Belki birazcık traducir español
468 traducción paralela
Belki birazcık dinlenirsem -
Tal vez si... descanso un poquito...
Kabul ediyorum, belki birazcık fevri bir hareket.
Admito que quizás un poquito impulsivo.
Adam belki birazcık kaçık... tıpkı ressamlar, ya da besteciler gibi... ya da şu Washington'daki politikacılar gibi.
músicos... o como esos políticos de Washington.
Belki birazcık köşelerden.
Quizá un poco.
Belki birazcık.
Bueno, puede que un poquito.
Belki birazcık olabilir.
Puede que un poco.
Alışılmadık olduğunu kabul ediyorum, belki birazcık gelişmiş...
Sé que es inusual, tal vez demasiado avanzado.
Belki birazcık.
Sólo una gota.
Eminim ağlatıyorsundur. Belki birazcık...
Sí, un poco, para ver cómo es.
Seninle bu ufak oyunu oynamak hoşuma gidiyor. Belki birazcık motivasyon iyi gelir.
Daniel, me encantan estos pequeños roces contigo, aunque quizá necesites más motivación.
Şey, belki birazcık.
Bueno, quizás lo hice. Solo un poco.
Bayan Patricia, belki birazcık ekmek alabilirim.
Mademoiselle Patricia, ¿ tendría un poco de pan?
Belki birazcık sohbet ederiz.
¿ No te gustaría participar un poco en la conversación?
Belki birazcık düzeriz!
Como mucho, te follamos.
Belki birazcık sola. Evet. Aaah.
Quizá un pelín a la izquierda.
Belki birazcık daha büyük olsaydın anlardın.
Si fueras mayor, lo entenderías.
Belki... belki birazcık soft caz.
Digamos... Algo de jazz suave.
Yani, belki birazcık.
Bueno, en parte sí.
Pekâlâ, belki birazcık gerçeği gizledim.
Puede que no sea del todo franco.
Şey, belki birazcık.
Bueno, tal vez un poquito.
Belki birazcık eski olabilir.
Puede que esté un poco viejo.
Belki birazcık görüyorsundur.
Tal vez lo miras un poco.
Teşekkürler. Belki birazcık daha bekleyebilirler.
Gracias. ¿ Podrían esperar un poquito más?
Üzeri, belki birazcık fazla dantelli.
Quizá traía demasiado encaje.
Çünkü Belki birazcık kendimize antrenman molası verebiliriz.
Porque -.. ... quizá podamos entrenarnos juntos.
Belki birazcık yargılayabiliriz.
Quizás podríamos juzgar un poco.
"Epeyce bir miktar kazanabilirsin..!" Biraz zahmet çekmen gerekebilir... biraz terleyeceksin ve belki... birazcık kanayacaksın.
Podría ganar Ud. un dineral requerirá un poco de esfuerzo... un poco de sudor y quizás... un poco de sangre...
Belki o birazcık daha fazla çekiyordur.
Mucho más.
Belki birazcık.
Pruébala Échame un poco
Belki de kendine birazcık zarar verip biraz dikkat çekmek istemiştir. Şimdi git.
Quizás sólo quisiera hacerse daño para tratar de llamar su atención.
Evet, belki olabilir, birazcık viski?
Sí, a lo mejor... un poco de whisky, con mucha agua, por favor.
Belki beni de birazcık severdi.
Quizá también me quisiera un poco.
Birazcık ılık belki.
Un poco calurosa, tal vez.
Belki aşk onu birazcık kadınsı yapabilir.
Quizá el amor pudiera hacerla algo más femenina.
Belki beni öpersen, birazcık.
solo un poquito.
Birazcık utangaç belki. Ama gerçek bir aristokrat.
Algo tímida, pero... una verdadera aristócrata.
Birazcık zekanız olursa belki birgün yaşamınız kurtulur.
Esta información le podría salvar la vida algún día.
- Belki de birazcık...?
- y quizá haya algo de...
- Belki az birazcık olabilir.
- Quizá un poquito.
Sanki kendi oğlumuzmuş gibi başarılarından gurur duyarak hiç aklına geliyor muyuz diye merak ederek ve belki de ufkunu birazcık bizim genişlettiğimizi varsayarak ufkunun nasıl genişlediğini hiç hatırlamasa bile izliyordum.
preguntandome si se acordaba de nosotros, y con la esperanza de que quizas habiamos ensanchado un poco sus horizontes, aun cuando no recordara como se ensancharon.
Belki birazcık.
Bueno, quizá un poco.
Belki ilk başta, birazcık.
Puede que al principio sí.
Belki bundan da birazcık istersin?
Algo de esto tal vez?
Her şeye rağmen, belki de Q'nun içinde birazcık insanlık kalıntısı vardır.
Tal vez en Q haya un residuo de humanidad después de todo.
Şimdi, bugün burada, bir boşanmaya şahit olmak için buradayız belki de birazcık fazla genç evlenmiş genç bir çiftin ne yaptıklarını bile tam anlamadan önce ve sonra korkunç bir hata yaptıklarının farkına varan, bir çift.
Así que hoy celebraremos el divorcio... de una pareja ; probablemente se casaron siendo muy jóvenes... antes de que supieran qué hacían... y luego se dieron cuenta del error.
Belki onun uydurduğu bir peri masalı ancak bu masal, geçmiş birazcık farklı olsaydı... her birimiz nasıl değişik biri olup çıkardık diye beni düşündürmeye başlattı.
Quizá se inventó un cuento de hadas, pero me hizo pensar... en qué nos habriamos convertido si la historia hubiese sido algo diferente.
Biliyor musun, kendimi birazcık yıpranmış hissediyorum ve belki sohbet edebileceğimizi düşündüm.
- Sí, yo. ¿ Sabes una cosa? Ya estoy un poco menos enojado... y pensé que tal vez deberíamos hablar.
Belki gerçekleri birazcık saptırma vakti gelmiştir.
Quizás es hora de empezar a tergiverzar un poco la verdad.
Belki de birazcık estetik ihtyiçları için... gönüllü olabilirsiniz.
Quizás estaría deseoso de acomodar todo a... sus necesidades estéticas.
Belki de birazcık mayoneze ihtiyacı vardır.
Quizá necesite un poco de mayonesa para salir. Bien.
Belki şimdi anlamışındır neden birisi beni golf maçımdan çağırdığında birazcık sinirlendiğimi.
Entonces tal vez entiendas por qué me molesto cuando alguien interrumpe mi juego de golf.
birazcık 224
birazcık daha 63
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
birazcık daha 63
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki biraz 51
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki biraz 51
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32