Belki mi traducir español
9,063 traducción paralela
Belki mi?
¿ Quizá?
Belki de çok içtin, öyle mi?
Quizás tomaste demasiado, ¿ no?
Kaçmak isteyebilirsin belki, hayatım.
Es posible que desees sacarte los tacones, mi amor.
Belki de düşünmelisin değil mi?
Quizá deberías hacerlo.
Belki de inancımı ve geleceğimi tamamen bir tamirciye bağlamak istemiyorum.
Puede que no esté dispuesto a poner toda mi fe y futuro en un inventor.
Gazetede birinin ismini görmek tuhaf, ama belki alışmalıyım.
Es extraño ver mi nombre en el periódico, pero quizás pueda acostumbrarme.
Ondan önce, dün falan belki bir iki kez. Onun dışında hayatımın geri kalan her lanet gününde Adsız Alkolikler'deyim.
Pero antes de eso, tal vez una o dos veces ayer y luego otra vez en Alchólicos Anónimos, cada puto día por el resto de mi vida.
Belki de bu sadece kafamın içinde belki de sadece...
Tal vez esto es todo en mi cabeza, tal vez es sólo...
Belki Başkan Gaviria'yı aynını yapmaya ikna edebiliriz, değil mi?
Tal vez podemos convencer al presidente Gaviria de que haga lo mismo. ¿ Sí o no?
Belki bir gün burada beyaz atlı prensimi bulurum.
Quizá algún día encuentre aquí a mi príncipe azul.
Ben de kendimi kaybetmiş gibi yapıp, belki de evime gitmiştir diyeceğim.
Me volveré histérico, sugiriendo que talvez el perro volvió a mi apartamento.
Belki de hayal görüyorum ama seni olay yerinden mi kaçırıyorum?
¿ Puedo estar imaginando cosas, pero estoy Yo conducía el coche de huida aquí?
Belki de küçük arkadaşımı aramalıyım.
Quizás debería de llamar a mi pequeña amiga.
Belki de evimde biraz uyumalıyım.
Quizás debería de dormir en mi casa por un tiempo.
Şuradaki üçgen deliklerden bütün üst gövdede var. Bu da üçüncü bir saldırganı işaret eder ve belki de belki de bir tür törensel cinayettir. - Törensel cinayet mi?
Y luego están estas punciones triangulares por todo el torso, las cuales sugieres un tercer atacante y quizás, quizás que sea algún tipo de asesinato ritual.
Belki finalimi duyunca fikrinizi değiştirirsiniz.
Quizás cambiéis de opinión cuando escuchéis cuál va a ser mi número final.
Sevgilim olduğundan söylüyorum belki ama ben de marketin pastasını beğendim.
Quizá es porque es mi prometido, y le quiero, pero como que también me gusta la de la tienda de comestibles.
Belki grubun Patsy'si olabilirim ama en azından gruptayım, değil mi?
Y puede que sea el Patsy del grupo, pero al menos soy parte del grupo, ¿ verad?
Belki de kendi yolunu çizmiştir. Ama bak, buradayız, değil mi?
Quizá las tomó a su manera, pero mira, estamos aquí, ¿ no?
Belki benimle ve kendinden yetki almış memurlar ve sekizinci halk heyeti ile ilgili. Kısa bir soru Hannah.
Quizás es sobre mi y el de la auto - mandarinas y compañeros de viaje de la Comunidad Número Ocho Junta.
Belki de benim gizli malzememi bulmaya çalışıyordur.
¡ Quizás está intentando robar mi ingrediente secreto!
Belki Allah da benim Tanrım değildir.
Quizá Alá no sea mi dios.
Bana yeniden güvenebilirsen belki gelecekte erkek arkadaşım olacağını ya da...
Que eres mi posible futuro novio si alguna vez vuelves a confiar en mí o...
Belki ispiyoncuyu bulmamıza da yardım eder, değil mi? Bu benim işim değil.
Quizá ella pueda ayudar también a encontrar a la rata, ¿ no?
Belki babamı görmüşsündür, evde dans ediyordu.
Quizá viste a mi papá bailando por toda la casa.
Belki de her şeyi kafamda kuruyorumdur.
Quizás está todo en mi cabeza.
Eski karımla bir sürü ortak noktam vardı, o yüzden bilemiyorum belki de ortak noktaya ihtiyacım yoktur.
Tenía mucho en común con mi ex-esposa, así que no lo sé. Tal vez no tengo que hacer eso de nuevo.
Belki de beleşimdir. Aldatan nişanlım umursamaz zaten.
A mi prometido que me engaña no debería importarle.
Belki eşimle buluşurum, belki de kuzenimle.
Tal vez reunirme con mi esposa o mi prima.
Belki de kuzenimin eşiyle.
O la esposa de mi prima.
Belki de bu benim görevim, beni çağıran bir iştir. Hadi siz gidin başka görev bulun.
Creo que tal vez esta es mi misión, así que ¿ por qué no encontráis alguna otra misión, chicos, y yo me encargo de esta, vale?
Belki ileride bir gün arkadaş olabiliriz ama şu an yalnız kalmaya ihtiyacım var.
Y quizá en algún momento podamos ser amigos... pero por ahora necesito mi espacio.
- Bir şey için gerekmiştir belki...
Bueno, ya sabes, tal vez lo necesitaba para mi, algo yo- -
Belki de atım için sonra birini yollarım.
Quizá pueda enviar a alguien por mi caballo.
- Peki, belki ben bir sapığımdır çünkü bu benim sapıkça davranışım ki, seni akıl hocası ve güvenebileceğim birisi olarak seçmişim.
- Bueno, quizás sea una psicópata. Porque fue algo psicópata de mi parte elegirte como mi aprendiza y confidente
Leydim, Stark kızlarının ikisi de hizmetinizi reddettiğine göre belki de yemininizden kurtulmuş sayılırsınız.
- Los seguiremos. - Mi señora, si las jóνenes Stark rechazaron νuestros servicios, quizá estéis libre de νuestro νoto.
Kendi kendime dedim ki : "Bir şeyi bile fark ederse sadece tek bir şeyi bile fark ederse yeniden düşünürüm belki."
Me dije a mi misma, "bueno, si se da cuenta al menos de una cosa, si se da cuenta al menos de una cosa, bueno, quizás lo reconsidere".
"Bunu yapmanızı mı istediler?" yerine "Yalan söylemenizi mi istediler?" diyebilirsin belki.
Así que tal vez : "¿ Ellos le pidieron hacer esto?", "¿ Ellos le pidieron que mienta?"
Belki de kendi annenden ve benim Eunice'çiğim gibi örneklerden bu kadar uzak olman bu amacı biraz gölgelemiştir.
Tal vez estar tan lejos del buen ejemplo que te dio tu propia madre y mi querida Eunice te ha empañado un poco.
- Ne oldu? Belki biliyorsunuzdur. Yüksek sıkıntı seviyesiyle deney yapıyordum.
Como quizá sepan, estuve experimentando con niveles de ansiedad elevados y pensé, ¿ qué mejor manera de aumentar mi malestar que someterme a una noche de insípidas charlas de entrepierna sin censura?
Belki de bunu kutlamak için kafesimin etrafına dışkı atarım.
Tal vez arroje algunas heces alrededor de mi jaula para celebrarlo.
- Belki benim ihtiyardan öğrenebiliriz.
Tal vez podamos conseguirlo de mi viejo.
Hayır belki de son anda yüzümü görmek istemiyorsundur.
No... Quizás no quieras ver mi cara al final.
Seni son gördüğümde kanlar içinde o kemerde bileklerinden asılmış bitkin hâldeydin ve sonra da öldüğünü düşündürerek veya belki bir daha dönmemek üzere bırakıp gittin ve şimdi eve böyle mi dönüyorsun?
La última vez que te vi, estabas ensangrentado y roto colgado por las muñecas en esa arcada y luego haciéndome creer que estabas muerto o con la certeza que no regresarías, ¿ y así es como vuelves a casa?
- Hiç ya öylesine belki ben de bir göl evi alırım diyordum da.
Sabes, no hay razón. Solo... Estaba pensando que quizás me compre una casa en el lago para mi.
Belki insan mücadelesinin ruhu adına geçmişte kaldı deriz. Arabama dönüp buradan gitmeme izin verirsin.
Oye, quizás... en aras de... la lucha de la humanidad... podríamos olvidarnos de esto... dejas que vuelva a mi coche y me marche.
Düşündüm de belki cezamı Kaliforniya'da çekebilirim.
He pensado... bueno, que quizás podría cumplir mi condena en California.
Belki kendi imparatorluğumu kurarım.
Puede que empezar uno por mi cuenta.
Belki sana karşı olan ilgime biraz baharat katmış olabilir ama sana evlenme teklifi etmemle alakası yok.
Tal vez eso añadió un poco de interés, pero no tiene nada que ver con mi petición de matrimonio.
Eğer hayatımın geri kalanını yalnız geçirmek istemiyorsam sanırım, belki biraz gevşemenin nasıl olduğunu öğretecek birine ihtiyacım var.
Entonces, si no quiero pasar el resto de mi vida solo, creo que quizás necesite alguien que me enseñe a aflojarme un poco.
Belki de benim korkumdur.
Tal vez ese es mi miedo.