English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bir bardak su

Bir bardak su traducir español

1,438 traducción paralela
- Bana bir bardak su ver.
- Tráeme un vaso de agua.
Bir bardak su alabilir miyim?
Me puedes traer agua, por favor.
- Bir bardak su alabilir miyim?
- ¿ Me das un vaso con agua?
- Bir bardak su istiyorum.
- ¿ Un vaso de agua?
- Büyük bir bardak su.
- Un vaso grande de agua.
- Bir bardak su verir misin?
¿ Me puedes dar un vaso con agua?
Bir bardak su istiyorum.
Quisiera un vaso de agua.
Bir bardak su alabilir miyim?
¿ Puedes darme un vaso con agua?
Bir bardak su alıyorsun ve içiyorsun.
Te tomas un vaso de agua, y lo terminas.
- Bir bardak su? - Hayır, teşekkürler.
¿ Un vaso de agua?
- Bir bardak su alabilir miyim lütfen?
- ¿ Me das un vaso de agua, por favor?
Bana lavabodan bir bardak su ver.
Dame un chorro de agua del grifo.
Bir bardak su alabilir miyiz lütfen?
¿ Podría traernos un vaso de agua, por favor?
- Neden ona bir bardak su getirmiyorsun?
- Tráele un vaso de agua.
Bir bardak su.
Es un vaso de agua.
Her neyse, çabucak işi bitirdik ve bir bardak su içti.
Como sea yo no lo noté. Cuando acabamos, ella bebió un vaso de agua.
Ne yani, bir bardak su için mi teşekkür ediyorsunuz?
- ¿ Sólo un vaso de agua?
Sana bir bardak su getireyim.
Voy a buscarte agua.
Bir bardak su iç.
Bebe un vaso de agua.
Bir bardak su alabilir miyim?
¿ Me das un vaso de agua?
Bana bir bardak su getirsene.
Nada. Anda, cariño, tráeme un vaso de agua.
- Bir bardak su getireyim.
Le traeré un vaso de agua.
Bir bardak su getireyim mi?
¿ Un vaso de agua?
Uzun bir yoldan geldim. Bana bir bardak su bile vermeyecek misin?
Vengo de lejos, ofréceme un vaso de agua.
Bir bardak su getirebilir misin?
¿ Crees que podrías traerme un vaso con agua?
- Bana da. Ve bir bardak su.
- Que sean dos.
- Bir bardak su alabilir miyim?
- ¿ Me darían un vaso de agua?
İşte bir bardak su.
Toma un vaso de agua.
- Sana bir bardak su getireyim.
- Te traeré un vaso de agua.
Oraya ilk gittiğimde hava çok sıcaktı ve kapıya geldiğimde bana bir bardak su verdi.
La primera vez que me presente hacia un calor infernal, y... me acerque a la puerta, ella me ofreció un vaso con agua.
- İçecek birşey? - Bir bardak su lütfen.
- Sí, tal vez un vaso de agua, por favor.
Ve birisi bir bardak su içtikten sonra bardağı tekrar yerine koymuş ve odayı terk etmişti 90 yıI sonra o bardağı ve sürahiyi hala görebiliyorduk.
Entonces alguien tomó un trago de agua apoyó el vaso, y caminó fuera de la habitación... y 90 años después, ese vaso y esa jarra siguen ahí.
Bir bardak su ister misin?
¿ Quieres agua?
Dostum, sana bir bardak su verelim.
¿ Quieres un vaso de agua?
Bir SS'den bir bardak su istemişti ve onlar da dilini kestiler.
Una vez le pidió un trago de agua a uno de la SS. Y éste le cortó la lengua con la bayoneta.
Sana bir bardak su getireyim...
Te traeré un vaso de agua.
Bir bardak su getirmemi ister misin?
¿ Te traigo un vaso de agua?
Bir bardak su ister misiniz?
- ¿ Quiere un vaso de agua?
Size bir bardak su getireyim. - Hayır.
- Le traeré un vaso de agua.
Çocuğunuzun yüzme yarışında bir bardak dolusu içkiyle gelmek doğru mu?
¿ No le parece que es inapropiado, llevar un vaso con alcohol, en el campeonato de su hijo?
- Ben sadece bir bardak su alayım.
Gracias. - Muy bien.
Bunun üstüne bir bardak soğuk su içeceğim.
Hoy no resolveré eso.
- Bir bardak su ve kırmızı şarap lütfen.
Buenas noches.
Eve götür, bir bardak viski ver ve düz onu!
Llévela a su casa, dele un trago de whisky y désela vuelta!
Bay lnches, sanırım bir bardak şampanya şu an iyi gider.
Sr. Inches, creo que me vendría bien una copa de champán.
Aynı zamanda bir turşu istiyorum, lütfen. Bir bardak da su. Sakıncası yoksa buzlu olsun.
También un pepinillo, y un Vaso de agua con hielo, si puedes.
Bir bardak su istedim.
Pedí agua.
Git şu hemşirelerden bir bardak dolusu sakinleştirme suyundan al rahatla
Que una enfermera le sirva un jugo de cortesía.
Bir bardak su alabilir miyim?
¿ Me darían un vaso con agua?
Ve Ben Georgetown'a doğru yola çıktı. Bay Henson'ın bin bir emekle cilalayıp ucuz görünümlerinden kurtardığı haftalık bardak teslimatını taşıyordu.
Y Ben salió hacia Georgetown con el envío semanal de cristales... que el Sr. Henson había limpiado laboriosamente con su pulidora de... cualquier huella de su fabricación barata.
- Bir bardak su.
¿ Un vaso de agua?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]