English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Z ] / Zaten biliyorum

Zaten biliyorum traducir inglés

1,510 traducción paralela
Zencice konuşmayı zaten biliyorum, Asyalılar'dan da korkmuyorum.
'Cause, I mean, I already know how to speak Black, and I'm not afraid of Asians.
Zaten biliyorum.
I know what happened.
Bunu zaten biliyorum.
How about something I don't already know?
Evet. Hem onun güzel olduğunu zaten biliyorum. Yoksa peşinden koşmazdın.
Besides, I already know she's gonna be pretty or you wouldn't be after her.
Müdürün vurulduğunu zaten biliyorum.
I already know the principal was shot.
Beni böyle düşünmeye itmesi fazlasıyla sinirlerimi bozuyor ama üstüne gülünmenin ne kadar kadar kötü hissettirdiğini zaten biliyorum.
This is annoying me so much that it's driving me to think that way, but I already know how bad it feels to be laughed at.
Bunu zaten biliyorum.
I knew that already.
Çünkü cevabı zaten biliyorum... veya ne olduğu umurumda değil.
Because either I already know the answer... or I don't care what your answer is.
Cevabı zaten biliyorum.
I already know the answer.
Ne diyeceğinizi zaten biliyorum.
Because I know everything you wanna say.
Sevdiğini zaten biliyorum, tamam mı?
I know you like it, okay?
Çünkü onların özellikle siyah öğrenci aradıklarını zaten biliyorum.
Because I already know that they basically went out and trolled for black students.
Bize ne olacağını zaten biliyorum.
Already me you what will spend.
Gerçi cevabı zaten biliyorum!
Except I already know the answer!
O silahın ne olduğunu zaten biliyorum.
I happen to know exactly what kind of gun that was.
Zaten biliyorum.
I already know.
CD'dekileri dinleyecektim ama sanki içindekileri zaten biliyorum.
I was going to play the CD but... it's like I already know what's on it.
- Zaten biliyorum.
- I already know.
Hayır, neden aldığını zaten biliyorum.
I already know why you took it.
Gerek yok biliyorum zaten! Benimle konuşması hoşuma gidiyordu!
- He talks to me, and I like it!
Onu biliyorum zaten.
That ain't exactly news.
Biliyorum. Az önce senin için... yaptığımdan sonra da sevmen lazım zaten.
I know, and you should after what I just did for you.
Evet, zaten indirilmiş "jpeg" ne demektir biliyorum.
Yes, I know what "already downloaded jpeg" means.
Kaldım bile! Ve biliyorum zaten.
And I know.
Biliyorum, düşünmemin sebebi de bu zaten.
I KNOW, WHICH IS WHY I WAS THINKING
Ama onda farklı birşeyler var yani senin görmediğini biliyorum zaten ben de görmem gerektiği kadar görmüyorum ama biz tam birbirimize göreyiz.
BUT, YOU KNOW, SHE'S GOT THIS OTHER SIDE, AND I KNOW YOU DON'T SEE IT. I DON'T SEE IT AS MUCH AS I SHOULD.
Kimin öldürdüğünü biliyorum zaten.
- Already know who.
Onu da biliyorum zaten.
- Already know that.
Zaten biliyorum. Sanırım biliyorum.
I already know.
Biliyorum, benim endişelendiğim sen değilsin zaten.
I know. And it's not you I'm worried about.
Ne söylediğin biliyorum zaten.
I already know what she's saying.
Biliyorum tatlım, ama okulda zaten hayli geri kaldın.
I know, honey, but you're already so far behind in school.
Ben zaten ne olmak istediğimi biliyorum.
I already know what I really want to be.
Herneyse zaten karate biliyorum.
Anyways I know karate.
- Hayır. Önümde onlarca güzel yıl olduğunu biliyorum zaten.
I happen to think I have a good few years left.
Biliyorum, ayılık ettim, ama buradaki insalarla, gırtlak gırtlağa, rekabet halindeyim zaten.
I know I've been a bear, but I've been competing neck and neck with people in this place,
Adamı göremediğinizi biliyorum ama siz görmüşsünüz. Zaten onu yakaladık.
Now I understand you didn't get a look at the guy, but that you did.
Bunların hepsini biliyorum zaten.
- I haven't heard anything new.
Biliyorum, numaranı kaydettim zaten.
I know, I already saved your number
Söylemen gerekmiyor, biliyorum zaten.
You don't have to tell me. I already know.
Ben ne istediğimi biliyorum, zaten şu anda ellerimin arasında.
I know what I want because I have it in my hands right now.
Ne yapacağımı biliyorum zaten.
I already know what to do.
Marco, onu korumaya çalışıyorsan ben zaten onun işini biliyorum.
Marco, if you're trying to protect her, I already know what she did.
Ben sonunda ne olacağını en başından beri biliyorum zaten.
I've seen the end right from the beginning.
Onları zaten çok iyi biliyorum.
Those I only know too well.
- Gelip yarışman için sana para verdi... - Nefesini tüketme Bo. - Zaten biliyorum.
They assaulted my boar, they violated the sanctity of my home, and they molested my tender flower of a wife.
- Biliyorum, mevzu da bu zaten.
- I know, that's the thing.
Faşistliği bıraktığını biliyorum, ama zaten politika da umurumda değil.
I know you left the Fascists, but I don't care about politics.
Bunun sana saçma gelebileceğini biliyorum ama ilişkiniz er yada geç zaten sona erecekti.
I know this may sound absurd to YOU, but your relationship would have ended sooner or later anyway.
- Biliyorum. - Hemen hemen zaten kaçırdığın bütün dersleri telâfi ettin.
You practically got all your courses taken care of anyway.
- Biliyorum, o yüzden geldim zaten.
- I know. That's why I am.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]