketleri olanlardan sanmıştım... Fermuarını her açtığında beyni ortaya dökülenlerden zannetmiştim.
I guess I thought you were one of those macho, phony types, the kind whose brains fall out every time he unzips his fly.
Oishi, bu çapkınlığın karından boşandığın için geçirdiğin cinnetten kaynaklandığını zannetmiştim, Ama gece gündüz hayal ettiğin şey Kira'nın kellesi, öyle değil mi?
Oishi, I thought that this debauchery was due to the madness caused by the divorce from your wife, but all along you've been dreaming of taking Kira's head, haven't you?
- Buradan çıkmak istediğini zannetmiştim.
- I thought you wanted out of here.
Asla, asla! Sadece o seferlik için dediğinizi zannetmiştim.
I thought you only meant just that one time.
Kaza geçirdiğini zannetmiştim.
It looked like an accident.
Onu unuttuğumu zannetmiştim.
I thought I'd forgotten her.
Canlanırsın zannetmiştim.
I thought you'd come around.
Bir sabah programı olacak zannetmiştim.
I thought this was an afternoon show!
Özel bişiler var zannetmiştim.
I thought it's something special.
Ben de gerçek dinozorlar yapacağınızı zannetmiştim.
[laughs mockingly]
Beni direkt Eira'ya götürecek zannetmiştim.
I thought he'd take me straight to Eira.
Gerçekten maske olduğunu zannetmiştim.
I really thought it was a mask.
Ben de "Islakken Kaygandır" zannetmiştim.
That's really cute. I thought it was "Slippery When Wet."
Beni uyutacağını zannetmiştim.
I thought you were trying to lull me to sleep.