English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bir dakika önce

Bir dakika önce traducir español

1,854 traducción paralela
Bir dakika önce...
aquí hace un minuto.
Bir dakika önce San Diego'daydım.
Hace un minuto, estaba en San Diego.
Bir dakika önce araba kazası yapmıştım, bir dakika sonra ormanın göbeğindeki bir korsan gemisinde miyim?
¿ Un minuto estoy en un accidente automovilístico y al siguiente estoy en un barco pirata en el medio de la jungla?
Bir dakika önce sokakta yürüyordum, bir dakika sonra ilkyardım ekibi üzerime eğilmişti.
En un minuto estaba caminando por la calle, y al siguiente tenía a los paramédicos junto a mí.
- Bir dakika önce o tarafa gitti!
- Se fue por ese camino hace un minuto.
Bir dakika önce arkasında kadın bağlı olan kamyon hakkında aramıştım.
Sí, hace un minuto más o menos llamé por un camión... con una mujer encerrada en la parte de atrás.
Bir dakika önce otoparkta yanında duruyorum, bir dakika sonra General Dynamics için tap dansı yapıyorum.
Un minuto estoy de pie a tu lado en la Marquesina, y de repente estoy bailando tap para General Dynamics
Bir dakika önce buradaydı.
Estaba aquí hace un minuto.
Bir dakika önce, tüm alan polis kaynıyordu dedin.
Un minuto atrás dijiste que todo el lugar estaba lleno de policías.
Bir dakika önce orada oturuyordu, sonrasında ölmüştü.
Un minuto estaba sentado allí y al siguiente estaba muerto.
Daha bir dakika önce onun elini tutuyordum.
Un minuto antes, estaba agarrando su mano.
Bir dakika önce Hackney'deyim... bir dakika sonra ise çölün ortasında. Gördüğüm kadarıyla, muhtemelen ya hipnotize filan edildim... ya da büyük bir şaka neticesinde beni buraya getirdiniz.
un minuto, estoy en Hackney y soy la siguiente, estoy en el desierto la manera en la que lo mire, probablemente eh sido hipnotisada o algo y ustedes me trajeron aquí, como una gran broma
- Bir dakika önce buradaydı.
Estuvo aquí hace un minuto.
Tanrım, yemin ederim bir dakika önce saat 3 : 30'du.
Dios mío, juraría que hace un minuto eran las 3 : 30.
Yani, bir dakika önce konuşuyorduk ve sonra ben...
Quiero decir, hace un segundo estábamos hablando y el siguiente...
Bir dakika önce bir kahramansın, sonrasında koyduğumun bir içkisini bile alamıyorsun.
Un minuto eres un héroe, y al próximo no puedes conseguir un puto trago.
Baba... Şunu söylemek istiyorum, Fritz ve ben hazır olduğumuzda evleneceğiz bir dakika önce bile değil.
Papi... sólo quiero decir que Fritz y yo nos casaremos... cuando estemos listos, ni un minuto antes.
Tıpkı söylediğiniz gibi çıkış yaptım ve bir dakika önce dökümleri indirmeye başladım.
Y acabo de descargar la información hace un minuto.
Bir dakika, önce park edeyim.
Vuelvo enseguida. Espere. Déjeme aparcar primero.
Anlaşılan bir kaç dakika önce telefonuna ulaşabilmiş. Ve ona içeride olanlar hakkında çok önemli bilgiler vermiş.
Por lo visto, ha podido conservar su móvil hasta hace unos momentos..... y ha dado mucha información sobre lo que pasa dentro.
O zaman kendinize yeni bir aile doktoru bulmanızın vakti gelmiş. Çünkü birkaç dakika önce savcılık bu parfümü teste tabi tuttu.
Ah, bueno, tal vez quiera conseguir un nuevo médico de cabecera, porque en los últimos minutos, la fiscalía hizo analizar este perfume.
Bir dakika, bu ağacın önünden daha önce de geçmemiş miydik?
Un momento. Ya pasamos por este árbol, ¿ no?
Bunu beş dakika önce söylediğinden beri hiç bir şeyin değişmemiş olduğunu bilmek de güzel.
Quizás me equivoqué al romper con ella. Permíteme aclararte algo.
Evet... bir kaç dakika önce.
Sí... hace un rato.
10 dakika önce bir eğitim seminerim vardı. Dusty?
Tenía que dar un entrenamiento hace diez minutos. ¿ Dusty?
15 dakika önce güvenli bir telsiz kayboldu.
Una radio segura desapareció hace unos 15 minutos.
20 dakika önce New Bern'deki JR ofisinin dışında bir bomba patladı.
Hace 20 minutos, una bomba explotó afuera de las oficinas de JR en New Bern.
Ve sadece bir kaç dakika önce bize ana yaşam kaynağının sentetik kan olduğunu anlatıyordun.
Y pensar que hace cinco minutos nos estabas contando que vivías principalmente de sangre sintética.
Bekle bir dakika. Sanırım az önce biri bana bir tornavida soktu!
Espera un momento. ¡ Creo que acabo de ser golpeado con un desarmador!
Bir kaç dakika önce telefonla aradım, ama hâlâ kayıp.
La llamé hace unos minutos, pero sigue desaparecida.
Tamam, yaklaşık 3 : 45'de, akşam güvenliği geliyor. ve değişmeden önce, herkez arka tarafa gidiyor, yaklaşık 5 dakika kadar. Sanırım bir çeşit rapor sunuyorlar.
Bien, a las 3 : 45 llegan los guardias nocturnos y antes de cambiarse, todos van a la parte de atrás unos 5 minutos supongo que para recibir instrucciones.
Dinle, 30 dakika önce, King's Inn Motel'den yaşlı bir adam aldın mı?
¿ Recogiste a un anciano hace 30 minutos... -... en el motel King's Inn?
Lütfen, herhangi bir karar almadan önce sadece benim söyliceklerimi bir dakika dinleyin.
Por favor, antes de tomar una decisión.. .. escuchenme solo dos minutos.
- Bir dakika, Monşer Le Pew. Siparişten önce birer içki alma şansımız var mı?
Un minuto. ¿ Alguna posibilidad de tomarnos un trago antes?
20 dakika önce, Walter dairemi bastı. Bana kolumdan bir iğne yaptı.
- Hace 20 minutos Walter irrumpió en mi apartamento y me metió una aguja en mi brazo.
Sıra sende. Turtacı'nın kıymetli yaşam hediyesi ancak bir dakika sürüyordu, hayatının kadını Chuck ile memnuniyetle paylaştığı bu bir dakikanın ; Chuck'ın uzun zaman önce kaybettiği babası ile sohbet edebilmesi için ancak yarısını verebiliyordu.
El don de la vida del Pastelero duró sólo un precioso minuto, un minuto que compartió ávidamente con la Chuck de su vida, para darle sólo medio minuto para recuperar toda una vida con un padre desaparecido tiempo atrás.
Önce "bulutlar kadar yalnız bir gezinti" iken, bir dakika sonra, ölüm perisi oradayken cehennemin kapısı çalınıyor gibiydi.
Un minuto todo es "vagaba solitario como una nube"... al siguiente atruenan las campanas del infierno y aúllan los espíritus.
Bir dakika, burasını daha önce gördüm sanki.
Espera, esto me suena.
Önce görmezden geldim onu, bir kaç dakika sonra geri geldi.
Lo ignoré al principio, pero unos pocos minutos después volvió.
HİRO'NUN BAŞINA VURULMADAN BİR DAKİKA ÖNCE
UN MINUTO ANTES DE QUE GOLPEARAN A HIRO
Tam 15 dakika önce sahte bir alarm verildi.
Se detectó una falsa alarma exactamente hace 15 minutos.
Bir hafta önce Scott Rowe ve Jonathan Chow'un kartları birkaç dakika arayla aynı barda kullanılmış.
Hace cinco semanas las tarjetas de crédito de Scott Rowe y Jonathan Chow fueron pasada en el mismo bar de Georgetown con minutos de diferencia entre ellas.
Fakat sakıncası yoksa sorguya başlamadan önce bir dakika bekleyebilir misin?
Pero, te importaría ¿ Esperar un momento antes de empezar la primera reunión de información?
Birkaç dakika önce hücre liderinden Ateşböceği'ne gönderilen bir mesajı engelledik.
Acabamos de interceptar un mensaje de texto enviado de la célula Del Líder a Firefly.
Bir FSB memuru bombacıyla temasa geçti ve onu bombayı on dakika önce patlatması için ikna etti.
Un agente del FSB contactó con los terroristas, los convenció para que adelantaran el plazo diez minutos.
On dakika önce, Asa Darlek'ten bir telefon aldım.
Hace Diez minutos, tuve una llamada telefónica de Asa Darlek.
Beş dakika önce seni çağırdığımdan beri 10 saniyede bir "Merhaba Gibbs" diyorum.
Ok, dije, " Hola, Gibb cada 10 segundos desde que yo te dije que bajaras hace 5 minutos. ¿ Para decirme que?
- Bir kaç dakika önce buradaydı.
- Estaba aquí hace un minuto.
sadece bir kaç dakika önce.
Hace sólo un minuto.
Arlene çocukların yanına gitmek zorundaymış, Sookie de bir kaç dakika önce çıktı.
Arlene tenía que volver con sus hijos, y Sookie salió hace unos minutos.
Kıyı lojistik destek kıtam, 45 dakika önce şifrelenmiş bir yardım sinyali tespit etti.
El grupo de patrulla recogió un S.O.S. codificado. Unas 45 marcas atrás.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]