Aksam traducir español
65,124 traducción paralela
Dün akşam hakkında.
Sobre la otra noche.
Dün akşam dediklerim yanlıştı.
Sobre lo que dije anoche, me equivoqué.
Dün akşam dayak mı yediniz, nadir bir merhamet ve itidal mi gördünüz?
¿ Anoche les di una paliza o mostré una rara compasión y control?
Ivy Sosyal Kulübü'nde geçen akşam affedilemez bir şey yaptın.
La otra noche hiciste algo imperdonable en el club social.
Dün akşam neredeydin Zeke?
¿ Dónde estuviste anoche, Zeke?
Bu akşam öğretmenin Bayan Green, Francisco Cruz'la buraya geldi.
Tu maestra vino esta noche con ese Francisco Cruz.
Bir okul görevlisi bu akşam gelip Boo-Boo'nun okulu ektiğini söyledi.
Un funcionario escolar vino a decir que Boo-Boo no ha asistido.
Sedece bu akşam olmaz.
Sólo que no esta noche.
Bunla ilgili bir plan yapalım bu akşam.
Lo planearemos esta noche.
Bak açıkçası beyzbolun bir akşam yemeğine sebep olacağını tahmin etmezdim.
No creo que el beisbol cuente como una salida de noche.
Belgeye göre akşam 6 : 35'te kayıt yaptırmışsın.
Aquí dice que te registraste a las 6 : 35 P.M.
Herkes ilk akşamında katılmak zorunda. Lütfen.
Todo el mundo está obligado a participar en su primera noche, por favor.
Bu akşam Buddy'yi getirecek misin?
¿ Traerás a Buddy más tarde esta noche?
Sen yeter diyene kadar her sabah alıp akşamı buraya bırakmama ne dersin?
¿ Qué tal si lo traigo todas las noches y lo recojo a primera hora de la mañana, hasta que me digas que deje de hacerlo?
- Bu akşam birilerini mi takip ediyorsun?
Sí. ¿ Estás siguiendo a alguien esta noche?
Bu akşam modu düşük bir bardasın o zaman.
Tienes expectativas bajas para una noche divertida.
Bu akşam oraya geleceğim.
Así que estaré allí esta noche.
Çok güzel bir akşam yemeğiydi.
Un almuerzo muy bonito.
Bu akşamın bestekârı altıncı senfonisiyle Ludwig van Beethoven.
Esta noche, interpretará la Sexta Sinfonía del compositor Ludwig van Beethoven.
Bu akşam sizi hiç ilgilendirmeyen başka işler de olup bitecek.
Esta noche hay en marcha otros asuntos, ninguno de los cuales la concierne.
Ben akşam sona ermeden isteri armağanı sunan aletlerimi kullanan bir yabancıyım.
Soy un completo desconocido, haciendo mi trabajo, ofreciendo el regalo de la histeria antes de que acabe la noche.
Dün akşam taşınan barut nakledilmeye hazır olduğu için götürdük.
La pólvora que trasladamos anoche estaba lista para trasladarse. Por eso la trasladamos.
Her zaman mı yoksa sadece bu akşam mı?
- ¿ Nunca o esta noche?
- Bu akşam gösteri olmayacak.
Esta noche no habrá función.
Bu akşam benim için onu giyeceksin.
Y esta noche te lo pondrás.
Çünkü kadın bu akşam Richmond Dükü'nü bıçakladı.
Porque esta noche ha apuñalado al duque de Richmond.
Ee bu akşam aklınızda neler var?
Entonces... ¿ Qué ideas tienen esta noche?
Bu akşam yeniay çıkacak. Dışarısı çok karanlık olur hem.
Hay novilunio esta noche, estará oscuro.
Billy dışarıda bir yerde ama bu akşam onu bulamayacaksın.
Billy está afuera, en algún lado, pero no vas a encontrarlo esta noche. Te lo garantizo.
Dün akşam gelecekti güya.
Se supone que vendría anoche.
Annem pazar günü akşam yemeğine çağırıyor.
Mamá quiere que cenemos el domingo.
Bu akşam dokuz buçukta. Crosley's'nin dışında, arka kapıda bekleyeceğim.
A las 9 : 30 esta noche, afuera de Crosley's, en la puerta trasera.
Willy, Glen'in her sabah ilk, her akşam da son gördüğü kişiydi.
Willy era la primera persona que Glen veía cada mañana y la última persona que veía cada noche.
Yarın savunma bakanıyla akşam yemeğindesiniz.
Mañana, cena con el ministro de defensa.
Obama bu akşam Kopenhag'daymış.
Obama está en Copenhague esta noche.
Sizi bu akşam burada olan bazı kişilerle tanıştırabilirim.
Podría presentarle a algunas personas esta noche.
Bu akşam bifteğin yanında ne yedik?
¿ Qué hemos cenado esta noche con el... con el filete?
Bu akşam merkezde küçük işletme sahipleri toplantısı var.
Esta noche, en el pueblo, hay una reunión de pequeños empresarios.
Bu akşam saat 7'de, eski adliye binasında.
Es esta noche a las siete en el antiguo ayuntamiento.
- Bu akşam bir şeyler içelim mi?
¿ Vamos por un trago esta noche? No puedo.
Alınma ama bu akşam doluyum. Beyazlatma randevum var.
Me toca blanqueamiento.
Ama o illaki, her azdığında beni özleyecek! Bu akşam hırsız-polisi oynayalım diye düşündüm.
... y se me ocurrió que podríamos jugar policías y ladrones...
Babana bu akşam ne anlatıyorsun?
¿ Y ora qué le escribes a tu papá?
- Bunu her akşam yapabilir miyiz?
¿ Y si escribimos cartas todas las noches?
Dahasını öğrenmek istersen akşam 1682 Greystone Yolu'nda buluşalım.
Si quiere saber más, venga a Greystone Drive 1682 esta noche.
Bu akşam buradayız çünkü benim sersem oğlum Scott'u, en iyi arkadaşını ölü bir cesedi göstermek için, ormana götürdü.
Estamos aquí esta noche porque el bobo de mi hijo decidió arrastrar a Scott, su mejor amigo en el mundo,
Akşamın ortasında tek isteğim sana sıkıca sarılmak
Lo único que quiero hacer Es abrazarte fuerte toda la noche
- Akşam yemeğini yedin mi?
- ¿ Ya comió su cena?
Bu akşam Savoy'da onun onuruna düzenlenen resepsiyona katılabiliriz.
La recepción de esta noche en el Savoy, podemos hacerla en su honor.
Şu anlama geliyor, saygıdeğer Başkomiserim akşamımı, lıkır lıkır şampanya içen ve yanında ağız dolusu füme somon yiyen ve bana en iyi Staffordshire çinisini nereden alabileceğimi söyleyen oda dolusu ordu subayını ve aşırı süslenmiş eşlerini gözetleyerek geçirme gibi bir niyetim yok.
Significa, mi querido Superintendente, que no tengo ni la más mínima intención de pasar la noche viendo una sala llena de oficiales del ejército con las finolis de sus mujeres engullendo champán entre bocados de salmón ahumado, diciendo que el mejor sitio para comprar vajillas es Staffordshire.
Varlığıyla bu akşam bizi onurlandıracak Bay Himmler'e özel tasarımlarımız var.
Tenemos medio oído que el mismo Herr Himmler va a honrarnos con su presencia esta noche.