Şur traducir inglés
652 traducción paralela
Ve onun boyu ve enince çadırlarını kurdular Beyt-el'den Kadeş'e, Şur'a ve hatta Mısır'a kadar.
And they pitched their tents in the length and breadth of it... from Bethel to Kadesh and Shur, even unto Egypt.
- Şur, yardım etsene!
- Shura, help me!
Villefranche-sur-mer.
Villefranche-sur-Mer...
Ah, o halde üzerinde
Ah, oui Bien sûr
Dupuis-sur-bilmem neydeki telsiz operatörüne ulaşabilir miyiz?
Can we get through to the RTO at Dupuis-sur-Something?
Dupuis-sur-Croix mı?
Dupuis-sur-Croix.
Bütün yollara barikat kurun Arnay-le-Duc, Nuits-St-Georges, Beaune Chalon-sur-Saone, Le Creusot, Autun arasındaki tüm yollara.
Set up roadblocks on all roads between Arnay-le-Duc, Nuits-St-Georges, Beaune, Chalon-sur-Saone, Le Creusot, Autun.
Sur boyunca sonsuza dek yürüyebilirsin. Doğruca uzaklara bakıp neticede hiçbir şey göremediğinde insan dünyanın o kadar da ufak olmadığını anlamaya başlıyor.
You can walk along the wall forever... and when you look so far into the distance that you can't see anything at all... you start to realize that the world isn't so small after all.
Hemen provalara katılmanız isteniyor Bay Dermantov.
- Thank you. - On vous attend sur la scène, M. Lermontov.
Sur Şehrinden gelen kadırgam sizi bekliyor
My Tyrian galley waits for thee
Barnum için üç kafalı kadını ve piyanoda "Sur le pont d'Avignon" u çalan fili bulan benim.
It is I who found the three-headed woman for Barnum and the only elephant who can play "Sur le pont d'Avignon" on the piano.
Birkaç yıl sonra Fransa'nın kuzeyindeki ufak Montreuil kasabası beklenmedik bir gelişme gösterdi.
A few years later, the little town of Montreuil sur Mer in northern France rose unexpectedly.
Bu hizmetleriniz için her ne kadar şan ve şerefi sevmiyorsanız da Majestelerinin adına sizi Montreuil sur Mer'e Belediye Reisi tayin ediyorum.
For these services, despite your dislike of honors, in the name of His Majesty, I appoint you mayor of Montreuil sur Mer.
Ufak şehirlerin hepsinde olduğu gibi Montreuil'de de bir genç grubu vardı. Eğleniyoruz sanırken kişisel gelirlerini tırtıklayıp duruyorlardı.
Like in all the little towns, there was in Montreuil sur Mer a class of young men who were nibbling on their private income, being deeply bored while they thought they were having fun.
- Montreuil sur Mer'e.
- To Montreuil sur Mer.
- Montreuil sur Mer'e mi?
- To Montreuil sur Mer?
Majestelerinin adına sizi Montreuil sur Mer'e Belediye Reisi tayin ediyorum.
In the name of His Majesty, I appoint you Mayor of Montreuil sur Mer.
Sayın Savcı, Sayın Başkan bir mahkûmun mütevazı çalışmasından aldığım ilham benim ve Montreuil kasabasının zenginleşmesini sağladı.
Mr. Counsel General, Mr. President, this humble industry of a convict gave me the idea that originated my prosperity and that of Montreuil sur Mer.
11, Rue des Sycamores, Neuilly-sur-Seine.
11, Rue des Sycamores, Neuilly-sur-Seine.
Burayı başkent yapmak için, Büyük Antiochus inşa etti. Sur'un en güzel şehri.
Antiochus the Great built up this city for his seat the fairest in all Syria
Chaulieu-sur-Loire köyü... Hâlâ eskisi gibi mi? Nehir seddi?
Chaulieu... the village of Chaulieu-sur-Loire — is it still the same?
Çünkü Albert Chaulieu-sur-Loire'da esir düştüğünde hatırlarsın Haziran 1944'de Chaulieu-sur-Loire'da Albert, İsabelle Langlois'nın evinde o sabah esir düştüğünde baldızı Isabelle Langlois'nın üç çocuğu vardı.
Because when Albert was taken prisoner, at Chaulieu-sur-Loire, you remember... in June 1944, at Chaulieu-sur-Loire... when Albert was taken prisoner that morning at Isabelle Langlois'house, his sister in law... Isabelle Langlois, had three children.
Chaulieu-sur-Loire'da esir düşen dayısının ismini verdiler. Onun adı da Albert Langlois idi.
Albert... after his uncle who was taken prisoner at Chaulieu-sur-Loire... and who was called Albert Langlois.
- Chaulieu-sur-Loire'da tutuklamıştı.
- Yes, my nephew Albert Langlois... who was tortured at Chaulieu-sur-Loire. - at Chaulieu-sur-Loire.
Kocası Chaulieu-sur-Loire'da tutuklandıktan sonra bir daha evlendi mi?
Albert Langlois'wife? Did she marry again after her husband was arrested...
- Hayır.
- at Chaulieu-sur-Loire?
Tatillerini Chaulieu-sur-Liore'da geçiriyor ama sonra Paris'e dönüyor.
She goes back to Chaulieu-sur-Liore for holidays. But the rest of the time she's in Paris.
Chaulieu-sur-Loire'da?
Chaulieu-sur-Loire?
ALPHONSE LENAUX Colleville-sur-Orne Belediye Bşk.
Here are some personal messages.
La Charité sur Loire'de ne yaptın?
What did you do at La Charite sur Loire?
Vous mettez l ´ orange sur le menton comme ca- -
Eine Apfelsine. Vous mettez I'orange sur le menton comme ça - put the orange in like so.
Güney bölgesi, 4. grup, 17. blok.
Polígono Sur, Group 4, Block 17 ‒
Evet, Villefranche-sur-Mer.
Yes, Villefranche-sur-Mer.
O mucizeler Sur ve Sayda'da yapılmış olsaydı,.. ... çoktan çul kuşanıp külde oturarak tövbe etmiş olurlardı.
If Tyre and Sidon had witnessed such miracles they would have repented in sackcloth and ashes long ago.
Ama size derim ki, hüküm günü Sur ve Sayda'nın hali sizinkinden daha iyi olacak!
I say it shall go less hard with Tyre and Sidon than with you at judgement day.
Evet, Big Sur'da deniz kıyısında bir kulübesi var.
Yeah, she's got a cabin on the coast in Big Sur.
Pardon, bu Chalons-sur-Saone'a giden tren miydi?
Excuse me, was this the train for Chalons-sur-Saone?
Seni şaşırttm değil mi?
Sur... surprised you.
Maxim'in Yeri ve Le Boeuf sur le Toit'nın işleri gelişiyordu.
Maxim's and Le Boeuf sur le Toit did a booming business.
Déjeuner sur l'herbe takımıyla başladı radyatörden uzağa konmuşlar diye.
Yeah. it started with the dejeuner sur l'herbe lot. Evidently, they were moved away From above the radiator or something.
Doğu cephesini kaybediyoruz.
Il est sur le point de mourir.
Bütün yollara barikat kurun Arnay-le-Duc, Nuits-St-Georges, Beaune Chalon-sur-Saone, Le Creusot, Autun arasındaki tüm yollara.
Set up roadblocks on all roads between Arnay-le-Duc, Nuits-St-Georges, Beaune, Chalon-sur-Saône, Le Creusot, Autun.
Ona "elbötte" denmez, "elbette" denir.
Er, you don't say bien shore, you say bien-sur.
Yarın gece Big Sur'da bir partiye gideceğiz. Seninle orada saat dokuzda buluşacağız.
We're supposed to go to a party at Big Sur tomorrow night, and I'm supposed to meet you there at 9 : 00.
Kuzeye hiç gitmedim.
I've never been north of the Big Sur.
Burası Fransa'nın - Oradour-sur-Glane kasabası.
We are in Oradour-sur-Glane, in France.
Tabii ki ben annesiyim.
Sur e, I'm her.
Emin misin?
Sur e.
Tabi.
Sur e.
Burası, Fransa'nın Oradour-sur-Glane kasabası.
This is Oradour-sur-Glane in France.
Burgonya üzüm bağlarının başlangıcında Chalon-sur-Saône diye bir yer vardı.
There's a Châlons sur Saône at the beginning of the Burgundy vineyard country.
şurada 525
şuraya bak 611
suratsız 17
süre doldu 60
şuradan 73
süren doldu 18
şuraya otur 93
şuraya koyun 23
sürücü 35
şuraya bakın 270
şuraya bak 611
suratsız 17
süre doldu 60
şuradan 73
süren doldu 18
şuraya otur 93
şuraya koyun 23
sürücü 35
şuraya bakın 270
şuraya bırak 18
sürgün 20
sürpriz oldu 24
şuraya çek 19
sürpriz mi 29
şuraya bir bak 33
şurayı 17
şurada dur 32
şuraya geç 76
şurayı imzala 49
sürgün 20
sürpriz oldu 24
şuraya çek 19
sürpriz mi 29
şuraya bir bak 33
şurayı 17
şurada dur 32
şuraya geç 76
şurayı imzala 49